Ne kadar birbirimizden ayrılsak da ortak duygular da birbirimizden kopamayız, ayrışamayız. Ağlamak çok değerlidir, insancadır ve hakikidir. “Gözlerin ağlaması ruhun gülmesidir” der şair ve ruh insanlığı ortak bir şemsiyenin altında bir araya getirir.
Yavuz Bülent Bakiler’in altısı kız, altısı erkek on iki kardeşi vardır. Fakat
bunlardan sekiz tanesi küçük yaşlarda vefat eder. Geriye iki kız kardeşi (Nuran,
Şükran), ve tek erkek kardeşi (Naci) kalır. Şairin babası Cezmi Bakiler’in tayini
Sivas’tan Antep’e oradan da Malatya’ya çıkar. Bu dönemde kardeşi Nuran, 13-14
yaşındayken Malatya’da
Ağlamak çok değerlidir, insancadır ve hakikidir. 'Gözlerin ağlaması ruhun gülmesidir' der şair ve ruh, insanlığı ortak bir şemsiyenin altında bir araya getirir. Koşullarımız ve kültürlerimiz farklı olsa da duygularımız aynıdır.
Ağlamak hepimiz için arınmaktır. Ruhu yıkamak, temizlemek, tazelemektir.
Ağız tadıyla gülebilmenin sabrıdır, hak edişidir.
Gülmek de insanoğlunun ortak duygusudur.
Ağlamayı bilen gülmeyi de iyi bilir muhakkak. Ve bu dünyanın her yerinde hep böyledir. Kimsenin değiştirmeye gücünün yetmeyeceği bir hakikattir.
“ Benim anılarım, hayaletlerle dolu bir galeridir. Benim hayatım bütün hayatlardan oluşmuş bir hayattır. Bir şair hayatıdır.” Bu cümleler ile başlar 20. yüzyılın en büyük şairlerinden biri olan Şili’li Neruda anılarına. Çocukluğunun ve ilk gençliğinin soğuk gecelerine, ailesi olan ilişkilerine, ilk şiirlerini yazdığı okul yıllarına ve bir sömürge