Sayfa 59 da gecip kitaba isim anneliği yapan "Uvercinka" şiirini 'malum' dostuna olan aşkından, tutkusundan yazmasindan mütevellit bol miktarda yoğun his, duygulanım, bir miktar tutku, iki tutam cinsellik avuç içi kadar ümit ihtiva etse de, diğer şiirleri bakımından aynı duygulanimi hissedemedim...
Hatta bir miktar erotik bulmuş bile olablirim. (Sapıkça diyemedim :)).. fakat şiir denilen ve duygu ile yazılan edebi metinlerde bu derece aşırı erotik anlatım özellikle kadın vücudu üzerinden olunca (başka neden olabilir onu da kestiremedim) bir kadın olarak daha fazla rahatsız oldum.(feminizm antisempatizanlari duyar kasmaz ise böyle düşünmeye devamke)
..ama üvercinka şiirini tenzih ederim tekraren...
"Laleliden dünyaya dogru giden bir tramvaydayiz"
ÜvercinkaCemal Süreya · Yapı Kredi Yayınları · 201818,4bin okunma
"Görünüşte başı dik geldim,
ama beni sürükleyen yalnızlıktı sadece,
sessizce yanına diz çöktüm
ve istemedim hiçbir şeyi birazcık sevgiden başka."
Rus asıllı yazar
Lou Andreas-Salomé, 1861'de Petersburg'da doğdu. Henüz küçükken Almanca, Fransızca gibi diller de öğrenen Salome hayatı boyunca birçok dilde yazmasına rağmen, ağırlıklı
“Anlamak karşılıklı olmalıydı, sadakat ve sevgi gibi.”
Bilimkurgunun saygın bir tür haline gelmesinde büyük öneme sahip yazarlardan biri olan Ursula Kroeber Le Guin, gerek Yeni Dalga Bilimkurgu içine dahil edilen romanları, gerek bilimkurgu üzerine yazdığı makaleleriyle okurların gönlünde yer edinmeyi başarmıştır. Yaşamı boyunca feminizm
Size bugün üç kadın ve üç özgürlük mücadelesinden bahsedeceğim. Üç farklı ülke, üç farklı ruh, bir savaş.
Önce feminizmden bahsetmeliyim. Feminizm: XVIII. yüzyılda Fransa’da filozoflar ve kadın yazarlarca ortaya atılan ve savunulan, daha sonraki yüzyıllarda her toplumda yandaş bulan, kadının siyasal ve toplumsal haklar bakımından erkekle eşit
Feminizmin tarihi, Aydınlanma Çağı'na kadar uzanır. Aydınlanma Çağı'nın önemli düşünürleri olan Lady Marry Montagu ve Marquis de Condorcet, kadınların eğitim hakkını savunarak feminizm düşüncesinin temellerini atmışlardır. Bu düşünce, daha sonra bir felsefe haline gelmiş ve bugünkü anlamına ulaşmıştır.
Kitap yerildiği kadar kötü değil. 160 sayfada anlatabileceği kadar bilgiyi sade ve basit bir dille anlatmış. Daha çok geleneksel bir aile profili üzerinden bilgilendirme yapmışsa da modern batı tarzı ve geleneksel karşılaştırmasını da sık sık kullanmış. Evlilikte bile feminizm yanlısı düşünenler kitaba ve yazara haksızlık etmiş, yazar eğitimini iyi yerlerde yapmış başarılı bir psikiyatri uzmanı. Diğer profesörler gibi rütbesini alıp bir üniversitede köşeye çekilmemiş. Halka ve halkın sorunlarına yardımcı olacak, kaç yılın bilgi birikimiyle anlaşılır bir kitap yazmış; çok da haksızlık etmemek lazım...
Ben kitabı faydalı buldum. Ama tabii ki sadece160 sayfaya sığmayacak bir konu. Yazarın da dediği gibi kadın psikolojisi , erkek psikolojisi , çocuk gelişimi, ergen psikolojisi kitapları ayrı ayrı da okunmalı. Bu kitap hepsinin sentezi olduğu için hepsinden birer tutam almış.