Benim için hayat bir roman, herkes de roman kahramanı.
Sayfa 155Kitabı okudu
112 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Albert Camus’un en çok ses getiren ve 1957 Nobel Edebiyat ödüllü yapıtıdır.Romanda, işlediği suçtan çok, gerçek duygularını dile getirdiği ve toplumun istediği kalıba girmeyi reddettiği için dışlanan bir ‘yabancı’ aracılığıyla, 20. yüzyıl insanının içine düştüğü yabancılaşma anlatılır. Bir türlü ele geçirilemeyen “anlam”ın sürekli aranışını, bilincin dış dünyadan ve toplumdan kopuşunu, topluma yabancı duran kahramanın çevresiyle ve toplumla arasındaki çatışmayı anlatan roman, büyüleyici gücünü ve arka plandaki derin ve suskun acıdan alır. Camus, genç kahramanı Meursault’nun dış dünyayla arasına koyduğu mesafeyi, kendine ve topluma yabancılaşmasını, annesinin ölümü dahil her şeye nesnel bir biçimde yaklaşmasını büyük bir ustalıkla dile getirir. "Bugün annem öldü veya dün tam hatırlamıyorum."
Yabancı
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2019113bin okunma
Reklam
221 syf.
·
Puan vermedi
"Dünyanın bütün çocukları Pál Sokağı'ndandır!"
Pál Sokağı Çocukları, her yerde görebileceğiniz çocuklardan. Bilye oynuyorlar, kavgalar ediyorlar. Ama bir enterasanlıkları var ki her oyunlarını yetişkinlikler dünyasından gördükleriyle süslemişler.. Nasıl mı dersiniz? Kendilerine ait bir arsaları var.-Ki onlar için "vatan" demek bu arsa. Savaşları var sonra.. Öyle basit savaşlar da değil ha; rütbeleri, üst-alt ilişkileri, taktikleri, kendilerine ait bayrakları, formaları, savaş mahkemeleriyle bildiğiniz savaş! Dernekleri var sonra. Genel kurul topluyorlar, oy kullanıp karar veriyorlar bu dernekte. İlginç çocuklar yani. Başka mahellenin çocukları, bizim Pál Sokağı çocuklarının arsasına göz dikince başlıyor olaylar. Onların kendi oyun yerleri var ama top sahaları güzel değilmiş! Zaten dünya tarihinde de saldıran tarafın hep haklı bir gerekçesi olmaz mı! Yazar 1878 Budapeşte doğumluymuş. Hukuk öğrenimi görmüş daha sonra da 1.Dünya Savaşı sırasında savaş muhabirliği yapmış. Kitapta çocukların dilinden anlattığı tüm savaş hikayelerinin bu kadar gerçekçi olmasının sebebi de bu olsa gerek. Kitap bana "Çocuk Kalbi"ni hatırlattı. Macar halkı yüzyıllardır çocuklarına severek okuturlarmış bu kitabı.. Hatta Pál Sokağı'nın olduğu yere bu roman kahramanı çocukların heykellerini dikmişler. Hayatın acı tatlı yanlarını çocukların dünyasına uyarlamış.Eğlenceli ve ögretici de bi kitaptı bence.
Pal Sokağı Çocukları
Pal Sokağı ÇocuklarıFerenc Molnar · Yapı Kredi Yayınları · 201925,4bin okunma
Aşıksınız demektir...
Dünyanın en güzel yeri onun yaşadığı yer, en güzel kokusu bedenindeki ter, en dayanılmaz duygusu gözlerindeki kederse... Hayat onunla güzel ve onsuz müptezelse... Her şiirde anlatılan oysa; her filmin kahramanı o... Her roman ondan söz ediyor, her çiçek onu açıyorsa... Eliniz telefonda yaşıyor, işaretparmağınızla ha bire onu tuşluyor, dara düştüğünüzde kapıyı çalanın o olduğunu adınız gibi biliyorsanız... Kokusu burnunuzdan, sureti gözünüzden, sesi kulağınızdan, teni aklınızdan silinmiyorsa bir türlü... Hem kimseler duymasın hem cümle âlem bilsin istiyorsanız... Nedensiz küsüyor, sebepsiz affediyorsan ve bütün bu hallerinize siz bile akıl erdiremiyorsanız... Kaybetme korkusu, kavuşma sevincinden ağır basıyorsa ve aşk, gurura baskın çıkıyorsa bu yüzden her daim...
318 syf.
·
Puan vermedi
·
12 günde okudu
Bütün Çanakkale Şehitlerinin ruhları şad olsun...
Kurgu olsa dahi tarihi gerçeklerin etrafında dönen ve Çanakkale savaşına başka yerden bakmamızı sağlayan bir Buket Uzuner romanı. Savaşın ne kadar çok insana acı çektirdiğini dramatik bir şekilde hissetmenizi sağlayacak ve Çanakkale'ye bir kere bile gitmemiş her Türk insanının dahi kendini sorgulamasına yol açacak bir kitap olduğunu
Gelibolu
GeliboluBuket Uzuner · Everest Yayınları · 20179,2bin okunma
112 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 saatte okudu
Peyami Safa'nın eserlerinden biri olan Dokuzuncu Hariciye Koğuşu ilk okuduğum eserlerinden birisidir. Öncelikle yazar çok samimi bir dil ile sade ve anlaşılır bir biçimde eseri kaleme almıştır. Sizlere tavsiyem bu eseri mutlaka okuyunuz. Beni ilk başlarda içine çekti. Öyleki sanki ben yaşadım, ben yaşadım o acıları, o ızdırapları. Bir yandan üzüldüm bir yandan sevindim... Sizlere kitabın dış künyesinden bahsedeceğim ve olay örgüsüne girmek istemiyorum. Yazarın eserinin künyesine baktığımızda 1929 yıllarında kaleme alınmış, ilk defa 1930 yıllarında Resimli Ay matbasında basılmıştır. Yazar bu eserin ilk baskısını arkadaşı olan Nazım Hikmete itaf etmiştir. Bu eser yazarın hastalıkla boğuştuğu çocukluk ve ilk gençlik yıllarını taşıyan bu küçük roman büyük ölçüde otobiyografiktir. Bilinç akışı tekniğinin ustaca kullanıldığı eser aynı zamanda psikolojik roman olarak edebiyat tarihimizde önemli bir yere sahiptir. Romanın kahramanı 15 yaşında bir çocuktur. Kendisinin ismi kitapta hiçbir şekilde geçmez ve bu yüzden ismini bilemiyoruz. Kahramanımızın sol dizinde ise kemik erimesi vardır. Aynı Peyami Safa'nın çocukluğunda sağ kolunda kemik veremi hastalığı olması gibi. Bunum en büyük sebebi yazar ilk öğrenimine devam ederken sağ kolunda ortaya çıkan kemik veremi yüzünden kendini çok küçük yaşta doktorların, hasta bakıcıların ve ilâç kokularının arasında buldu. Böylelikle bu yaşadığı durumu eserine aktarmıştır.
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Dokuzuncu Hariciye KoğuşuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 2023103,1bin okunma
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.