Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Garba Açılan Pencere
O günden sonra, nerede bir tören, bir toplantı olsa, Müftü Efendiyi nutuk söylemeye çağırdılar. Müftü Efendi de her gittiği yerde hep o nutku tekrarlayıp durdu. Yalnız nutkun içinden "tren" kelimesini çıkarıyor, geri kalanlarını olduğu gibi söylüyordu. Nutuk herkese o denli güzel geldi ki, hiç birimiz nutku tekrar tekrar dinlemekten
Nesin yayınlarıKitabı okuyor
İnsanların hemen hepsi hayatı karın doyurmak ve latettayin biriyle yatmaktan ibaret farz ederler. Halbuki bu takdirde insanın diğer hayvanlardan ne farkı vardır, onların dimağları da karınlarını doyurmak ve kendilerine bir eş bulmak hususunda kâfi derecede hizmet görüyor, ancak bunları düşünmek, onlardan hiç ayrı olmamak demektir. Halbuki insanın bir de dimağı vardır ki yemek, yatmak, eğlenmek gibi şeylerle alakadar olmayan birtakım ihtiyaçlar taşır. Kendine yakın bir arkadaş arar. Kendisine yardım edecek (maddi veya manevi yardım edecek) diğer bir insan ister ve bunun mümkün olabilmesi için yardım isteyen diğer insanlara yardıma hazır bulunur. Sonra muhakkak sevilmek ister, bunun için de başkalarını sever. Düşün, dünyada yalnızlık kadar feci şey var mıdır? Tabii yalnızlıktan kafa yalnızlığını kastediyorum, yoksa dünya bir sürü kuru kalabalıkla dolu... Ama bizim manevi hayatımızda, maddi hayatımızda bize eş, arkadaş olabilecek insan ne kadar azdır. Ben bazen çok sevdiğim bir arkadaşla beraber tenha bir köye gider ve on beş yirmi gün kalırdım. Bu zaman zarfında hiç yalnızlık üzüntüsü çekmezdim. Çünkü kafa dengi bir arkadaşım vardı. Fakat mesela hapishanede yattığım zamanlar, sekiz yüz kişinin arasında olduğum halde yalnızlıktan bunalırdım. Yalnız orada değil, şimdi serbest iken bile kendimi kimsesiz hissediyor ve bunun için seni her gün artan bir istek de bekliyorum. Burada da birçok güya ahbap var, fakat insan hangisine içine dolduran dertleri, kafasına yakan düşünceleri açabilir? Derhal gülerler, yahut tanıyormuş gibi tavırlar aldıkları halde bir şey anlamadıklarını sersem gözleriyle belli ederler.
Reklam
·
Puan vermedi
Afrikalı Leo
AFRİKALI LEO/AMİN MAALOF Ben Hasan, tartıcıbaşı Muhammed'in oğlu, ben Giovanni Leone de Medici; bir berberin sünnet ettiği, bir papazın vaftiz ettiği ben. Şimdi Afrikalı diye anılıyorum ama Afrikalı değilim Avrupalı da Arabistanlı da değilim. Bana Grenadalı, Faslı, Zeyyatlı da derler ama ben hiçbir ülkeden, kentten ya da boydan değilim.
Afrikalı Leo
Afrikalı LeoAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202214,2bin okunma
Biz Kızılderili diyorduk, halbuki derileri sarı-siyah renkteydi. Amerikalılar da Indian (Hintli) diyorlardı. Bu da yanlıştı, Kristof Kolomb’un hatasıydı. (…) Sandviç’in tarihi de ilginçti; 18. yüzyılda yaşayan İngiliz lordu Earl of Sandwich, kumarbazın biriydi. Kumara öylesine düşkündü ki, yemek yemeğe oturacak vakit bulamıyordu. Bir yandan kumar
Sayfa 165Kitabı okudu
Avrupa'da paran olmadı mı başsız, kolsuz, bacaksız bir insansın demektir. Bir hiç yani. Mutlaka paran olmalı. Para yemek, içmek, uyumak kadar gerekli. Ne kadar paran varsa o kadar iyi yaşarsın. Paran oldu mu tütün, yüzük ve güzel giysiler alabilirsin, ama ne kadar paran varsa o kadar. Paran çoksa çok şey alabilirsin. Bu yüzden herkes, daha fazla şeye sahip olabilmek için daha fazla para edinmeye çalışır. Üstelik bir de başkalarından fazla edinme derdi var. Bu hırs insanları paraya karşı her an uyanık tutar. Yere bir yuvarlak metal atsan, çocuklar hemen üstüne üşüşüp birbirleriyle dövüşmeye başlarlar. Kim ele geçirirse zafer onundur. Ama yere pek seyrek para atılır.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
''Yazdıkların şiir değilse kalsın” … “Aklınla yapayalnız baş başa Nice alevli geceler geçtin” … “Sen sevgileri göğüsle ve ne olur anla” Cahit Zarifoğlu Şair Cahit Zarifoğlu ile yaşamları boyunca yolları uzun kesişenlerin kendilerini bahtlı saymaları için çok esaslı nedenler var. Eğer bu kişiler, şiirin bir Müslüman için yirminci
Şiirler
ŞiirlerCahit Zarifoğlu · Beyan Yayınları · 20213,974 okunma
