Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Senin bu dengesiz hallerin Bir varmış Ama hiç yokmuş gibi olmayışın ….
Reklam
Nasıl da yaşıyoruz Hiç ölmeyecek gibi, Halbuki göçüp gideceğiz Bir varmış bir yokmuş gibi...
Böyle başlardı masallar da Bir varmış bir yokmuş Bizim masalımız da şöyle başladı Biri hep varken biri hiç yokmuş Gönlünde gönülden sevene yer yokmuş
'Sözcüklerin nesnelere iliştirilen etiketler olduklarını bilmiyorsun galiba, sözcükler nesne değildirler, nesnelerin gerçekte nasıl olduklarını, hatta gerçekte nasıl adlandırıldıklarını bile hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz, çünkü onlara verdiğimiz isimler, adı üistünde onlara verdiğimiz isimlerdir yalnızca.'
PİÇ ALİ’nin ATİTASI
Bana Bir Varmış… de! Bir Varmış Bir Yokmuş… deme! İçime dokunuyor…
Sayfa 21 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"İnsan olmanın ne demek olduğunu her geçen gün biraz daha az bileceğiz."
Bir varmış bir yokmuş, içim acılarla dolmuş ve her şey son bulmuş.
Yaşlanmayı kabul etmiyorum Yaş almayı kabul ediyorum Her gün aynaya bakan, aynıyla (kendiyle) beraber olan bir insan zamanın içinde sakince yürüdüğünün bilincindedir. Her şey sakinken değişim de ılımlı bir şekilde dairevi ilerler. Bir varmış, bir yokmuş… Tabiata has bir doğallığı var böyle insanların, renkler arası ahenkli geçişleri. Ama kendine yabancı olanlar tabiki de yaşlanmıştır ve yaşlanmaya devam ediyorlardır. Yaşlandım derken de devam ediyorlar. Oysa ben hep yaş alanlara özenmişimdir. Hayatla aynı orkestrada, cıvıl cıvıl tınılarla bir kompozisyona dahil olmak, bazen durulmak bazen coşmak ve sonunda sessizce son notanın hakkını vererek mezar taşını havaya uçurmak. Yaşlananın kavgasından ve anlamsızlığından değil yaş alanın coşkusuna ve deruniliğine bırakıyorum yazılacak olanı. Artık bunu konuşalım. -Münteha
Vay be! Ülkemizde ne çok âlim varmış da bizim haberimiz yokmuş. Bir konu üzerinde ne güzel fetva veriyor çat diye! Vay be büyük adam vesselam (!) . . Ben ilim öğrendikçe(ki ömür boyu inşallah hep öğrenci kalmak istiyorum) bir konu hakkında ağzımı açamıyorum. Konuşasım geliyor, farklı alimlerin fikirleri geliyor, daha geniş bakış açıları var ve
Reklam
allahuekber dağı’nın eteklerinde kadınlar dillere destan güzellikler taşır kan eder güzellik başa bela bu yüzden kan kırmızıdır yanakları saçları gönül tuzağı tenleri ak ağ pörçekli nineler oturur damlarda isli kazanlarda halil ibrahim bereketi lavaş dürümü sunar konuklara cömertliği kibele kadar sıcak allahuekber dağı’nın eteklerinde
Sayfa 22
Hızır
Biri varmış, biri yokmuş... Bir Padişah varmış. Bu Padişah bir gün tellallar bağırttırmış: "Kim bana Hızır’ı bulup getirirse ona ne isterse vereceğim," diye. Hızır’ı kim bulabilir? Hiç kimseden ses çıkmamış. Bir fakir adam varmış. Bir sürü oğlu uşağı varmış bunun. Karısına demiş ki: "Karı, nasıl olsa hepimiz nerdeyse açlıktan
Aslında annem seni anlatır dururmuş çocukluğumda, her masala seni anlatarak başlarmış: "Bir varmış, bir yokmuş.”
Bilmezmisin bir varmış bir yokmuş insan …..
Güzel ve çocukça masal başlangıçları
“Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, deve dellâl iken, pire berber iken, ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken…” “Bir varmış bir yokmuş, Allah’ın kulu pek çokmuş, çok demesi günahmış…” “Az gitmiş, uz gitmiş, dere tepe düz gitmiş, altı ay bir güz gitmiş, dönüp bir de arkasına bakmış ki bir arpa boyu yol gitmiş” (Kaynak: Kubbealtı Lügatı)
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.