Bence Nar Ağacı okumak, kelimeler ile hemhâl olup, ânı yaşamak demek!
Öyle ki; Kimi zaman Zehra ile beraber resim çizersiniz, Setterhan’la beraber yüzük için taş seçersiniz. Yeri gelir İsmail ile kafiye ararsınız, Büyükhanım’la beraber köpekten korkarsınız, Azam‘la ise halı dokursunuz...
Kısacık bir cümlede dahi olsa derin anlamların peşinden koşmayı seven, edebiyatın o buruk kokusunu doyasıya içine çeken, mâna denizinde boğulmayı seve seve kabullenen bir okuyucu kimliğiniz varsa, hiç durmayın!
Nar Ağacı sizlere ümid ettiğinizden çok daha fazla haz verecek. Biran önce sonuna ulaşalım, ne oldu ne bitti anlayalım diye heveslenirken, son sayfayı hüzün ile çevirmeniz ve sizi içine alan bu muazzam hikayeye buğulu bakışlar ile veda etmeniz muhtemel. O vakitten sonra, kitabı yeni, yine, yeniden okumak en gerçekçi planlarınız arasında yer alacak, bilesiniz!
“Emin olun Nar Ağacı; Tarih kadar kesin, hatıralar kadar bulanık, bir roman kadar güzeldir.”️