Sefaradlar ve Ladino Dili
15. yüzyılda Avrupa'da Hristiyanlaştırılmaya çalışılan Yahudiler (Sefaradlar) 1492 sonrası İspanya ve Portekiz’den sürülmüşlerdir. Sefaradlar, 28 asra yakın bir süreden beri Musevi din disiplinine bir tür saplantıyla bağlıydı, yaklaşık 14 asır boyunca halkı Hıristiyanlığa giderek artan bir tutkuyla bağlanan İspanya'da Hıristiyanlarla başlangıçlarda iyi ilişkiler içinde de olsa sonralarında yıpratıcı çelişkilerle dolu bir tür bir arada yaşama serüvenini paylaşmışlardı. Yine yaklaşık 8 asır boyunca İslamiyet'in batıdaki bayraktarlığı iddiasını taşıyan Emevi, Murabıt ve Muvahhid egemenliği altında Müslümanlarla birlikte yaşamışlardı ve bütün bunlar peş peşe değil iç içe zaman dilimlerinde gerçekleşmişti. Kültür ve katı gelenekleriyle Sefaradlar, Osmanlı'da bir İspanyol lehçesi olan Ladino dilini konuşmuşlar, yıllarca Türklerle iç içe yaşamalarına rağmen asimile olmayıp benliklerini korumayı başarmışlardır. Fakat müzik anlamında da çok köklü olan Ladino dili artık konuşulmamakta ve unutulmaya yüz tutmuştur. Dünyanın dört bir yanına dağılmış Sefaradların bir kısmı da Osmanlı topraklarına yani Türkiye’ye sığınmıştır. İşte bu sürgün ve göçebe halka “Sefardi”, torunlarına ise “Sefardim” denilirdi. Türkçedeki karşılığı ise “Sefarad” olarak seslendirilmektedir. Bu göç ve sürgün teması ise Sefarad müziğinin temelini oluşturmuştur... ~ youtu.be/g-X_4xekEy0
Yahudiler kısa zaman içinde çoğunluk durumuna geldiği ve "yeni Kudüs" olarak adlandırılan büyük Selanik limanı, Osmanlı Yahudiliğinin kalesiydi. 1535 yılında şehirdeki Yahudi ailelerinin sayısı 1477 yılına göre beş kat artarak 8070'e ulaşmıştı. Şehir çifte kimlikler kentiydi. İspanyol ya da Portekiz kökenli Yahudilerin ise üç kimliği vardı; Yahudi, Osmanlı ve Sefardin (İspanyol) Şehrin sokaklarında yeni bir dil duyulmaya başlamıştı: Ladino (yazı dili ) ya da judezmo ( konuşma dili ) adı verilen ve yapay olarak yaşatılan bir Kastilya lisanıydı bu. Varlıklı Yahudiler Haliç'in iki yakasında, Balat ve Hasköy’deki evlerinin verandado'larında (birinci kattaki büyük salon) turkito'yu (Küçük Türk -müezzin ) dinlerlerdi. Covitalar (ziyafetler) sırasında Psikado reynado (Cevizli balık gibi yemekler yer ve İspanya'dan sürgün edilmelerine ağıt niteliğinde romancero'lar (şarkılar) söylerlerdi.
Reklam
bir sürgün dili Ladino
Tüyleri diken diken eden bir ses bir sürgün dili ladino dilinden bir ninni youtube.com/watch?v=eBnVekc...