bir tefsiri ondokuz kez okumak...
Hafız Ömer Efendi şunları anlatıyor: "Kastamonu'da Nasrullah Camii'nde, Sevr Muahedesi aleyhinde meşhur mev'izasını irad ettiği Cuma günü sabahı, merhumun mektep arkadaşı Kastamonu Maden Müdürü Hasan Bey'in evinde sabah kahvaltısına davetli idik. Orada yanında bir kitap gördüm. Ne olduğunu sordum: "Tefsir-i Celaleyn" olduğunu söyledi. Ve ilave etti: "-Bunu daima yanımda taşır, Kelam-ı Kadim gibi okurum. Şimdiye kadar on sekiz defa hatmettim. Şimdi ondokuzuncu hatme devam etmekteyim." Işte Mehmed Akif'e, bütün müslümanların inanmasının sebebi buydu!.. Akif söylediğinin gerçekten eri idi... O, inandığını söylüyor ve söylediğini yapıyordu. On iki yıldır, yayınladığı şiir ve yazıları ile halkın fikrine, imanına ve ızdıraplarına tercüman olmuştu. Trablusgarp, Balkan, ve Birinci Cihan harplerinin en felaketli günlerinde, müslümanlar, onun, bir ayete verdiği mânâ ile veya bir ayetten aldığı ilhamla yazdığı şiirle teselli bulmuşlardı.
Sayfa 136