Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
355 syf.
9/10 puan verdi
·
60 günde okudu
Biri Hiç Yoktan Vurdu Kafeste Kuşumuzu*
1933-1935 yılları arasında Hitler Gençlik teşkilatı üyesi olan Johannes Ruppert isimli gencin durumu Türklerin ari ırk olup olmadığını gündeme getirdi. Johannes Ruppert, I. Dünya Savaşı sırasında Almanya’da bulunan Ali Rıza adındaki bir Osmanlı subayı ile Pauline Mann adındaki Alman bir bayanın evlilik dışı çocuğu olarak dünyaya gelmişti.
Bülbülü Öldürmek
Bülbülü ÖldürmekHarper Lee · Sel Yayınları · 201471,7bin okunma
143 syf.
9/10 puan verdi
Yitik Cennet - Sezai Karakoç
Yitik Cennet adlı eserinde
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç
felsefe ile edebiyatın muhteşem bir uyumunu sergiliyor. Bunu yaparken kullanılan yöntem ve benzetmeler zaman zaman ağır olduğu düşünülse de oldukça akıcı ve anlaşılır bir şekilde gerçekleştiriliyor. Cennetin sekiz kapısını temsil eden sekiz peygamber ve cennetin tam da kendisi olan son peygamber Hz
Yitik Cennet
Yitik CennetSezai Karakoç · Diriliş Yayınları · 20218,9bin okunma
Reklam
Özeleştiri Şiirlemesi
Ne politik çıkar ilişkisi bu Ne ideolojik ihanet girişimi değil mi? Ne kadar da masum anlattım Sen şimdi kıyamaz hak verirsin Sunduğum tüm özeleştirilerde gereklilik arar, Yine beni haklı çıkarırsın.
Sayfa 15 - Dara~ 5. BaskıKitabı okudu
140 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 günde okudu
Yeraltından Notlar
Dostovyski’nin Camus dahil olmak üzere bir çok varoluşçu yazarı etkilediği kısa bir romanıdır. İki bölüm halinde kaleme almıştır. 1864 yılında Petersburg’da basılmış. Modern hayatın getirdiği sorunlar eleştirilir. Aslında bunun içinde erken sayılır. Çünkü Rusya’da kölelik henüz 1861 yılında yeni kaldırılmıştır. Olduğumuz gibi olmayınca, yani
Yeraltından Notlar
Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020127,6bin okunma
Bir Özeleştiri Girişimi
Hayır! Her şeyden önce dünyevi rahatlık sanatını öğrenmeniz gerekiyor sizin, benim genç dostlarım, gülmeyi öğrenmeniz gerekiyor, eğer bir şekilde kötümser kalmaya kararlıysanız: eğer öyleyseniz, belki de gülmeyi bilenler olarak, sonunda bütün o metafiziksel sanatçılığı şeytana yükleyecekseniz.
Sayfa 32 - Oda Yayınları
Bir Özeleştiri Girişimi
Öte yandan Grekler, dâima daha iyimser, daha yüzeysel, daha duygusal ve aynı zamanda da mantık ve dünyanın mantık temeliyle açıklanması hususunda daha ateşli dolayısıyla da daha 《neşeli》 ve daha 《bilimsel》 olmaya başlamış olabilirler mi?
Sayfa 27 - Oda Yayınları
Reklam
Bir Özeleştiri Girişimi
Hem en önemlisi - kötümserlik? Epikür, acı çektiği için mi iyimserdi acaba?
Sayfa 27 - Oda Yayınları
Bir Özeleştiri Girişimi
Peki ya gençliklerinin doruğundaki Greklerde bilerek trajik olma istemi ve kötümserlik bulunuyorsa? Peki ya Hellaslara en büyük lütufları tattıran, Platonun deyimiyle söylersek, bizatihi deliliğin kendisiyse?
