Zira insanlar hatta hayalini kura kura bize artık sadece bir imgeden , yeşilimsi fondan ayrılan bir Benozzo Gozzoli figüründen ibaretmiş gibi görünen ve sanki sadece onlara hangi noktadan baktığımıza , aramızdaki mesafeye, aydınlatmaya bağlı olarak farklılık gösterdiklerine inanacak olduğumuz insanlar bile bizim açımızdan değişirlerken kendi içlerinde de değişirler ve bir zamanlar fondaki denizin önünde sadece ana hatlarıyla beliren bu figür de zenginleşmiş, güçlenmiş, hacim kazanmıştı.
Sayfa 10 - CanKitabı okudu
KİMLİĞİNİZ - KİM OLDUĞUNUZU HATIRLAMAK
Ben sizin düşmanınız olsaydım, gücünüzün değerini düşürür ve güvensizliklerinizi kendinizi nasıl gördüğünüze hükmedene dek büyütürdüm. Bunu, siz benim saldırılarıma karşılık veremeyecek ve silahlarınızı bırakacak hale gelene dek sürdürürdüm. Tanrı'nın yarattığı kişi olmaktan sizi alıkoyana kadar uğraşırdım. Tanrı'nın size vermiş olduğu
Sayfa 49 - GDKKitabı okudu
Reklam
Oysa, belleğimizde dirilen kimi fotoğraflarda ben dediğimiz kişi, şimdi ne kadar uzaktır bizden. O, hangi ben'imizdir? Çoğu kez, bizimle artık pek az ilişkisi kalmış birini “ben” diye anlatmak ne kadar gerçektir? