KİTAPLAR: Öteden beri senin daima sorgulanan, asla kulak asılmayan temkinli danışmanların olduk. Ama seni harekete geçirmediysek de anlamanı sağladık; buna rağmen sen yenilgiye balıklama daldın, fakat hiç değilse karanlıkta, adeta bir kâbustaki gibi mücadele etmedin; artık istenmeyen yaşlı öğretmenler gibi bir kenara atma bizi. Sen bizleri çocukken minik ellerinde tuttun. Hâlâ saf olan bakışların bizi hayretle izledi. Bizi biz olduğumuz için sevmesen de sana seni hatırlattığımız için, eski benliğini, olabileceğin kişiyi hatırlattığımız için sev; olabilirlik bunu düşündüğün sırada biraz da olmak değil midir? Gel bizim tanıdık, öğüt veren seslerimizi dinle; sana niye âşık olduğunu söylemeyiz, ama niye üzgün olduğunu söyleriz; çocuğumuz umutsuzluğa kapılıp ağlarsa ona öyküler anlatırız, tıpkı bir zamanlar kıvılcımlar çıkararak, bütün umutların ve bütün hayallerinle alev alev yanan şöminenin önünde, çocuğun annesinin sesi bizim sözlerimizle tatlı otoritesini birleştirdiğinde yaptığımız gibi, beşikte sallarcasına avuturuz onu.
Sayfa 2 - YKY Yayınları, Hazlar ve Günler XI
ah!..o beraber olduğumuz zamanlar!..ah o zamanlar!nasıl da su gibi geçti o günler.şimdi bizim için bir dakika bin yıldır.
Reklam
_Kendine gülmeyen ustaya şaşarım. Güler geçerim ona işte. Öz evimde yaşarım. Benzemem hiç kimseye. _İnsanın kendine gülebilmesi; şimdiye değin, en iyiler gerçek anlamından yoksun kaldı bunun; en yetenekliler ise bu konuda bir deha göstermediler. Belki de kahkaha, bilgelikle birleşecek, geriye yalnızca "şen bilim" kalacaktır. Şu anda
…çocuk ancak, anne-babasının acımasızlığını kendi varlığına verilen bir tepki olarak yorumlayabilirse onlan "sevgi dolu" addedebilir; anne-baba özünde iyidir, eğer kötü oldukları zamanlar varsa bu bizim suçumuzdur. Böylece, içimizde, olduğumuz gibi olmaktan duyduğumuz bir utanç büyür.Bunun sonucu olmak da çocuk, anne-babasının kendisine karşı sevgisiz tutumunu devralır.
Bilmek Ve Olmak Adlı Kitabımdan Alıntıdır 1984 yılında Konya'nın Çeltik ilçesine bağlı Torunlar köyünde dünyaya geldim. Köyümüz, hemen yanı başında velut bir derenin aktığı, ahalisinin neredeyse tamamının hayvancılık ve tarımla uğraştığı tipik bir Anadolu köyüdür. Çocukluğum annem olmadığından daha çok ninemin yanında geçmiştir. Bazı
ATLANTİS VE LEMURYA
Tektonik Tabakalar, Atlantis, Zümrüt Kent Kim Olduğunuzu Biliyor musunuz ? D020903, Atlanta, GA. Soru: Bize, Atlantis Kıtası'ndan söz eder misiniz? Grup: Binlerce yıl boyunca, gezegeninizin tektonik tabakaları hareket ederken, bazı yerlerde kırılmalar ve yeniden birleşme­ ler meydana gelmişti. Yaşadığınız bölge tektonik bir tabaka­ nın
Reklam
Ruhum Saliha'm! İşte altı ay oldu ki görüşemiyoruz. Çok özledim. Allah vere de bir daha görüşelim. Bir daha birbirimizi dünya gözüyle görelim! Ah!.. O beraber olduğumuz zamanlar!.. Ah o zamanları Nasıl da su gibi geçti o günler. Şimdi bizim için bir dakika bin yıldır. Saliha'm, bundan sonra hiç olmazsa mektuplarla görüşelim. Gülizar'la bu mektubun cevabını gönder. Şimdilik bu kadarla yetinirim. İnşallah pek yakında görüşürüz. Allah'a ısmarlarım!
