Daha once yasadigi tum acilar bir rüya gibiydi onun için. Uyanmış olduğunu hissetti bir anda o kötü o zorlu , o kabuslarla dolu uykudan.
Sayfa 90Kitabı okudu
Her şey bir rüya gibi gibiydi. Gayretin, azmin, çalışmamın, verdiğim emeğin karşılığını almaya başlamıştım. Seviniyordum, bizlere hayatını vakfeden anneciğimi biraz rahat ettirebildiğim için mutluydum.
"Yağmurlu ikindilerde görülen hüzünlü bir rüya gibiydi hayat."
Sayfa 196Kitabı okudu
Ölünceye kadar kör ve sağır sayılırdık. Rüya görmekte olduğunu bilmeyen, bu nedenle gördüğü her şeyi gerçek sanıp gücünün yettiği herkesi o gerçeklikte yaşamaya zorlayan bir insanın derin uyku hali gibiydi yaşamak.
Sayfa 32Kitabı okudu
Yağmurlu ikindilerde görülen hüzünlü bir rüya gibiydi hayat.
Yağmurlu ikindilerde görülen hüzünlü bir rüya gibiydi hayat.
nasıl gidilir acaba
Nora, Bunlar gerçek olamaz, diye düşündü. Bayan Elm aklını okur gibiydi.
"Ah, bunlar gerçek, Nora Seed. Fakat senin anladığın anlamda bir gerçeklik değil bu. Daha iyi anlatabilmek için, arada bir yer diyebilirim. Yaşam değil. Ölüm değil. Geleneksel anlamda gerçek dün ya değil. Ama rüya da değil. Ne biri ne de öteki. Kısacası, yalnızca Gece Yarısı Kütüphanesi."
Sayfa 32Kitabı okudu
"Adam, duyguya ait hatırların varlığını hissediyor ama onları yine de hatırlayamıyordu. Sanki bütün bu kişileri rüyada görmüş gibiydi, sık sık görmüştü onları ama sadece bir rüya görme haliydi.”
