Tek bir şey dışında hiçbir şey istememiştim, hiçbir şey: aşkın korumasına sığınmak.
“Onun ölümü bir dönüm noktasıydı. Beni, toplam on beş yıllık evliliğimizde yaşadığımız her şeyden daha çok etkiledi. Bunu itiraf etmekten nefret ediyorum ama karımın hayatında beni gerçekten etkileyen tek şey, ölümü oldu.”
Reklam
Biyolojik evrimde soyunuzun başarılı olmasını mı istiyorsunuz? *) Sizden sonraki nesillerin uçmaya elverişli olmalarını temin etmeye çalışın. →Tüm bu hayvanlarda ortak tek bir şey vardı: Küçük boy ve uçma yeteneği. Evrim savaşını belli ki uçabilenler kazanmaktadır.;)))
Sayfa 131
Bizim için geçmiş geçmiştir, dedi Gaustin, ve oraya girdiğimizde bile arkamızdaki kapının açık olduğunu biliriz, kolayca geri döneriz. Hafızaları tarafından terk edilenler içinse bu kapı sonsuza dek mühürlenmiştir. Onlar için yabancı ülke olan geçmiş değil şimdiki zamandır, geçmiş onların vatanıdır. Bu durumda yapabileceğimiz tek şey, onların içsel zamanlarıyla uyumlu bir alan yaratmaktır.
"Övgü ve yergi, her ikisi de bir anlam taşımazlar. Hayır, bir değerlendirme yapmak, zamanın hoş geçmesini sağlamakla birlikte, tüm uğraşların en gereksizidir ve değerlendirme yapanların dediklerine boyun eğmek tutumların en onursuzudur. Yazmak istediklerinizi yazdığınız sürece önemli olan tek şey budur; bunun yüzyıllarca mı yoksa yalnızca saatlerce mi önemli kalacağını kimse söyleyemez."
Sayfa 118 - İletişim Yayınları, Çeviren: Suğra Öncü
Başımı pencereden içeriye çekerek beyin, her şeyimiz tümüyle ona dayanmasına karşın onunla ilgili hemen hemen hiçbir şey bilmediğimiz gerçekten çok esrarengiz bir organ, diye düşündüm. Neden, kimi etkiler sonucunda bedende oluşan gerginlikler benzeri ayrılıkların ve bölünmelerin zihinde de ortaya çıktığını hissediyordum? 'Aklın bütünlüğü' derken kişi neyi kastediyor, diye düşündüm. Aklın, belirli bir an belirli bir noktada yoğunlaşmayı sağlayan öylesine büyük bir gücü vardı ki, görünürde tek bir varoluş biçimi olamazdı. Örneğin, kişi kendini aşağıdaki insanlardan ayırıp onların dışında, yüksekteki bir pencereden onlara bakarken kendini düşünebilir. Ya da bir haberin okunmasını bekleyen bir kalabalığın içinde, öbür insanlarla bir arada aynı şeyleri düşünebilir."
Sayfa 109 - İletişim Yayınları, Çeviren: Suğra Öncü
Reklam
Anadolu'yu gezin. Bütün kasaba ve şehirlerinde 1200'lerde, 1300'lerde, 1400'lerde muazzam miktar ve çeşitlilikte mimari eser görürsünüz. Büyük kısmı orijinal eserlerdir. Birbirlerinden farklıdırlar. Çeşitlilik vardır, canlılık vardır. Cami, ulucami, medrese, hastahane, han, hamam bir sürü şey yapmışlar. Osmanlı geldiğinde, Osmanlı fethiyle birlikte 1480-1520 arasında, hemen her şehirde bir tane yeni tip kubbeli cami yapılır. Oldukça mütevazı camilerdir, özgünlükleri yoktur, sanki merkezden gönderilmiş tek şablona göre inşa edilmişlerdir. Ondan sonra, 1520'lerden 1820'lere kadar bir daha Osmanlı'nın taşrasında taş üstüne taş konmaz. Çünkü devlet bir hortum gibi bütün ülkenin kaynaklarını emer ve ordusuna yönlendirir. Başka da çaresi yoktur, çünkü o boyutta bir orduyu ve o çapta bir iktidar alanını başka türlü tutamaz.
