_Tanrı, ışığı yaratmıştır. Demek ki ilk Üstad-ı Azam Mason, Tanrı’nın kendisidir. _Adem Baba, ilk masonlardandır ve Tanrı tarafından Cennete mason olarak kabul edilmiştir. Bu, masonluğun eylem olarak değilse de bir oluş kudreti olarak daima var olduğunu söylemenin bir tarzıdır. Çünkü masonluk, insan ruhunun ilk ve eski bir ihtiyacına cevap
..habersizdim
Sabahattin Alin’nin de dediği gibi; “İnsanları olduğundan farklı görmekte ısrar edişime içerliyorum.” Muhteşem bir deneme kitabı okudum. İlk çıktığında kapak tasarımına hayran kalarak aldım ve sabırsızlıkla okuyacağım günü bekledim. Kısmet bu güneymiş (ikinci okuyuşum) ruhuma o kadar iyi geldi ki her bir satır. Kitap belli bir konuyu anlatmıyor
Reklam
_Eğer birinin ruhunu görmek istiyorsanız, ona hayallerini sorun. _İnsan doğasındaki en derin prensip, "takdir edilme" isteğidir. _Alaycı tiplerin aslında acılarını gizlemeye çalıştığı gerçeği doğrudur. _İnsanın dünyadaki durumu, kedinin kitaplıktaki durumu gibidir; görür ve duyar ama hiç bir şey anlayamaz. _Yanlış anlayanlar tarafından
_Hayat öylesine sürprizlerle doludur ki, sırtındaki küfeyi alır kiminden, elmasları yükler taş yerine. _Onların zırvalara inanmalarının sebebi, cahillikleri. _Sefil egolarının değer ölçüleriyle ölçüp, gerçeğe, güzele ve iyiye ağızlarından salyalar saçarak nutuk çekiyorlar. _Köle tiplerden oluşmuş hiçbir devlet yasayamaz. Köleden doğan yine köle
_Deniz bitti. En az iki yüzyıldır milletçe tam bir mirasyedi gibi yaşadık. Artık sonu geldi. Alacaklılar kapıya dayandı. Günü gün ederek har vurup harman savurduk ve değirmenin suyunun nereden geldiğine zerrece aldırmadık. Duranın durduğu yerde hep durmaya devam edeceğini sandık. Onunla ayakta durmak yerine emsalsiz bir umursamazlıkla sırtımızı
ÖZGÜR MÜYÜZ?
KİTAP TAVSİYESİ: Erdemli Bir Toplum Olmak İçin Okumaya Devam Edelim. Düşünenlerle Düşünüyorum Yazar: Hamza Yardımcıoğlu Kitap: Köleler Ve Efendiler Tür: Siyaset / Din Felsefesi / Hayat Felsefesi
Reklam
Türk Ocakları Ankara Şube Başkanı TÜRKÂN HACALOĞLU’nun toplantıyı açış konuşması “20 yıl önce ebediyete gönderdiğimiz Türk milliyetçilerinin Galip Abisi için bugün burada toplanmış bulunuyoruz. Siz Galip Abi dostları, hepinize ‘Hoş geldiniz.’ diyorum. Bugünün anlamı benim için çok önemli. Çünkü çok değer verdiğim üç önemli şahsiyet şu anda
CUMHURİYETİ KURAN ANA FİKİR TÜRKÇÜLÜK Düşünürlerimiz Cumhuriyetin ideolojisinin milliyetçilik olduğu hususunda birleşmiştir. Türk milliyetçiliği fikrinin gelişim süreci hakkında farklı yorumlar bulunuyor. Fikri Türkçülüğün-milliyetçiliğin II. Abdülhamit'in hükümdarlık yıllarının başında dil, tarih alanında Ahmet Vefik Paşa ve Süleyman
Rıfat Ilgaz, ilk kez, 1944 yılının Mayıs ayının 24'üncü gününde tutuklandı. Yargılaması tutuklu olarak yapıldı. 6 ay cezaya çarptırıldı. Bu cezanın nedeni Sınıf adlı şiir kitabıydı. Bu şiir kitabına ilişkin "Esbabı Mucibeli Hüküm" yalnız her hukukçuyu değil, her aydını da düşündürecek nitelikte. Yalnız hemen belirtmek gerekir ki,
