Günaydın yeni güne, aydınlığa, günaydın henüz ayılamayanlara, henüz uyuyacak olanlara, günaydın 1k dostlarına..Şairin dediği gibi; '' Bahara bir dilim mavi var, son çeyrek biraz hüzünlü olur'' varsın olsun biz yine de sabırla bekliyoruz...
ANKARA'YA PEMBE YANAKLIYA Pembe yanaklıya, dinle beni diye diye; Bir garip Orhan Veli, İstanbul'u düşünmüştü, Acizane ben, Ankara'yı buldum , gittim, gördüm; Sezar endamında... İskender'in büyüğü müydü bilmem ama kıskandırdım... Zira Hiç düşünmedim, düşünemedim, fırsatım olmadı... Yaşattı; yaşadım, Kanattı; kanadım, Yalan yok ağlattı
Reklam
ŞAİRİN ÖLÜM DEDİĞİ Toprak çağırıyor, ölüm soğuk!... Kefen mavi kuş, üşümek kolonya so(ğ)(l)uklu mu? Sersefil, sahipsizlik!... Kör kurşun sevgi, sevgiyi kucaklamak, Eskimiş kanepe gibi bedende uzanan sevgiyi... Paslı bıçak izlerine benzer artık tenlerdeki ten izi... Zihinlerdeki ideler zayi, kalplerdeki hisler cerrahi... Bütün büyük
79 syf.
·
Puan vermedi
İlk önce kitabın ismine kapıldım, sonra satırlarına.. Şairin de dediği gibi ''kendinize bir sözcük bulun, rengi başka başka açsın harflerin.'' Benim harflerim hüzün, huzur, isyan yazdı boşluğa, sizin payınıza ne düşer bilmem.
Ağacına Küsen Yaprak
Ağacına Küsen YaprakMehmet Sadık Kırımlı · İlya Yayınları · 20072 okunma
Yine aynı yanlış tarih telakkisi Temir'in yabancı, Tatar ve düşman sayılması sonucunu doğurmuştur. Temir veya Türkistanlıların söyleyiş sekline göre Aksak Temir Bek Kunlar, Gök Türkler ve Çengiz gibi mefkurevi Türk devletini gerçekleştirmek isteyen bir hükümdardır. Onu bizim, yani Türkiye Türklerinin milli düşmanımız saymak yanlıştır, günahtır. Milliyetçi bir tarih görüsü Ankara Savaşı'nı bir kardeş kavgası saymak mecburiyetindedir. Ankara Savaşı'nda Aksak Temir ordusundaki Türkmenlerin sayısı belki de Yıldırım ordusundakilerden daha çoktu. Bu kadar insan vatan haini miydi? Bu kadar çok vatan haininin bir araya gelmesine imkan var mı? Onlar bu kavgayı bir hanedan ve otorite kavgası sayıyorlardı. Aksak Temir Bek umumi Türklük bakımından suç işlemiş midir? Bunu tartışmayı bir yana bırakıyorum. Çünkü her insanda kusur bulunacağını kabul ediyoruz. Tarihimizin en büyük fertleri olarak düşünebileceğimiz Fâtih, Yavuz, Kanuni hatta Alp Arslan'da kusur yok muydu? Gene en büyük fertler sayacağımız Mete'de, Kür şad'da, Tonyukuk'ta, Kül Tegin'de birtakım kusurlar bulunmaz mı? Elbette Aksak Temir de büyük Türklük bakımından birtakım hatalı hareketler yapmıştır. Fakat o ilerisini görebilen bir insandı, İslav tehlikesini görmüş ve Yıldırım'a Rus-Leh-Litvan sürüsünü müştereken imha etmek teklifini yapmıştır. Avrupa şövalye ordularını tepeleyen en büyük şövalye Yıldırım, maalesef bunu reddetmiştir. Acaba reddetmeseydi de o iki muhteşem ordu birleşseydi ne olurdu? Bir Türkçü şairin dediği gibi: Bütün Türkler bir olsa başkalaşır gidişler...
