ALTAY KIZININ FERYADI
Ne Otağ var, ne Hâkan,
Ne Kopuz var, ne Ozan!..
Nerde o «ALTIN DEVRİ»
Nerde o kaynayan kan?..
Onlar diri, biz ölü,
Şan toprakta gömülü.
Gözlerimin yaşıdır
Ey Türkler, Aral Gölü!..
Çıksam mağrur dağlara,
Baksam zümrüt bağlara!..
Var gücümle haykırsam:
Hür yaşayan Beğlere!..
Kımız yok, tasım dolmaz,
«Can, gövdeye yük olmaz.»
Parçalasam kendimi
Feryadım «O» nu bulmaz!..
Uç ey kuşum, «O» na var,
Haydi yana, yana var!..
Kurutuyor kökümü:Ahhh!
Bir KIZIL CANAVAR!..
«ALTAY KIZI»NIN FERYADI
Ne Otağ var, ne Hâkan,
Ne Kopuz var, ne Ozan!..
Nerde o «ALTIN DEVRİ»
Nerde o kaynayan kan?..
Onlar diri, biz ölü,
Şan toprakta gömülü.
Gözlerimin yaşıdır:
Ey Türkler, Aral Gölü!..
Çıksam mağrur dağlara,
Baksam zümrüt bağlara!..
Var gücümle haykırsam:
Hür yaşayan Beğlere!..
Kımız yok, tasım dolmaz,
«Can, gövdeye yük olmaz.»
Parçalasam kendimi
Feryadım «O» nu bulmaz!..
Uç ey kuşum, «O» na var,
Haydi yana, yana var!..
Kurutuyor kökümü:
Ahhh!.. Bir KIZIL CANAVAR!..
İbrahım Tenekeci'nin şiirlerini, üzerinde düşünmeden okursanız bir şey anlayamazsınız.
Bakın ne diyorum, dünya
Sekerek yürüyor, gözümden düştü ya.
Acıyla gülümser İbrahim Tenekecinin şiirleri ve şiirden uzaklaşmış bir çok insanı şiire döndürebilecek bir kaleme sahip üstat...
Ey benim otuz yil sonraki halim
Ölmediysen eğer,
"Saygı değer Papa Hazretleri, Diyanet İşleri Başkanımızı kabulünüz vesilesiyle, saygı ve muhabbetlerimi iletiyorum..."
●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●
Başlığı Siz Yazın... (Kaybettiğimiz İzzetimiz)
• Müslüman bir kadını esir alan Rum valisine bir mektup gönderen Abbasi Halifesi bu mektubunda aynen şöyle yazdı: “Müminlerin Emiri Mu’tasım Billah’tan Rumların köpeğine! Esir aldığın bacımı derhal serbest bırakmazsan sana öyle bir ordu hazırlıyorum ki, bir ucu burada (Bağdat) öteki ucu da orada (Amuriye) olacak!” (Mu'tasım, sözünü tuttu.)
• Abbasi halifesi Harun Reşid'e mektup yazan Bizans kralı Nikiforos, daha evvel Abbasilere verdikleri vergiyi artık vermeyeceğini söyledi ve onu tehdit etti. Bunun üzerine Harun Reşid, Bizans Kralı'na bir mektup yazdı:
“Rahman ve Rahim olan Allah´ın adıyla.
Mü'minlerin emiri Harun'dan Bizans köpeği Nikephoros'a!
Ey kafir kadının oğlu! Senin mektubunu okudum. Cevabım, duydukların değil, bizzat gördüklerin olacaktır, vesselam.”
Harun Reşid, mektubun hemen ardından 187 (803) yılında devasa bir orduyla Bizans üzerine yürüdü. Bu savaşta bizanslılar 40.700 asker ve 4.000 yük hayvanı kaybetmiş, imparatorun kendisi de üç kez yaralanmıştı.
Ve Harun Reşid, tam dört yıl boyunca durmadı. 190 yılına kadar devam eden seferlerde Herakleia (Ereğli), Iconium (Konya), Tyana (Tüvâne, Niğde) ele geçirildi ve Nikephoros’un barış isteği, hem kendi hem de oğlu adına cizye vermesi şartıyla kabul edildi.
İşte bu, kaybettiğimiz izzetimizdir.