Âlimlerin Öncüsü Fakih Sahabi: MUÂZ B. CEBEL(R.A)
Elçiler Yılı olarak anılan hicretin dokuzuncu yılıydı. Medine'ye gelen heyetler içerisinde Yemenliler, hem fazlalığı hem de dini öğrenme hususundaki gayretleriyle Resûlullah'ın takdirini kazanmıştı. Allah Resûlü de kendilerine göndermek üzere bir heyet hazırlamış, bu heyete başkan olarak “ümmetim içerisinde helal ve haram konusunda en bilgili olan kişi” (Tirmizi, Menâkıb, 32) dediği Muâz b. Cebel'i seçmişti. Elçi, zekât memuru ve kadı sıfatıyla Yemen'e gidecek olan Muâz (r.a.) bir yandan yönetimde görev alırken bir yandan da dinî konularda halka rehberlik edecekti. Resûlullah, üzerine yüklediği bu ağır sorumluluğu hafifletmek istercesine, her bir vazifeyi ifa ederken nasıl davranması gerektiğini ona ayrıntılarıyla açıklamaya başladı: “Sen Kitap ehli bir topluluğa gideceksin. Oraya vardığında onları önce, 'Allah'tan başka ilâh olmadığına, Muhammed'in de Allah'ın Resûlü olduğuna' şehâdet etmeye çağır. Bu davetine uyarlarsa onlara Allah'ın kendilerine her gün ve gece içinde beş vakit namazı farz kıldığını bildir. Buna da uyarlarsa kendilerine, Allah’ın onlara zenginlerinden alınıp fakirlerine verilecek olan zekâtı farz kıldığını bildir...” (Buhârî, Megâzî, 61). Kur'an-ı Kerim'in tamamını ezbere bilen Muâz, Hz. Peygamber'in kendisinden Kur'an öğrenmeyi tavsiye ettiği dört mümtaz şahsiyetten biriydi (Müslim, Fedâilüs-sahâbe, 117) Zamana ve mekâna sığmayan hizmetleriyle ilim önderlerine öncülük eden bu sahabiye Peygamberimizin bir de müjdesi vardı: Muâz, kıyamet günü alimlerin bir adım önünde yer alacaktı (İbn Sa'd, Tabakât, II, 264
Sayfa 127Kitabı okudu
Reklam
Her şeyden çok da, Bergotte'un felsefesini beğeniyordum, kendimi sonsuza dek bu felsefeye adamıştım. Bu yüzden, kolejde Felsefe adlı derse başlayacağım yaşı iple çekiyordum. Ama bu derste, sadece Bergotte'un düşüncesine bağlı kalarak yaşamaktan başka bir şey yapılmasını istemiyordum; o sırada bana, felsefe derslerinde bağlanacağım metafizikçilerin Bergotte'a hiç mi hiç benzemeyeceğini söyleseler, ömür boyu sevmeyi arzulayan bir âşığa, ileride birlikte olacağı başka sevgililerden söz edilmişçesine, umutsuzluğa kapılırdım. Bir pazar günü bahçede kitap okurken, annemleri ziyarete gelen Swann, okumamı böldü. "Ne okuyorsunuz, bakabilir miyim? Aa, Bergotte mu? Bergotte'un eserlerini kim tavsiye etti size?"
Uzun bir yazı ama biraz vakit ayırıp okumaya gayret edelim.
İslâm'da kadının yeri İnsan, ALLAH Teâlâ'nın yarattığı şerefli bir varlıktır. Eser, ALLAH Teâlâ'ya aittir. İnsanın hayatını tanzim etme şeklini en iyi bilen Rabbimizdir. Tabiî ve yaratılışa uygun olan, insanın Islâm'a göre bir hayat yaşamasıdır. Kadına da "insan" olma özelliği ile yaklaşmak gerekir. İslâm'ın kadına verdiği gerçek değer,
Resim