Gençtim ya, ne farkeder deyip geçerdim
nehrin uğultusu da olur, dalların hışırtısı da
gözyaşı, çiğ tanesi, gizli dert veya verem
ne fark eder demişim
bilmeden farkı istemişim.
——
“Yahu biz ne millet olduk? Bir milletin başına ateş yağıyor, biz alakadar olmuyoruz. Herkes çorbasını içiyor, herkes televizyonunu seyrediyor. Sabahleyin unutuluyor. Ulan ölenlerden bir tanesi senin kardeşin olsa, bir hafta çorba içmezsin. Hani, ‘İnnemal mü’minune ihva!’ Mümin, müminin kardeşi; Kur’an’da, senin hayatında değil!"
sayfalar çevrilirken
hikâye bitti.
kolay değildi
iki tanesi olmak.
sessiz, saklı, içten...
içini ısıtan
bir sesin
bir gülüşün
sahibi olmak.
kolay değildi.
(Ü.D)
İnsanlar ne zaman bir savaş başlatacak olsa, onlara şöyle diyordum: "Durun! Kan dökmeyin!" Şimdi de tekrar ediyorum: "Ey dağların, denizlerin öbür tarafındaki insanlar, siz ki mavi göğün altında yaşıyorsunuz, savaş neyinize gerek? Ben toprağım, bana bakın! Ben herbiriniz için aynıyım ve siz de benim gözümde eşitsiniz. Benim için önemli olan sizin sözleriniz değildir. Ben sizin dostluğunuza muhtacım, çalışmanıza, beni işlemenize! Saban izine bir çekirdek, bir tohum tanesi atın, size yüz katını vereyim, küçük bir fidan dikin kocaman bir çınar vereyim! Evler kurun, temel olayım! Üreyin, çoğalın, hepinize güzel bir barınak olayım! Derinim, yükseğim, büyüğüm, ucum bucağım da yok hepinize yeterim ben"
Gerçekler sana benzemez güzelim
Hayaller ile bezelersin sözleri
Kefenle dikersin gönlünü
Tek gerçek bilirim
Elleri kar tanesi yüzü nar tanesi
Gönlü zengin sevda kuşum
Sensin caň da kan sensin gözde han
Kimse sevgiyi hafif sanmasın
Duyguları herkesle bir sanmasın
Sana güneş bana ateş
Sana gece bana zifiri
Sana söz bana zehir
Sana aşk bana sevda
Hisler gerçeklerden kaçsada
Hayal ile kalsanda
Sözler ile şiirler yazsanda
Herkes sevdim desede
Cehennemin yedi katı var
Bir katında kalsanda
Her katta kalbi olan benim
Şeytanım sağ olsun