Çocukluk: Sıkıntılar İçinde Bir Memur Ailesi Bizim yaşlarımızda, çocuk yaşta, en çok giyilen şey, cızlavet lastikler vardı. Başka türlü ayakkabı falan alamazdık. Ama amcam bize zaman zaman bayramda ayakkabı alırdı. Doktor amcam... Zaten elini öperdik amcamın bayramlarda. 5 lira, 2,5 lira falan para verirdi. Onları da getirir koşa koşa annemize
_Nevroz, farklı nevrotik eğilimlerin catışması sonucunda ortaya cıkar. Nevrotik eğilimler birbirlerini pekiştirip guclendirmekle kalmayıp, yeni catışmalar da yaratırlar. Nevroz, küçük evrenlerden oluşan bir büyük evren’dir. _Her nevrotik belirti, altta yatan bir catışmayı gösterir. Çatışma belirtileri: Tutarsızlık, yorgunluk ve hırsızlıktır.
Benim fikrimce aşk diye ayrı, mücerret bir mefhum yoktu. İnsanlar arasında çeşit çeşit kendini gösteren bütün sevgiler, sempatiler bir nevi aşktı. Yalnız yerine göre isim ve şekil değiştiriyorlardı. Kadınla erkek arasındaki sevgiye hakiki ismini vermemek bir nevi kendimizi aldatmaktan başka bir şey değildi. O zaman Maria şahadet parmağını
Sayfa 107 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Oldukça mutlu gözüken bir çocuk aslında açığa vurmayacağı ya da vuramayacağı korkunç şeylerden mustarip olabilir. Çocuklar, yalnızca anılarımız ya da tahminlerimiz aracılığıyla içine girebileceğimiz bize yabancı olan bir tür su altı dünyasında yaşar. Başlıca ipucumuz bizim de bir za­manlar çocuk olduğumuz gerçeği; ancak çoğu insan kendi çocuk­luklarındaki ortamı neredeyse bütünüyle unutuyor gibi gözükü­yor.
Sayfa 115Kitabı okudu
Am r b. el-As Radıyallahu Anh
Kureyş’in ileri görüşlü, dâhî, savaşlarda basiretli kişilerinden ve Muhacirlerin ileri gelenlerinden idi. İslâmda önceliği vardı. Basiret ve dehasından dolayı Ebu Bekir ve Ömer radıyallahu anhuma işlerini ona danışırlardı. Müslim, Sahih’inde, İbn Şemmasetul Mihrî’den rivayet ediyor; “Amr Bin el-As ölüm anında uzun süre ağladı ve yüzünü duvardan
Zira insanlar hatta hayalini kura kura bize artık sadece bir imgeden , yeşilimsi fondan ayrılan bir Benozzo Gozzoli figüründen ibaretmiş gibi görünen ve sanki sadece onlara hangi noktadan baktığımıza , aramızdaki mesafeye, aydınlatmaya bağlı olarak farklılık gösterdiklerine inanacak olduğumuz insanlar bile bizim açımızdan değişirlerken kendi içlerinde de değişirler ve bir zamanlar fondaki denizin önünde sadece ana hatlarıyla beliren bu figür de zenginleşmiş, güçlenmiş, hacim kazanmıştı.
Sayfa 10 - CanKitabı okudu
KİMLİĞİNİZ - KİM OLDUĞUNUZU HATIRLAMAK
Ben sizin düşmanınız olsaydım, gücünüzün değerini düşürür ve güvensizliklerinizi kendinizi nasıl gördüğünüze hükmedene dek büyütürdüm. Bunu, siz benim saldırılarıma karşılık veremeyecek ve silahlarınızı bırakacak hale gelene dek sürdürürdüm. Tanrı'nın yarattığı kişi olmaktan sizi alıkoyana kadar uğraşırdım. Tanrı'nın size vermiş olduğu
Sayfa 49 - GDKKitabı okudu
Oysa, belleğimizde dirilen kimi fotoğraflarda ben dediğimiz kişi, şimdi ne kadar uzaktır bizden. O, hangi ben'imizdir? Çoğu kez, bizimle artık pek az ilişkisi kalmış birini “ben” diye anlatmak ne kadar gerçektir? Bizim için çoktan yabancı olmuş o kişinin herhangi bir yazı kahramanından ne farkı kalmıştır, hayatına ait bazı ayrıntıları ve izleri çok daha iyi bilmemizden başka? Bir zamanlar olduğumuz o kişide kendimizi görmekte zorlandığımız anlara karşın, gene de neden her şey dün gibi canlı ve yakıcıdır?
Sayfa 86 - Metis Yayınları, 10. Basım, 2012. (1. Baskı 1996, Kitabın yazılış tarihi 1995)Kitabı okudu
199 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.