Mikro kozmosta, yani en küçükler âleminde uzay ve zaman fikri değerini kaybediyor diye düşünüyordu Hoca. Bilimin çevresi genişledikçe ve kendine has metoduyla açıkladığı olaylar arttıkça, bunu kuşatan bilinmeyenler evreni de büyüyor galiba. Şairin dediği gibi, "Deme insana mâlum olmadık manâ mı kalmıştır / Eğer meçhul arasan her işin encamı kalmıştır." Evet, her işin encamı, yani sonu bir türlü çözülemiyor. Olayların nedenini değil, nasıl olduğunu anlayabiliyoruz ancak.
Reklam
Ve bazen çay; Umutsuzlukları yeniden demleyip, umuda varmaktır. Şairin de dediği gibi: “Çay içiyorsanız bitmemiş bir şeyler vardır...”
Bayan Muller'ın yarından önce kalp krizi geçirip ölmesi çok mümkün görünmüyordu, ama olmayacak iş de değildi; büyük bir şairin dediği gibi, umut, insanın kalbinde sonsuza dek çiçek açar.
Hayata geç kalmıştır kendine geç kalan Şairin dediği gibi bir daha yaşamak zorunda kalır geçmişi anlamayan..
Dünya telaşına karışma vakti. Kravatları sıkmak gerek. Bu modern zaman köleliği. Bir bilsen ne kadar yorgun düşüyorum. İnsan karnını doyurmaktan geçiyor, bir hırs deryası. Şairin dediği ''kurtlar sofrası''. Kim daha çok nasıl kazanırım derdinde, karınlar şiş,akıllar nefsin kölesi. İnsanların tek derdi milyonlarca evin olduğu bu dünyada ''bir evim olur mu acaba''. Tek zeka örneğinin daha çok kazanan olduğu bir nesil. Öyle bir zaman ki zincirler ahir zamandan kopuyor sanki kıyamete. Müslüman dünyası kanıyor sessiz çığlıklarla. Gözler kör, diller lal olmuş bu vahşeti figana.. Hepimiz elimden gelse diyoruz. Diyoruz ya elimizden gelsin diye ne yapıyoruz, orası muamma. Bir çocuğun şekeri toprağa düştü diye ağlaması gerekirken,ölen anne babasına, minicik vücudundan kopan koluna veya bacağına ağlıyor. Bir anne çocuğunu sokakta oyuna daldı diye merak etmesi gerekirken, kurşunlar yavrumu da vurur mu ki diye düşünüyor. Bir baba ki çouğunun ölüsünü kucağına almak zorunda kalıyor. Ne fragman, ne senaryo; Hepsi acı gerçek. İnsanın en çirkin yüzü, müslümanlığın hazin sesi. Kalemin bile yazmıyor bunları. Aklın nasıl alsın ki? Kusursuz olan İslam, günümüz Müslümanları gaflette.
Reklam
Hani bir şiir vardı ya... Kimi kanunla alır, kimi kanunsuz alır... Doğru!.. Halk avunmayı dedikoduda bulmuş. Canlarını en çok yakan İcra Memuru mu? Almışlar İcra Memuru'nu tefe... Ben de gördüm bu adamı elinde zincir, dudağında ıslık dolaşıp duruyor. Tımarhaneden yeni çıkmış bir Ağazade geçmiş karşısına bir gün. Anamız var, bacımız var demiş, ne
Sayfa 140Kitabı okudu
Yüreğim seni çok sevdi demiştin. Fazlasıyla kanıtladın. Bu kadarını yapamadım ben. Yüreğimdeki sevgiyi yüreğime gömdüm. Senin adın da hep bende yaşayacak. Ama... Şairin dediği gibi Bir adın kalmalı geriye Bir de o kahreden gurbet Beni affet ... Kaybetmek için erken, sevmek için çok geç...
Resim