Sayfa 27 - Oda Yayınları
Bir Özeleştiri Girişimi
Fakat kulak verin hele: Gelin, yükselen bir nesil hayâl edelim. İmgelemlerinin bu gözü pekliğiyle, büyüklüğe karşı duydukları bu kahramanca itkiyle, gelin bu ejderha katillerinin cesurca bir adım attıklarını, bütünlük ve kusursuzluk içinde 《 kararlılıkla yaşamak》 için iyimserliğin bütün kadınsı doktrinlerine sırtlarını dönmeye cüret ettikleri için de gerekli olmayacak mıydı, yeni bir sanatı, metafiziksel rahatlık sanatını arzulamak? Tıpkı ona âit olan Helen'in Faust'la tragedyayı açıklayacağı gibi: 《Ve ben, en özlem dolu güç, Çekmeyeyim mi yaşama, biricik figürü?》
Sayfa 32 - Oda Yayınları
Bir Özeleştiri Girişimi
Ne yazık ki, o zaman, bir şair olarak, söylemekte olduklarımı şimdi söylemeye cesaret edemedim: Beki de yapabilirim bunu. Veya hiç değilse, bir dilbilimci olarak - Günümüzde bile bu alanda neredeyse her şey, bir dilbilimci tarafından keşfedilmek ve gömüldükleri yerden çıkarılmak üzere yerli yerinde duruyor. Hepsinden önemlisi de bir problem var, burada önümüzde duruyor - ve biz, 《 Bir Dionysoscu nedir?》 sorusuna verecek bir cevap bulamadığımız müddetçe de, Grekler, şimdi, her zaman olduklarından daha bilinmez ve anlaşılmazlar...
Sayfa 26 - Oda Yayınları
Reklam
Bir Özeleştiri Girişimi
Evet, demokratik beğeninin bütün 《modern fikirleri》 ve önyargılarına rağmen, iyimserliğin zaferi, üstünlüğü ele geçiren sağduyu, pratik ve kuramsal faydacılık, tıpkı demokrasinin kendisi gibi kuvvetten düşüşle, yaşlanmakla, fiziksel zayıflıklarla aynı belirtilere sahip olabilir mi?
Sayfa 27 - Oda Yayınları
Bir Özeleştiri Girişimi
Peki ahlâk nedir o zaman? - Bir yaşamı reddetme, inkâr etme istemi, yok olmaya karşı duyulan gizli bir arzu, çürümenin, yıpranmanın, iftira bir prensibi, sonun başlangıcı olamaz mı? Ve bundan dolayı tehlikelilerin en tehlikelisi?...
Sayfa 29 - Oda Yayınları
Bir Özeleştiri Girişimi
Zira ahlâk mahkemesinin bilhassa koşulsuz bir ahlâk anlayışını ifade eden Hristiyanlığın önünde yaşam, durmaksızın ve kaçınılmaz bir biçimde mağlup olmak zorundadır; çünkü yaşam, temelde ahlâk dışı bir şeydir.
Sayfa 29 - Oda Yayınları
Bir Özeleştiri Girişimi
Bu ahlâkdışı eğilimin derinliği, en iyi şekilde, -insanlığın şimdiye kadar dinlemek zorunda kaldığı, o ahlâk konusunda en saçma komedi olan - Histiyanlığın, bu kitapta bütünüyle ele alınmış olan o kötücül ve sakınımlı sessizliğine bakılarak tahmin edilebilir. Aslında bu kitapta getirilen bütünüyle estetik dünya yorumu ve değerlendirmesine göre, Hristiyan dogmasını, şimdiye kadar tek olan ve öyle olmaya da devam edecek ahlâk ve mutlak ölçütleri, örneğin Tanrısının doğruluğuyla yanlışlık ülkesine süren - yani onu inkâr eden, ona karşı çıkan, onu aşağılayan》ın sadece ve sadece sanat olduğundan daha büyük bir antitez daha geliştirilmemiştir.
Sayfa 28 - Oda Yayınları
Bir Özeleştiri Girişimi
Kötümserliğin, çöküşün, çürümenin, başarısızlığın, tükenmiş ve zayıflamış içgüdülerin bir işareti olması şart mıdır?
Sayfa 23 - Oda Yayınları
58 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.