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Hiç bir söz, hiç bir kelime yeterli gelmeyecek bu acıları anlatmaya. Ve evet acı bile yoruldu 6 şubat ve sonrasında. Yazdığım her şey hadsizce olacakmış gibi hissediyorum. Söyleyebildiğim tek şey alın okuyun hem depremzedeler için belki bir damla olabiliriz. Belki bu belleksiz millete bir bellek olur bu kitap
Acı Yoruldu
Acı YorulduSerhan Asker · Alfa Yayınları · 202443 okunma
552 syf.
·
Puan vermedi
·
17 günde okudu
DUNE EVRENİ ÜÇÜNCÜ KİTAP
Dune evreninin üçüncü kitabı... Muad Dib çöle yürümüş ve aradan dokuz yıl geçmiş. imparatorluğu Alia yönetmektedir. Çölün büyük bir kısmı artık yeşildir ve su sıkıntısı azalmıştır. Hatta bütün geleneklerine sıkı sıkıya bağlı Fremenler bile değişmiştir. Damıtıcı giysileri çok tercih etmemekte , eskiden su israfı olarak gördükleri davranışları
Dune Çocukları
Dune ÇocuklarıFrank Herbert · İthaki Yayınları · 20213,975 okunma
Ben bir Ayten'dir tutturmuşum ohh ne iyi. Ayten'li içkiler içip, Sarhoş oluyorum ne güzel.. Hoşuma gitmiyorsa rengi denizlerin, biraz Ayten sürüyorum güzelleşiyor. Şarkılar söylüyorum. Şiirler yazıyorum Ayten üstüne... Saatim her zaman Ayten'e beş var ya da Ayten'i beş geçiyor Ne yana baksam gördüğüm o... Gözümü yumsam
Reklam
“Sadece kendinle bir şey yapabilirsin. Dünyadaki başka kimseyi değiştiremezsin, sadece kendini değiştirebilirsin. Mümkün olan tek devrim budur. Mümkün olan tek dönüşüm kişinin kendisinin olandır.”
Hepimiz anlayışsız ve düşüncesiziz, hepimiz güvenilmez, mızmız, ihtiraslı (Ortak bir yarayı hafif sözlerle niçin geçiştireyim?) ve kötüyüz. Bir başkasında ayıplanan ne varsa o ayıplanan şeyi herkes kendi içinde bulacaktır. Niçin birinin solgunluğunu, diğerinin zayıflığını belirtiyorsun? Bu bir salgındır. Karşılıklı olarak daha anlayışlı olalım; zaten kötü insanlar olarak kötülüğün içinde yaşıyoruz. Bizi tek bir şey daha huzurlu bir hale getirir, o da karşılıklı müsamahakarlıkta uzlaşmaktır. "O bana çoktan zarar verdi, ben ise ona henüz zarar vermedim." Gelgelelim başka birine çoktan zarar vermiş olabilirsin, ileride zarar verecek olabilirsin. Bu saat veya şu gün diye düşünme, zihin yapını tümden hesaba kat; hiçbir kötülük yapmamışsan dahi yapmaya gücün vardır.
Sayfa 121
392 syf.
·
Puan vermedi
Akıcı, sürükleyici bir roman.. Konusuna değinmeyeceğim ama ah be Leyla.. Kitabın son sayfasına kadar merak içinde olduğum tek bir şey var.. Gerçekten de 10 dakika 38 saniye gerçek mi? Öyle bir süre kalıyor mu geriye? Sanırım asla bilinmeyecek…
On Dakika Otuz Sekiz Saniye
On Dakika Otuz Sekiz SaniyeElif Şafak · Doğan Kitap · 20195,5bin okunma
bir şey diyim mi tek başına yaptığım her şeyin birine hiçbir şey yapmadan verilmesine karşı değilim ama benim emeklerimin küçültülmesine ve gözüme sokulmasına değersizleşmesinden rahatsızım.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.