Hayatta ardığım ne varsa, hep kendiliğimden vazgeçtim aramaktan. Dalgınca bir şey arayan ve arayışla düş arasında bunun ne olduğunu unutan bir adam gibiyim. Arayan, kıpırdayan, rahatsız eden, yer değiştiren ve beş parmağıyla basbayağı var olan, beyaz, uzun ellerin gözle görülür hareketleri, olmayan ve aranan şeyden daha gerçektir.
Sayfa 281 - Can Y.
- Türk Tanrısı! Türk Yersuları! Umay! Yarın için bana güç verin! Öcüm yağıda kalmasın! Budun tutsak olmasın. Türk Tanrısı! Eşimi alıp on iki yıldır gönlümü kara kıldın. Gözlerimi alıp on yıldır dünyamı karanlığa saldın. Yüksünmedim. Yarın için bana ululuğunu saç. Savaş bitinceye kadar gözlerimi aç! Kana kana vuruşayım. Doya doya kırışayım. Can gövdeme yük oldu. Bir umudum sende kaldı. Sonsuz karanlığımı aydınlat! Sönmez ışığından bir damlasını yoluma fırlat! Ocağımı söndür de budunu yaşat! ... Türk Tanrısı! Can senin olsun, gözlerimi ver! Yıllarca neler çektim, kimse bilmedi. Gözlerim ışık aradı, ama bulamadı. Gözsüz at koşturdum, gönül tat almadı. Her şeyden vazgeçtim. Yalnız bir savaşlık ışık ver. Türk Tanrısı! Göğün rengini, güneşin parlaklığını, gecelerin süsü olan yıldızları, yeşil ağaçları, hattâ arkadaşlarımı, yakınlarımı, oğlumu bile gösterme. Yalnız ben dövüşüp ölünceye kadar yağıyı (düşmanı) göster. Sadağımdaki ok, kolumdaki güç, damarımdaki kan tükeninceye kadar yağıyı göster...
Reklam
Ben "bir şey"den vazgeçerek her şeyden vazgeçtim.
Charlie Chaplin
Kendimi gerçekten sevmeye başladığımda, Anladım ki, Duygusal acılar ve keder,bir uyarıydı bana, Kendi gerçeğime karşıyaşadığımı anımsatan. Biliyorum, bugün buna “özgün olmak” diyorlar. Kendimi gerçekten sevmeye başladığımda, Zamanı gelmediğini, Ve o kişinin hazır olmadığını bildiğin halde onu, İsteğimizi yapmaya zorlamanın, O insan
Hayat kimseye oynamadığı oyunları oynadı bana... Sil baştan yazılmış ve hiç oynanmamış bir rol verdi avuçlarıma... Hani sevdiğin kadar sevilirsin, ağladığın kadar gülersin masalları var ya!! O masallar hiç denk gelmedi bana. Bunun için bu kadar çabuk pes ettim ve her şeyden vazgeçtim.. Benimde suçum var tabii... Hayatı boş vermeyi ben hiç beceremedim......
Kaliforniya’da Long Beach şehrindeki Eyalet Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak ders verirken, aynı sömestrde benim iki dersimi alan bir kız öğrencim dikkatimi çekmeye başlamıştı. Bu genç bayanın şu özelliklerinin farkına varmıştım: Her şeyden önce çok güzel bir kızdı; gözüm gayri ihtiyari ona gidiyordu. İkinci olarak çok iyi bir öğrenciydi;
Reklam
Yazmak icin
Kitap yazmayı istiyorum henüz kelimelerle tam tamına yoğrulmadım belki ama istiyorum işte. Küçük bir çocuk bir oyuncak için nasıl tutturursa öyle işte. Henüz doğru bir şekilde ifade edemezken kendimi nasıl olacak bilmiyorum ama denemem lazım nerden bilebilirim ki hem çoğu şeyden vazgeçtim denemeden ama yazmayı okumak kadar seviyorum. Bir de birilerinin senin yazılarını okudukça begenmeleri yorumlari o kadar mutlu ediyor ki beni sırf iki saniyelik tebessüm için de yazmalıyım ihtiyaç var buna en azından benim ihtiyacım var gülümsemeye ve gülümsetmeye...
Kendimi gerçekten sevmeye başladığımda, Anladım ki, Duygusal acılar ve keder, bir uyarıydı bana, Kendi gerçeğime karşı yaşadığımı anımsatan. Biliyorum, bugün buna “özgün olmak” diyorlar. Kendimi gerçekten sevmeye başladığımda, Zamanı gelmediğini, Ve o kişinin hazır olmadığını bildiğin halde onu, İsteğimizi yapmaya zorlamanın, O insan kendim de
Charlie Chaplin
Kendimi gerçekten sevmeye başladığımda, Anladım ki, Duygusal acılar ve keder,bir uyarıydı bana, Kendi gerçeğime karşıyaşadığımı anımsatan. Biliyorum, bugün buna “özgün olmak” diyorlar. Kendimi gerçekten sevmeye başladığımda, Zamanı gelmediğini, Ve o kişinin hazır olmadığını bildiğin halde onu, İsteğimizi yapmaya zorlamanın, O insan kendim de
954 öğeden 931 ile 945 arasındakiler gösteriliyor.