Anladın mı?
Hicran destanını kendinden oku, Mecnundan duyup da rivayet etme. Aşkın Leylasını gördünse söyle. Söz temsili bulup hikayet etme.Yüz bin Leyla doğar alemde her gün, Senin aradığın zevk, sefa düğün. Tutacağın işi önceden düşün; Daha ilk adımda nedamet etme. Sevdanın oduna pek güvenilmez, Tutuşurşan eğer kolay sönülmez. Bu yolun hükmüdür geri dönülmez, Canına kıymazsan seyahat etme. İyi bak kabına, olmasın delik, Boşuna taşırsın,gider gündelik. Anında olmalı, ettiğin iyilik, Alem duysun diye, inayet etme. Kabeden maksadın varmaktır yara, Kör gibi tapınma, kara duvara, Hızırı ararsan kendinde ara, Bulamadım gibi rezalet etme. Muhabbet herkesin aklını çelmez, Gönül viranesi kolay düzelmez. Alemden çekinme bir zarar gelmez, Sen kendi kendine hıyanet etme. Şen şatır gönlüne hicran dolmasın, Gençliğin gülşeni gamla solmasın. Neyzen gibi aklın yarda olmasın, Özründen çok büyük kabahat etme. Neyzen Tevfik
Körlük (Saramago)
Öncelikle şunu belirteyim : Kitap incelemesi yapmayacağım. Yazının başlığı her ne kadar aksini iddia etse de boşverin onu. Meselenin odak noktası kitap ve hayal ürünü karakterler yerine dibine kadar gerçek bir insanın hikayesi olacak. (Böyle söyledim diye korkmayın. Realist değil sürrealistim.) Bundan epey zaman önce bir etkinliğe katılmıştım.
Reklam
ANYA ( Yorumlarınızı bekliyorum :)
( İkisi de aynı an da içeriye girer. Oldukça sinirli bir şekilde aynı anda hareket edip, aynı anda konuşur… ) Kair / Riak – Kahretsin! Kair / Riak – Hep senin yüzünden! Kair / Riak – Beni tekrar etmeyi bırak! Kair / Riak – Lütfen… ( Biri konuşur diğeri sadece ağzını oynatır diğeri konuştuğunda… ) Kair – Tamam. Riak – Bence
Neyzen Tevfik
Hicran destanını kendinden oku, Mecnun'dan duyup da rivayet etme. Aşkın Leyla'sını gördünse söyle. Söz temsili bulup hikayet etme. Yüz bin Leyla doğar alemde her gün, Senin aradığın zevk, sefa düğün. Tutacağın işi önceden düşün;
Mümtaz ( yorumlarınızı bekliyorum :) 4.
Heyecanım kat ve kat artmıştı… Taraf tutmuyordum ve doğal olarak böyle bir şey de beklemiyordum. Kalem’in varlığını hissetmek, yaz emri, bütün bunlar düşünceyi destekliyordu ama daha çok kanıt gerektiğini ruhum, zihnim biliyordu. Peki bu yazılanlar nereye gidiyordu?. Sanıldığı üzere bir kitap mı?. Eğer öyleyse… Araştırmanın ilerisinde
Anladın mı?
Hicran destanını kendinden oku,  Mecnun'dan duyup da rivayet etme.  Aşkın Leyla'sını gördünse söyle.  Söz temsili bulup hikayet etme. Yüz bin Leyla doğar alemde her gün,  Senin aradığın zevk, sefa düğün.  Tutacağın işi önceden düşün; 
Reklam
Okuyun Lütfen...
Dün kütüphaneye kitap almaya gittim ve orada kitaplara bakarken bir teyze geldi. Evet yaşlı bir teyze. Tahminime göre yaşı 65 dolaylarında, üzerinde yeleği, uzun çiçekli eteği, başörtüsü ile tam bir Anadolu çiftçi kadını... Hani görseniz dersiniz ki evde torunlarıyla vakit geçiren, komşularıyla oturan bir teyze. Ama öyle değil teyzenin elinde üç
Tanios Kayası beni çağırıyor!
Amin Maalouf’ un kitabından bir bölüm çıktı tesadüfen karşıma; beni oku diyor sanki. “Eğer önündeki kapılar bir daha yüzüne kapanacak olursa, hayatının sona ermediğini düşün. Sona eren şey yalnızca hayatlarının birincisidir ve diğeri başlamak üzere sabırsızlanmaktadır. O zaman bir gemiye bin, seni bekleyen bir kent mutlaka vardır.”
Şehadet kokulu gönüllere hitap - Garib Çoban Hu Güzel Dost, Rabbim!.. Hu dedikçe boynuma bir zincir takıp istediği yere sürüklüyor. Allah’ım, beni imtihan etmek mi istiyorsun?.. Sakın kötü söz söyleme, gökkubbede ses kaybolmaz gönül. Uzun zamandır ne ben kendimdeyim; ne de kendim bende. Gönlü pak olanın sevgisi de saf olur. C /anım sana
129 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.