Jack Kerouac Kendini Anlatıyor
Ben hayatım boyunca pranga mahkûmiyetlerinden kaçan köksüz bir ağaç oldum. Ne durmayı ne de aynı yolu ileri geri kat etmeyi severim. Bana sorarsanız, gerçek yaşam hiç durmadan dosdoğru denize doğru gitmektir. Öyküler söylemek, öyküler dinlemek, öyküler yaşamak…
Benim öyküm de onlardan biri. Her zaman gizlice
Üniversitede üçüncü sınıfa giderken bir saz çalma merakı almıştı beni. Gece gündüz çalıyorum rüyamda. O eşsiz büyülü türküler eşliğinde hikayelerine de gömülüp kayboluyorum adeta. Birgün saz ustası Ozan dayı ile tanıştırdılar beni ve dört arkadaşımı daha. Aman ya Rabbim, o nasıl bir ses, o nasıl bir sazı dillendirmektir!.. Saz sanki bir sandalye
Bir gün kitabı çok önce okuduğum ama çok etkilendiğim nadir kitaplardan biri.. hediye edilmesi ayrı bir değerli hediye eden ayrı bir değerli.. yani katmerli bir kitap benim açımdan.. içindeki sımsıcak samimi hikaye de o değere bambaşka bir değer katıyor tabii ki.. şimdilerde Tuna'nın Türküsü ile ortak basılmış yeni bir basımı olsa da tek başına
Kafkanın hikayeleri, kısa öyküleri pek çok farklı yayıncı tarafından çeşitli kitaplarda toplandı. Bu başlıkta açlık sanatçısı ismiyle bahsedeceğim öykü bir diğer kitabın içinde de geçiyor ve ben oradan okumayı öneriyorum. Açlık Şampiyonu ismiyle şu kitapta yayınlandı,
kitapyurdu.com/kitap/ceza-somu...
Hikayeye gelirsek
Sadık Yalsızuçanlar - Aşk Kâğıda Yazılmıyor
Palto, s.121-123 ve 131-132
Abdurrahim Karakoç Konuşması "Aşk Bir Defa Gelir Amma Pir Gelir"
Aşk nedir sizce? Aşkı nasıl anlarsınız, nasıl tarif edersiniz?
Her insan aşkı tarif etmiştir az çok. Bazısı yaklaşmış. Onları da hoş göreceğiz. Aşk bir duygudur. Yürekten bir duygu. Aşk
HAYAT MI EDEBİYATTAN BÜYÜK YOKSA EDEBİYAT MI HAYATTAN BÜYÜK ?
Yakın zamana kadar hayatın edebiyattan büyük olduğunu düşünürdüm, bir süredir tam tersini düşünüyorum. Edebiyat hayattan büyük.. Bu muhteşem kitap da bu düşüncemi iyice pekiştirdi.
Eğer sustuklarımız, söylediklerimizden daha kıymetli ve bizi daha çok anlatıyorsa edebiyat hayattan
Kitap önerisi isteyenlere önerilerim. En sevdiğim 45 kitap :)
1. Güneşi görüyorum
2. Aldatmak
3. Iki şehrin hikayesi
4. Dokuzuncu Hariciye koğuşu
5. Beyaz Zambaklar Ülkesi
6. Peri kızı af buyrun
7. Suç ve Ceza
'Bir Yeşilin Peşinde' koşan adamın hikayesini okuyacaksınız. Yeşil deyip geçmeden, ne var canım bunda demeden bir ömür adamış bir hikaye ile anılar dünden bugüne geliyor.
Zaten yaşlıların bastonu da anılar değil mi? Belki bir yaştan sonra hep 'siz bilmezsiniz, bizim zamanımızda....' diye cümleleri hepimiz duymuşuzdur.
Bir Yeşilin Peşinde de bu
'İyi ki seninle yaşadım bu dünyayı'.
Bir ömrü paylaştıktan sonra söylenen bu cümle nasıl kıymetli. Daha ilk aylardan biten sevgilerin yaşandığı bu dönemde, çok mu ütopik bu aşk, yaşanır mı böylesi? Bu satırları okuduktan sonra daha azına tamah ettirmeyecek bir sevgi arayışına sokuyor Şükrü Erbaş.
Onunla kendini 'tam' hissettiği eşinin ölümüyle yaşadığı boşluğu, yarım kalmışlığı, özlemi, hüznü iliklerime kadar hissettim. Bir insan nasıl güzel sevilir, sevgi nasıl ölümsüzdür satır satır okudum.
Ölenle ölünmüyor, hayat devam ediyor diyenlere inat;
*Ömür Hanım, öyle bir acı ki bu, ölen yaşayanda her gün yeniden ölüyor.
*İnsan ölünce yalnız kendisi ölmüyor.
*Ben ölmeden sana ölüm yok, bunu unutma.
Sevdiğinin ardından, onun düzenini devam ettiren, anıları saklamak adına, eşyaları yerinden oynatmaktan imtina eden, çamaşırları bile asarken eşinin isteklerine uygun hareket eden biri Şükrü Erbaş.
*Eşyaların düzeni bozulmasın diye çırpınıp durdum sessizce. Yeri değişen her şeyin seni biraz daha uzaklaştırdığını söyledim.
*Sen orada yalnız kalma diye, burada konuşup duruyorum ben.
*Kefenimi toprağının altına sermedikce, elimi çekmem senden, çekmemi bekleme.
Şükrü Erbaş, eşi için yaktığı bu ağıda beni de ortak etti. Yaşamadığım ayrılığın hüznü çöktü üstüme. İnsan böyle sevmeli, böyle sevilmeli. Birlikte geçen kırk beş yılın ardından 'iyi ki senleydim' diyebilmeli..
Yaşıyoruz SessizceŞükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201612,8bin okunma