Taaa şafakları Nice bir Yangınları düşer alın çatıma Gencecik ölüme gitmenin. Yığılır boşkovanlar, dumanlı Ve susar mitralyözler kuytularda. Suskundur, Karanlıktır,
"Bir gelin kaynanasıyla hiç geçinemiyor. Araları o kadar kötü ki gelin aktara gidip durumu anlatıyor: 'Onu mutlaka zehirlemeliyim ama bana öyle bir zehir ver ki, kimse fark etmesin' Yaşlı aktar geline bir toz vermiş. 'Bunu her gün yemeğine çok az karıştır, fakat aranı çok düzgün tut, gülümse, iyi davran ki kimse senden şüphelenmesin' demiş. Kızgın gelin kaynanasının her yemeğine muntazam o beyaz tozdan karıştırıp, bir ay ömrü kalan kaynanasına çok iyi davranmaya başlamış. Aradan bir ay geçince tekrar aktara gelmiş gelin: 'Bu zehrin panzehirini istiyorum. Zehirlediğimi anlamasın diye kayınvalideme farklı davranmaya, gülümsemeye ve saygı göstermeye başladım. Bu sefer onun da bana tavrı değişti, çok iyi bir insan oldu. Şimdi benim en iyi dostum. Onun ölmesine müsaade edemem.' Yaşlı aktar cevap vermiş: 'Panzehire ihtiyaç yok. Sana verdiğim zehir sadece tuzdu. O bir parça tuz, bugüne kadar kaç insanın arasını düzeltti
Reklam
Açılmış sarmaşık gülleri kokularıyla baygın En görkemli saatinde yıldız alacasının Gizli bir yılan gibi yuvarlanmış içimde kader Uzak bir telefonda ağlayan yağmurlu genç kadın Rüzgar uzak karanlıklara sürmüş yıldızları Mor kıvılcımlar geçiyor dağınık yalnızlığımdan Onu çok arıyorum onu çok arıyorum Heryerimde vücudumun ağır yanık sızıları Bir
2013 Eylül Kan… Kendimi kontrol etmekte zorlanıyorum, bu gece av var. Semra çok hoş, biraz fazla hülyalı bir kadın. Şu, her ilişkisinde sözü hemen evliliğe getirenlerden. Oysa ki Semra, bir erkeğin otoritesi kar- şısında tuz buz olacak biri. Yazık, bu kadar güçsüz biri nasıl aile hayatından bahsedebiliyor ki? En ufak bir sorunda tamamen dağılacak bir tip. Ben onun dağılmasına izin vermeyeceğim. Onu ebedi istirahatini yapacağı yere göndereceğim. Ben ayrılsam, onu parça bölük edecek ve sindirip kendi egemenliğinde yaşatacak birçok erkek var. Babam gibi. O zaman Semra da hiçbir şey yapmadan sadece ağlayacak. Annem gibi.
Ellerimde Tarih Tadı Var her sözcükten bir parça kestim ellerimde anlam tadı var bende her insandan bir parça yaşar bende bütün ömürlerden birer tümce sevişme gecelerinden birer çizgi her düğünden bir parça halay bir kadeh neşe her gerdekten biraz düş biraz heyecan her ölümden biraz acı her ayrılıktan biraz hüzün her savaştan bir parça kan ve bir kurşun her tarladan biraz ter biraz tohum biraz ürün her fabrikadan biraz ekmek biraz grev ve birer tulum her yoksul sofrasından biraz açlık biraz tuz ve ekmek bir dilim her uygarlıktan birer anıt ve sınıf mücadelesi ve bilim her direniş kentinden bir barikat biraz hayat biraz ölüm her özgürlük savaşından bir parça umut her ülkeden birer devrim her isyandan bir parça kestim ellerimde tarih tadı var
238 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
27 günde okudu
Puslu Sözlük
İhsan Oktay Onar'ın bu muhteşem kitabında tek eksik olan bir sözlük. Bu kitap kelime dağarcığınızı geliştiriyor... İhsan bey'in bu kadar kelimeyi nasıl öğrendiğini merak ediyorum doğrusu. Bir elimde kitap, Bir elimde tablet. Tableti sözlük olarak kullanıyorum. Şu an itibari ile 10 sayfalık bir sözlüğüm oldu. Bu sebeple bu kitabı bitirmek öyle
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,1bin okunma
Reklam
Tuz ve ter. Dok işçileri. Kıyıda bir tekne ibrişimle bağlı unuttuğumuz kaval sesine. Bir parça bulut. Yakamoz. Türkmen çadırları, başını kabuğuna çekmiş su kaplumbağaları. Tek ayak üstünde leylekler. Bir kartal. Zeytin ağaçları, üç beş kavak, bir pırnal. İncir satıyor bir Ermeni çocuk; haç sarkıyor boynundan. Bir kadının elinde tokaç çul tokaçlıyor çeşme başında. Bir Kürt kenger ve tütün çiğniyor; yüreği küt küt atıyor. Şaşırarak bakıyor Amanos dağlarına, ağzında çürüyen tütünü tükürüyor sol tarafına. Kahveci dalgın ve kulağı kirişte. Plak. Öksürme. Ve usuldan kanıyor bir bozlak.
sanmıştık ki ikimiz yeryüzünde ancak birbirimiz için varız ikimiz sanmıştık ki tek kişilik bir yalnızlığa bile rahatça sığarız hiç yanılmamışız her an düşüp düşüp kristal bir bardak gibi tuz parça kırılsak da hâlâ içimizde o yanardağ ağzı hâlâ kıpkızıl gülümseyen -sanki ateşten bir tebessüm- zehir zemberek aşkımız
açılmış sarmaşık gülleri kokularıyla baygın en görkemli saatinde yıldız alacasının gizli bir yılan gibi yuvalanmış içimde keder uzak bir telefonda ağlayan yağmurlu genç kadın
Resim