ne var ki, benim hayatımda, insanın huzura önem vermeye başladığı bu yaşımda, büyük vakit kaybına, her türden rahatsızlıklara yol açacağını da sezer gibiyim.
Bazen kendi kendime vakit geçirmeye o kadar dalıyorum ki, tesadüfen tanıdık birine rastlarsam küçük bir şok yaşıyorum ve uyum sağlamam biraz vakit alıyor.
ben sana mecburum bilemezsin
adini mih gibi aklimda tutuyorum
buyudukce buyuyor gozlerin
ben sana mecburum bilemezsin
icimi seninle isitiyorum
agaclar sonbahara hazirlaniyor
bu sehir o eski Istanbul mudur
"Lillah, livechillah, lieclilah" rızası dâiresinde hareket ediniz.
<<Ey insanlar! Fâni, kısa, faidesiz ömrünüzü; bâki, uzun, faydalı, meyvedar yapmak ister misiniz? Mâdem istemek insâniyetin iktizâsıdır, Bâki-i Hakikî'nin yoluna sarfediniz. Çünkü Bâki'ye müteveccih olan şey, bekânın cilvesine mazhar olur.
Mâdem her insan gayet şiddetli bir sûrette uzun bir ömür ister, bekâya âşıktır ve mâdem bu fâni ömrü, bâki ömre tebdil eden bir çare var ve mânen çok uzun bir ömür hükmüne geçirmek mümkündür. Elbette insâniyeti sukut etmemiş bir insan, o çareyi arayacak ve o imkânı bilfiile çevirmeye çalışacak ve tevfîk-i hareket edecek. İşte o çare budur:
Allah için işleyiniz, Allah için görüşünüz, Allah için çalışınız. "Lillah, livechillah, lieclilah" rızası dâiresinde hareket ediniz. O vakit sizin ömrünüzün dakikaları, seneler hükmüne geçer.>>