Merhabalar
Çok merak edipte okumaya cesaret edemediğim yazarlardan biri olan Victor Hugo'nun okuduğum bu kitabıyla birlikte tanışmanın mutluluğunu yaşıyorum. Biletlerin tükenmiş olduğu meşhur Greve açık hava tiyatrosunda sergilenen kimileri heycanı, tutkuyu, mutluluğu hissederken kimileri içinde isyanı, öfkeyi ve en önemlisi bir parça umut telaşını izliyoruz. Evet yanlış duymadınız, izliyoruz yazar öyle bir yazmış ki adeta kitabı okurken sizi içine çekiyor ve olayları izletiyor.
Paris'te meşhur bir meydan var; adına Greve Meydanı deniyor. Bu meydanda, idam cezasına çarptırılmış mahkumlar halkın önünde giyotinle idam ediliyordu. Özellikle Fransız İhtilalinden sonra Fransa'daki siyasi istikrarsızlık, belli bir süre devam etti.
Bir hafta, on gün ya da bir ay sonra öleceğinizi bilerek yaşamak ne büyük bir bahtsızlık yiyemiyor, içemiyor, uyuyamıyorsunuz tek düşündüğünüz idam edileceğiniz alet o öyle bir alet ki icat eden Dr. Guillotin, aletin ve idam şeklinin kendi soyadiyla anılmasından rahatsız olması sonuncunda soyadını değiştirmesine sebep olan giyotindir. Kitap sadece idamı ele almamış, aynı zamanda verilen kürek cezalarının acımasızlığına değinilmiştir.
Yaşanılan iç devinimler muazzam bir
şekilde aktarılmıştır. Mahkumun suçunun ne
olduğunun bilinmemesi ise, suçun değil idamın
varoluşunun tartışılması gerektiğini çok güzel
vurgulamıştır.