Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Bu kitabı okulda işledik ve baya detaylı bir şekilde. Shakespeare her zamanki gibi konuşturmuş. O dönemde herkes bir yol izlerken -komedi ve ya trajedi gibi- Shakespreare her iki konuyu da ele almış ve problem oyunu ortaya çıkarmış. Venedik Taciri yer yer komedi yer yer trajedi unsuru taşımaktadır. Bu oyun da iki konu var; aşk ve intikam. Bazı yerleri beni gerçekten sıksa da, bu kitabı okuyup farklı yazma stili görmek beni mutlu etti. İyi okumalar...
Kitabın konusu ilginç. Bence bunca satılmasının en büyük nedenide budur. Zira Türkiyenin ABD ile gireceği savaş gerçekten de halkımızın ABD düşmanlığını düşünürsek hoşuna giden bir konu olmuştur. Hikaye atlaya zıplaya ve bence detayda birçok şey kaçırılarak yazılmış. Özellikle bazı ilginç bilgiler olmasının yanında çok acemice araştırmadan yazılmış yerler var. İşin en kötüsü ise kitapda unutulmuş veya kasti yazılmamış birşey var. O da Türk milletinin gerçek tepkisinin bu kadar basit olmayacağıdır. Eğer böyle bir savaş gerçekten de olsa doksan küsür yaşında ki nenem bile hiç çekinmez savaşa katkıda bulunur. Ayrıca RecepTayyip propagandası yaptığına da inanıyorum bu kitapda.
Fi ile başladı herşey, ilaç gibi bir kitap..Okumayanlar mı var hala inanamıyorum nasıl bekletirsiniz bu seriyi..Kesinlikle okuyun..altını çizeceğiniz o kadar çok alıntı var kii..
Kırmızı Pazartesi ne kadar güzel bir kitap ismidir. Kesinlikle mükemmel bir kitap, bu kadar güzel bir kurgu ve anlatım olunca Nobel Edebiyat Ödülü de sürpriz gelmiyor insana. İşleneceğini herkesin bildiği bir cinayetin öyküsü: "Santiago Nasar, onu öldürecekleri gün, piskoposun geleceği gemiyi karşılamak için sabah saat 05.30'da kalkmıştı." cümlesi ile başlıyor. İşlenecek bir cinayeti tüm kasabanın bilmesine rağmen engellenememesi okuyucu tarafından bilindiği halde -bunu kitabın sonu gelmeden biliyorsunuz- kitabı okurken sonucu merak ediyorsan, sonucun değişmesini arzuluyorsan yazar çok başarılı olmuştur demektir. Ölüm sahnelerindeki ayrıntılar, kurbanın iç organları elinde evin avlusundan geçerken halasının neyin var diye sorusuna "Beni öldürdüler, Wene Hala" demesi hatta bağırsaklarının üzerine bulaşan toprağı temizleme titizliğini gösterdi diye halasının verdiği ayrıntılar... Çok başarılı bir finaldi. "Bana bir ön yargı verin, dünyayı yerinden oynatayım" ın gerçekleştiği öykü aynı zamanda, namus cinayeti lakin cinayete kurban giden gerçekten suçlumu belli değil, lakin önyargılar o yönde..
Yazar öyküye başlamadan "Aşk avına çıkmak, şahinle avlanmak gibidir." diye, GIL VICENTE'nin sözünü paylaşıyor. Şahinle avlanmak sözünü bir türlü çözemedim. Burada tehlikeli manasında mı kullanılmış, riskli manasında mı kullanılmış bilmiyorum, önemsememin sebebi öykü ile bir bağlantı kurmaya çalışmam. Çünkü yazar, cinayete kurban giden Santiago Nasar'dan aşk(kadın) avcısı olarak bir bölümde söz ediyor. Düşündüm, düşünüyorum, daha ne olacak, okumayanlar okusun...
Erken Rüya Zamanlar,ilk başta kitabın adından bir anlam çıkarmakta zorlandığım fakat okudukça ve kitabın içinde bu kelimeler geçtikçe anladığım ve hayran kaldığım bir kitap oldu..O kadar güzel betimlemeler var ki edebi açıdan adeta bir klasik okuyormuş gibi. Eser ile Nehir'in hikayesi sizi hem hüzünlenip hemde mutlu edecek.
