Geçiyor bir şekilde geçmesine zaman Her saniyesini iliklerine kadar hissetmek değil midir zamanın önemli olan? Geçmiyor gibi gelse de insana Geriye dönüp baktığında halbuki Sudan bile hızlı akıp geçmiş zaman denilen kavram Daha dün biz değil miydik ışıklı ayakkabımız olduğu için mutlu olan Küçükken küçük şeylerle mutlu olan bizler Büyüdükçe neden mutlu olamaz olduk bunlarla? Nedeni belki aç gözlülüktür belki de doğup büyüdüğümüz coğrafya Maddiyata önem verilen bir dönemde Maneviyatın unutulması doğal değil mi Hanzala? Birisi kalkıp mantıklı cevap verebilir mi bana? Cevabı olmayan çok soru var bu hayatta İnsanlar neden kötülük yapar, birbirine yalan söyler en basitinden mesela? Amaca ulaşmak için her yol mübahtır diye uydurmuşlar bir zırva Sözde herkesin derdi başka Herkesin derdi başka olsa da İnsanların ortak noktası olmuş para Sevgi konusuna hiç değinmiyorum bile Sevmeyi bile beceremiyoruz çünkü gerçek sevgiyi atmışız geri plana İş işten geçince anlayacağız yapmışız ne kadar büyük bir hata Hatalar konusunda toplum olarak çıkmadık mı nirvanaya? Diğer insanlar ne düşünür neye inanır bilmiyorum Ben hayat denilen varlığın, hayat denilen olgunun böyle bir şey olmadığına inanıyorum. M.L
HİÇBİR YOLU YOK GİBİ GELDİĞİNDE
Sorunumuzun hiçbir çözümü olmadığına inanmaya izin verirsek, korku devreye girecektir. "Mümkün değil, bu sorunu çözmenin bir yolu yok" dediğimizi ya da başkalarının dediğini çok duymuşuzdur. Sırf o yolu bilmiyoruz diye gerçekten bir yol olmadığı anlamı çıkmaz. İsa, "Yol...Ben'im" dedi (Yuhanna 14:6). Yeşaya,
Sayfa 136 - GDKKitabı okuyor
Reklam
Soru sorma adabı diye bir kalite göstergesi var; her sual her ortamda sorulmaz, her merak ettiğine cevap bulacaksın diye bir kaide yok, bazı sorular samimiyet derecesi ile paralel yürürler, özne olarak hak etmediğin ya da haddin olmayan meseleleri soramazsın; net.
5.cilt
1275. Ebû Hüreyre radıyallâhu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem bize bir gün bir konuşma yaptı ve: - "Ey müslümanlar! Allah size haccı farz kıldı, haccedin!" buyurdu. Sahâbilerden biri: - Her sene mi, ey Allah'ın Resulü? diye sordu. Hz. Peygamber, adam sorusunu üç defa tekrarlayıncaya kadar cevap vermeyip
Soru sorma adabı diye bir kalite göstergesi var; her sual her ortamda sorulmaz, her merak ettiğine cevap bulacaksın diye bir kaide yok, bazı sorular samimiyet derecesi ile paralel yürürler, özne olarak hak etmediğin ya da haddin olmayan meseleleri soramazsın; net.
Bir zamanlar bir kız vardı. Aylarca süren yoğun sohpetlerimiz olmuştu. Her cümlesini merakla dinlerdim. Bilinçaltını görebilmek için 20 yıl koyabilirdim ortaya. Sohpetlerimizin birinde bana bir soru sordu ve ben sorusuna dahi cevap bile veremedim. Sorduğu şey' unutulan düşünceler nereye gider. Bunun üstüne uzun bir süre düşündüm. Sahi nereye gider unuttuğumuz delice tüm düşünceler... Ve şimdi cevaplamak istiyorum. Bilmiyorum kaybederiyorum bütün düşüncelerimi ağlamak istiyorum soyliyemediğim onca kelimelerin arasında kayboluyorum anlatamıyorum, aslında unutmuyorum anlatamıyorum…
Reklam
O benim için ne kadar doğru bir insan?
Onu ne kadar az doğru insan kılmaya çalışıyorsan o kadar..
Neden ayrıldığını anlamış değilim..
Sevginin bir nedeni yok ki ayrılığın olsun! Bir büyüye kapılmıştınız sadece bir gün büyü bozuluverdi.
Reklam
Bu ülke neden bir türlü gelişmiyor?
Onu geliştirecek olanların mantığına göre zaten geliştiği için.
ŞİİRE SONRADAN GİREN PARÇA I
çocukluğumu kalbimde tuttum kaynayan suda yumurta gibi bilgi erleri aldı uzağımı yakınımı ok attık tarihe bir kılı yardı tarihi gizli elle yönetilerek dolaştı durdu dolaştı durdu ruhum bezm-i ezelden başlayarak günlerimi bir soru ona ilk yönelen cevap olacak da bir soruydu kendine koştu mezardan tüttü kafatasından antik buharlar uçuştu
Sayfa 46 - Yapı Kredi Yayınları, Genişletilmiş 2. baskı: İstanbul, Nisan 2011
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.