7 Mühür ve 7 Melek
6:1 Sonra Kuzu’nun yedi mühürden birini açtığını gördüm. O anda dört yaratıktan birinin, gök gürültüsüne benzer bir sesle, “Gel!” dediğini işittim. 6:2 Bakınca beyaz bir at gördüm. Binicisinin yayı vardı. Kendisine bir taç verildi ve galip gelen biri olarak zafer kazanmaya çıktı. 6:3 Kuzu ikinci mührü açınca, ikinci yaratığın “Gel!” dediğini
244 syf.
9/10 puan verdi
Öncelikle arkadaşlar bu incelemeyi bir pedagog bir öğretmen veya bir eğitimci edasıyla yazmadığımı belirtmek isterim. Kaleme alırken bir sosyolog ve 20 yıl bu eğitim sisteminin içinde olan bir fert olarak kaleme aldım. Elimden geldiğince bilimselliğe girmemeye sadece kendi alanımın noktalarına değinmeye çalışacağım. Önce kitap hakkında sonrada
Zorunlu Eğitime Hayır
Zorunlu Eğitime HayırCatherine Baker · Ayrıntı Yayınları · 2000165 okunma
Reklam
#ekimgelince
Sensizlik aksanı zor bir lisan şimdi dilimde… Ne söylenebiliyorsun ne okunabiliyorsun… Hani derler ya düşenin dostu olmaz diye ben senin yolunda düştüm kimse elini uzatmadı dizlerim kan olmuş, yüzüm gözüm kan olmuş soluklarım ara sıra can yakıyor… Eteklerim çamur, dilim hayal meyal… Gözyaşlarım sicim gibi süzülüyor yanaklarımdan aşağı… Sensizlik
Sakarya
İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya; Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya. Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak; Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak. Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir; Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir. Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat; Şu çıkan buluta bak, bu inen
88 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Gözler tavana Eller iki yana Ağız açık İnsanın kafasını dumanlayan adam Sadık Hidayet, ne yapıyorsun adamım dedirten bir yazar. :) Bu kitap hakkında bir şeyler yazmayı düşünmüyordum. Hatta bittiğinde kapağını bile açmam sanıyordum (fikrim hala stabil.) Yani rüya haline, bu karmaşaya ne yazılır? Sadık Hidayet’in ölmeyi planladığı ki bunu
Aylak Köpek
Aylak KöpekSadık Hidayet · Yapı Kredi Yayınları · 20212,785 okunma
NAZAN BEKİROĞLU - YA BASILMAMIŞ OLSAYDI?
Hüseyin Cahid, neredeyse çocuk denecek çağda, bir hevesle kaleme aldığı Nadide’yi basmaya yanaşmayan Bab-ı Ali kitapçılarına hayretle, “hiçbiri kendilerine getirilen mücevherin kıymetini takdir edemiyordu, böyle büyük bir fırsatı kaçırıyorlardı” demektedir. Nihayetinde, Nadide, başında Ahmed Midhat Efendi’nin bu genç yazara “parlak bir istikbal”
Reklam
1.000 öğeden 91 ile 100 arasındakiler gösteriliyor.