Yazarın okuduğum ilk kitabı. 1971'de, o yılların çalkantılı ve gergin atmosferinde yazılmasına rağmen, konusu halen güncelliğini koruyor. Romanda sıradışı karakterler ekonomi, politika ve din hakkında ilginç tespitlerde bulunuyorlar; görüşlerini destekleyen tutarlı argümanlar sunuyorlar. Hem keskin bir mizah anlayışı var, hem de hüzün var (gibi). Keşke değişim bu sıradışı karakterlerin arzu ettikleri gibi olsaydı, kimbilir dünyamız şimdikinden ne kadar farklı olurdu ! Bu kitap ile mola verecek herkese, hayatını başka türlü yaşamak için bolca seçenek var, umut da var. Sıra ve seçim okuyucuda !
Açıkcası bu tip kurgu-gerilim türlerini okumaktan çok izlemeyi tercih ediyorum ki eminim bu kitabında filmi çıkacaktır.
Kitaba başlama sebebim ise kurgusuydu. Orijinal dikkat çekici bir kurgusu var. Ama ne yazıkki konuyu kavradıktan sonra hikâyenin ortasından itibaren çok da okuyucuyu içine çekemiyor. Betimlemeler çok zayıf kalmış dolayısıyla o gerilimi yaşayamıyorsunuz. Kitabı bir süre sonra sonunda ne olacak diye merak ederek okuyorsunuz. Ancak final de zayıf kalmış. Yazar bu kurguyla çok daha iyi iş çıkarabilirdi.
İsmiyle ilgimi çeken bir kitap. Kitaba başlayana kadar neyle ilgili olabileceğini hiç düşünememiştim. Meğer toynak sesini duyunca otomatik düşünceler bize atı anımsatır; fakat toynak sesi bir zebraya da ait olabilir. Başlığın altındaki mesaj çok etkileyici gerçekten. Hakikaten insanoğlu otomatik düşünceleriyle yaşıyor. Bununla birlikte alternatif düşünceleri de göz önünde bulundurmamız gerektiğini vurguluyor.
Kitabın içeriğinden bahsedecek olursam; alt başlığı tasavvuf sohbetleri adı üzerinde kıssadan hisseler paylaşılmış. Keşke okurken not alarak okumuş olsaydım sizlerle paylaşırdım. İçerisinde çok güzel düşündürücü sözler var. Arada gaflete düşüp unuttuğumuz gerçekleri hatırlatıcı nitelikte. Bu sebeple her ne kadar bildiğimiz şeyler olsa da arada özümüzü hatırlamak için güzel bir kitap. Ve güzel yanı yazarın o hissi karşı tarafa aktarmadaki başarısı.
Kitabın ismiyle içeriğin ilişkisine gelecek olursam; onu ben henüz anlayamadım. Kitabın adı ayrı güzel, içeriği ayrı. Aralarında bir ilişki varsa da ben anlayamadım. Onu da okuyup anlayan biri olur, beni de aydınlatırsa sevinirim.
Bir kitap aynı zamanda çok sıkıcı ve merak uyandırıcı olabilir mi ? Oluyormuş. Kitabın içeriğinde uyuşturucu, fuhuş, mafya kısacası karanlık dünyaya ait ne varsa hepsi işlenmiş kitapta. Bir de çok küfürlü bir dili var. Bu yüzden çok sıkılarak okudum. Arada midemin kaldırmadığı bir çok şey vardı. Ama bir o kadar da merak ederek okudum. İki aynı ismi paylaşan karakterlerin çocuk yaşlarından beri yaşadıkları türlü acılar ve sonunda yaşlandıklarında kesişen hayatları ilgi çekiciydi.
Hakan Günday ilk defa okudum. Yazar aralarda çok kopuk anlatmış. Bir paragraftan diğerinde geçerken bile yıllar geçmiş oluyor. Bu sebeple duyguyu bazen alamıyorsunuz ama içeriği dolu dolu bir kitaptı. O karanlık dünyaları midem kaldırır diyorsanız okuyun derim, bakış açısı oluşturma adına güzel bir kitap.
