mesela leibniz; bilmem neden böyle insanlardan söz etmezler okulda?
çocukları büyük iskender ya da napolyon olmaya özendireceklerine, neden onlara gauss'tan, pascal'dan bir şeyler anlatmazlar?
Kitap öyle yazılmış ki sanki Martin'in yaşadığı her şeyi ben yaşamışım gibi hissettim. Büyük bir eserdi. Kitapta sevdiğim bir söz var: ''Harcanmış günlerden insana kalan yalnızca yaşadıklarıdır.''
Martin EdenJack London · Goa Basım Yayın · 201291,4bin okunma
Sinan Yağmur kalemine eline sağlık diyorum .Bütün kitaplarını zevkle okudum çok şeyde öğrendim ama bu kitabı başka okudum .inanın sonunu okurken göz yaşlarımı tutamadım ağlayarak okudum züleyha ya çok üzüldüm daha öncede bu kıssayı okumuştum ama bu kadar etkilenmemiştim .Konuyu güzel seçerken yazımıda çok özen göstermiş gelecektede zevkle okunacak İlerde klasik kitaplar arasına girecektir .Keşke erkekler yusuf kadınlarda züleyha gibi sevebilseler işte gerçek aşk budur Aşık oldum deyip evleniyor birliktelik yaşanıyor aşk bitiyor .Kimse kimseyi kandırmasın aşk bitmez o bitenler karşılıklı menfaat üzerine kurulan ilişkiler adamın parası bitiyor aşk bitiyor kadının güzelliği gidiyor aşk bitiyor .Lütfen aşkı kötü emellere alet etmeyin .Aşk özel ve güzel bir duygu bunu hiç bir şey yıkamaz Onun içinde gerçek aşkı bulmadan kendinizi tanımadan kimseyle birlikte olmayın sonra üzülen olursunuz Allah herkese gerçek aşkı nasip etsin Şu söz çok hoşuma gitti onun vezir olduğu ülkede dilenci olmakta
OKUYUN...Mutlaka okuyun. Hele de 15 Temmuz gibi bir felaketin eşığinden döndüğümüz şu günlerde nelerden kurtulmuş olduğumuzu anlamak ve kavramak için mutlaka okuyun.
Ama ben bir daha asla okuyamayacağım, yüreğim kaldırmaz çünkü...Asla unutamayacağım, çok yerde geçen bir ifade vardı kitapta "bir ulusu yok etmek istiyorsanız kadınlara ve çocuklara işkence ve tecavüz edin, bunu yapın ki asla normale dönemeyip üreyemesinler, işte o zaman o milletin kökünü kurutursunuz".Bir kadın olarak yıllardır yüreğimi dağlar bu söz. Allah devletimize, milletimize zeval vermesin. Korusun , kollasın...
Labirent Yayınları'nın bizi Philo Vance ile tanıştırdığı Pipo serisinin ilk kitabı. Agatha Christie, Dorothy L. Sayers, Poe, Doyle kadar ünlü olan bu adam malesef ülkemize rağbet görmemiş olup. İki adet romanı 1956 ve 1981'de dilimize çevrilmiş.
Bu sebeple bile böyle bir kitabın çıkması önemli bir şey.
Polisiye roman tarihindeki en ukala dedektiflerden biri olan Philo Vance, Savcı Markham'ın talebi üzerine bir eve gider ve olaylar başlar.
Klasik polisiye romanlarının çoğunda olduğu gibi bir yancı (Watson, Hastings gibi) ve polisi aşağılama söz konusu. Gerçi yancısı yukarıda yazdıklarım gibi detaylı işlenen bir karakter değil, sadece anlatıcı
Güzel bir roman. Okunması gerekenlerden
Ejder CinayetiS. S. Van Dine · Labirent Yayınları · 201274 okunma
Grange romanlarını beğenerek takip ediyorum.Bu roman tam anlamıyla başarılı değildi maalesef , sonlara doğru kopukluklar artmış gibiydi.En başta hızlı bir giriş vardı , cinayet ritüeli de yazarın her romanında olduğu gibi orijinal ve dikkat çekiciydi tek sorun akışıydı bence yer yer karakterlerin tepkilerinden usandığım oldu devamında da nokta atışı olmayan bir son vardı ki Grange'ın romanlarında bitime doğru ciddi derecede şaşkınlık yaratan bir durum söz konusu olurdu.Yani ilk kez Grange okuyanlara göre gayet iyi sayılabilir fakat benim için orta derecede bir kitaptı.
KaikenJean-Christophe Grangé · Doğan Kitap · 20135,3bin okunma
Geleneklerin dışında bir Akba polisiyesi.
Genelde Akba Yayınlarının polisiye kitapları whodunit (Katil Kim?) veya Locked Room (Kilitli Oda) polisiyeleri olurken burada bir Hard-Boiled türde bir roman söz konusu.
Anlatımı ve kurgusu oldukça güzel roman tek bir olayı içeriyor.
Polisiye roman severlerin mutlaka okuması gerekenlerden
İnsan AvıThomas B. Dewey · Akba Yayınları · 19772 okunma
‘Kürk Mantolu Madonna; Maria Puder’, ‘Üst Kattaki Terörist’in Alt Kattaki Komşusu; Nurettin ‘, ‘Yüzüncü Ad’ın Dul Kadını; Marta’, ‘Baltası Kadar Masum Katil; Raskolnikov’, ‘İsimle Ateş Arasında; Nihade’, ‘ 5 yaşında kocaman bir çocuk; Alper Kamu’, ‘Afili Filinta; Nuh Tufan’, ve dahası...
Ben kimseyi Ömer kadar sevmedim.
Öyle roman
Öncelikle dil bakımından daha önceki kitaplardan farklı ve bu kitaba bu anlamı yüklemek ne kadar doğru bilmiyorum
şöyle ki : Yazar içinde bulunduğu topl
umun değer yargıları ile ilgili ip uçları vermekte ve buradan yola çıkarak yasal düzenlemelerin yanı sıra toplumsal değerleri içten içe eleştirmektedir ''ne kadar kelime kalabalığı'' yapsa da
Sadece yazarın yansıttığı zaman diliminde değil günümüzde de söz konusu durumlarla da karşılaşmak pek mümkün zira toplumun sırtında çözülmeyi bekleyen kambur olarak durmaktadır bir çok çözüm bekleyen ve sıkça karşılaştığımız sorunlar gibi
Temele aile yapısını alıp düzensiz yaşam biçimi,eğitim ve ekonomik politikaların amacına ulaşmaması,hukuksal düzenlemelerdeki eksiklik ve yazılı olmayan toplumsal değerler- kurallar gibi bir çok neden sıralamaktadır
Katılır mısınız bilmiyorum. Keyifli okumalar