Zülüflerin tene yaralar açtığı bir güzellikle
Bütün radyoların sevda şarkılarıyla
...
Bir büyük kentin yalnızlık korkusuyla...
Sisler sisler içinden... Geldi.
Gülümsedi.
Bu, sevgi dedi. Bu, dünya. Bu da ölüm.
Ağzında bir gelincik tarlasıyla geldi
İğne oyalarından bir gülümsemeyle
Gök bahçelerinden bir pencereyle
Irmakların bırakıp gittiği bir bozkırla
Zülüflerin tene yaralar açtığı bir güzellikle
Bütün radyoların sevda şarkılarıyla
Yeşil boyalı bir evin sandık odasıyla
Bir büyük kentin yalnızlık korkusuyla....
Sisler sisler sisler içinden... Geldi.
Gülümsedi.
Bu, sevgi dedi. Bu, dünya. Bu da ölüm.
Ağzında bir gelincik tarlasıyla geldi iğne oyalarından bir gülümsemeyle
Gök bahçelerinden bir pencereyle
Irmakların bırakıp gittiği bir bozkırla
Zülüflerin tene yaralar açtığı bir güzellikle Bütün radyoların sevda şarkılarıyla
Yeşil boyalı bir evin sandık odasıyla
Bir büyük kentin yalnızlık korkusuyla.....
İnsan
Ya hayrandır sana, ya düşman.
Ya hiç yokmuşsun gibi unutulursun,
Ya bir dakika bile çıkmazsın aklından...
Gün iyiden iyiye ışıdı artık,
tortusu dibe çöken bir su gibi duruldu, berraklaştı ortalık
Sevgilim sanki seninle yüz yüze geldim birdenbire :
aydınlık, alabildiğine aydınlık...
Kimbilir belki bu kadar sevmezdik birbirimizi
Uzaktan seyretmeseydik ruhumuzu birbirimizin
Kimbilir felek ayırmasaydı bizi birbirimizden
Belki bu kadar yakın olmazdık birbirimize...
En güzel deniz
henüz gidilmemiş olandır
En güzel çocuk,
henüz büyümedi.
En güzel günlerimiz
henüz yaşamadıklarımız.
Ve sana söylemek istediğim en güzel söz
henüz söylememiş olduğum sözdür.