Reklam
BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
Dil konusu gelince Mustafa Hoca'nın ilgisi hemen artıyor. Bu meseleyle az uğraşmamış, defterler doldurmuş. İşte küçük bir deftere Türkçedeki beş yüze yakın kelimenin nereden geldiğini yazmış: • Diploma; Yunancada iki kere katlanmış anlamına geliyor. • Defter de aynı dilde 'diphteria' yani yüzülmüş hayvan derisinin değişik bir
Sayfa 166 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
DİNKA EVLİLİK GELENEĞİ Güney Sudan'da evlilik, yeni gelin için, 4 yıl özgürlük demektir. Bir erkek evlenince, karısı 4 yıl yemek pişirmez, süpürmez. Bu döneme "Anyuuc", (Cömert Karşılama) denir. Bu süre yeni gelinin dinlenmesi, rahatlaması ve kocasının ev değerlerini öğrenmesi içindir. Bu esnada kocasının annesi ve kız kardeşleri yemek pişirme, kap yıkama, yakacak odun toplama, su toplama ve diğer ev işlerini yaparlar. 4 yıl sonra kocası, bir eşin aileye yemek pişirmesi için 3 inek ve 5 keçinin kesildiği "Thaat" adında çok büyük bir parti düzenler. Ve böylelikle, gelin için, eve adaptasyon süreci tamamlanmış olur. Ama adam 4 yıl boyunca eşine karşı saygısızlık yaptıysa da, eşi ailesinin yanına gitmeye karar verebilir. “alıntı” Aman ne güzel bir adetmiiiş🥰
Cemal Süreya o meşhur şiirinde ne demişti? Bir kadın susarak gider miydi? Sahinasıl o şiirin sözleri? Kadınlar susarak giderler, Çok uzun emekler verir ilişkisini yürütmek için. Birinin kadını olmayı yüreği, beyni, ruhu o kadar zor kabul etmiştir ki, başka bir adama ait olmayı istemez. Erkek gibi, çorbanın tuzu eksik diye kavga
Sayfa 208Kitabı okudu
Reklam
Her ne kadar başkalarına sınır çektiğinizde mazeret sunmanıza gerek olmasa da kendinize sınır çektiğinizde bunu niye yaptığınızı kendinize açıklamanız fena olmayacaktır. Kendinize yapacağınız açıklamalar - kararınızın arkasında durmak konusunda size yardımcı olacaktır. Başkaları için “şefkat bankası” olmak yerine ihtiyaç duyduğunuz şefkati kendinize göstermeye çalışmak kötü bir fikir olmayabilir. Cinsel isteğinizin yüksek olduğu bir gecede rasgele biri ile birlikte olmaya çalışmak yerine kendinizi sınırladığınızda; ne kadar yemek yerseniz yiyin doyamadığınızı düşündüğünüzde ikinci hatta üçüncü siparişinizi vermek yerine durmaya çalıştığınızda; tüketebildiğiniz kadar alkol tüketip yaşadığınız kötü bir şeyi unutmak istediğiniz bir anda kendinizi frenlediğinizde; bir isteğinizi yerine getirmedi ya da bir ihtiyacınızı fark etmedi diye sevgilinize avazınız çıktığı kadar bağırıp küfretmek istediğinizde ama yutkunduğunuzda durup düşünmenin vakti gelmiş demektir. Durup düşündükten sonra da önce kendinizi durdurduğunuz için hakkınızı teslim edip kendinizi kutlamalı sonra da kendinize niçin sınır çektiğinizi yine kendinize açıklamalısınız. Çünkü böyle anlarda özşefkat oldukça işe yarayacaktır.
Kasabaya inen köylüler sırtını meydana bakan cama verip yüzlerini aynaya doğru dönerek yemeğe oturduklarında, sanki büyülü bir manzara ile karşılaşırlar. Ayna kasaba meydanının neredeyse tamamını içine alır; oradan kim geçiyor, ne oluyor tek tek gösterir. Bu ne demektir; şu demektir: Onlar seni görmüyor, görseler de arkası dönük olduğu için zararı
Sayfa 14 - 15Kitabı okudu
İnsan deli oluyor. Asırlarca mücadele ettiğimiz, tarihte gazalarımız olan ve onu hidayete getirmek için sel gibi kanlar akıttığımız bir düşmana el açıyoruz, " gel bizi yetiştir" diyoruz. Yani bu adamın hikmet-i vücudu bizi yemektir, mahvetmektir. Bizi yemek için yetişen, hayatının yegane gayesi bizi yemek olan büyük medeniyetten ordumuzu yetiştirmek için hoca istemek ne demektir? Bundan büyük felaket tasavvur edebilir misiniz?
Sayfa 160Kitabı okudu
tefekkür
Hamdolsun O Yaratana ! Kendisinden taştığı şu sanat eserlerine bir bakın. Aynaya bakın mesela ilk önce ; Gözünün konumu ne kadar da kusursuz yüzünde. Dinlenebilsin diye kapak vermiş bir de ,hem üzerine hem altına ince ince kirpikler döşemiş . İçine girebileceklerden korusun diye. Kaşların konumuna bak kulağının üzerinde değil de gözünün üzerinde
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.