Osmanlı'da Sokak Köpekleri Meselesi
Osmanlı'da da sokak köpekleri meselesi var. Bir makaleden tuttuğum notlardan özetle: I. Ahmed'in sadrazamı Nasuh Paşa, 1600'lerin başında köpekleri suriçinden alıp kayıkla Üsküdar'a bıraktırmış. II. Mahmud döneminde köpeklerin bir İngiliz vatandaşını parçalamasından sonra, köpekler toplatılıp adaya gönderilmiş, ancak halk ses
"VERMEYİNCE MABUD, NEYLESİN SULTAN MAHMUT"
Sultan Mahmut kılık kıyafetini değiştirip dolaşmaya başlamış.Dolaşırken bir kahvehaneye girmiş oturmuş. Herkes bir şeyler istiyor. -Tıkandı baba, çay getir -Tıkandı baba, oralet getir. Bu durum Sultan Mahmut'un dikkatini çekmiş. -Hele baba anlat bakalım, nedir bu Tıkandı baba meselesi? -Uzun mesele evlat, demiş Tıkandı baba -Anlat baba anlat
Reklam
Tahran'ın kuzeyinde, önceleri sayfiye alanı olarak kullanılan Tajrish isimli bir bölge var. Şu an eski kapalı çarşısı, modern iş hanları ile cazibe merkezi. Bu kadar dünya meşgalesinin içinde geniş avlusuyla Imamzâzde Salih'in türbesi ve camii var. Birkaç defa namaz kılmak için gitmiştim. Kafada takke ve eller kemer-beste olunca dikkat
VERMEYİNCE MABUD, NEYLESİN SULTAN MAHMUT
Sultan Mahmut kılık kıyafetini değiştirip dolaşmaya başlamış. Dolaşırken bir kahvehaneye girmiş oturmuş. Herkes bir şeyler istiyor: Tıkandı baba, çay getir Tıkandı baba, oralet getir. Bu durum Sultan Mahmut’un dikkatini çekmiş Hele baba anlat bakalım, nedir bu Tıkandı baba meselesi? Uzun mesele evlat, demiş. Tıkandı baba Anlat baba anlat merak
İsmet Özel - Vapurda Çay, Simit, Sohbet
İşte İsmet Özel ile sohbette öne çıkanlar; ‘‘İstanbul başka bir yer , Üsküdar çok başka bir yerdir’’ Birçok şey zihni olarak bizi tepetaklak etmiş halde. Sait Faik diye bir hikayecimiz var. Türkiye’de kaç kişi adını biliyor bilmiyorum. O hikayelerinin birinde der ki; ‘‘Hangi meyhanede bir genç görsem hemen tanırım; o, kendinin İstanbullu
Reklam
240 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
YEŞİLİNE DÖNDÜM
Bazı kitapları okumaya çok erken yeltenmişim. Bu yüzden Saatleri Ayarlama Enstitüsü ile başlayan Ahmet Hamdi Tanpınar serüvenim Beş Şehir denemesiyle beraber geride bıraktığım yarım kalmışların izleri oldu benim için. Beş sene önceydi. O yaşlardaki Hatice altından kalkamamış bu eserlerin vesselam. Daha önce hiç yarım bıraktığım bir kitaba geri
Beş Şehir
Beş ŞehirAhmet Hamdi Tanpınar · Dergâh Yayınları · 201311,5bin okunma
ÖTÜKEN 15 Ocak 1964 ile Kasım 1975 tarihleri arasında 143 sayı yayınlanan Ötüken, bu özelliğiyle Atsız’ın dergileri arasında en uzun ömürlüsüdür. İlk 11 sayısında, yayıncıları tarafından, “Her Ayın Onbeşinde Çıkar, Fikir ve Ülkü Dergisi” olarak nitelenen Ötüken’in bu düsturu 11 sayıdan sadece 6’sında tutturulabilmiştir (Bu sayılar şunlardır: 1,
Ermenileri bugünkü Suriye'nin çölümsü Zor bölgesine göç ettirmek başlı başına bir ölüm fermanıydı. Talat Paşa'nın, Rumların yaşadığı yerlere yerleştirilen Müslüman muhacirlerin neden Üsküdar'dan Basra'ya kadar olan boş arazilere yerleştirilmediğini soranlara 1914 Temmuzu'nda verdiği cevap bunu çok iyi bildiğini gösteriyor: ''Bu muhacirleri dedikleri gibi oralara gönderip çöllere serpecek olsaydık oralarda cümlesi açlıktan öleceklerdi... ''Yüzbinlerce Ermeni'nin başına gelen de bu oldu: Yollarda ve vardıkları çöllerde açlıktan, susuzluktan, hastalıktan öldüler. Yüz binlercesi de Teşkilat-ı Mahsusa'nın ve yerel güç odaklarının oluşturdukları çetelerce katledildiler. Bu çetelerin oluşumunda hapishanelerden salınan adi suçlular, göçmenler ve Kürt aşiretleri kullanıldı. Ölümden kurtulan veya kurtarılan belki on binlerce kadın ve çocuk ise Müslümanlar tarafından paylaşıldı ve Müslüman yapıldı. Müslümanlığa geçip tehcirden kurtulmak isteyen Ermeni erkekler felaketten kurtulamadılar; çünkü bir Gayrimüslimin asla güvenilir bir Müslüman olamayacağı düşünülüyordu. Bir yıl içinde Anadolu neredeyse tümüyle (toplamı 300 bin civarında olan İstanbul, Edirne, İzmir Ermenileri ve Katolik ve Protestan Ermeniler dışında) Ermenisizleştirilmişti. Talat Paşa, Ermeni Meselesi'ni çözme yolunda Abdülhamid'in otuz yılda başaramadığını kendisinin üç ayda başardığını söylerken bunu kastetmektedir.
Sayfa 133Kitabı okudu
Üsküdar'ı tek bir cümle ile tarif edin diyenleri Ahmet Yüksel Özemre şöyle cevap veriyormuş: Üsküdar "serâpa sehavettir." Yani herhangi bir karşılık beklemeden verebilmesini ve vermesini bilmektir. Üsküdar halkı böyleymiş.
41 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.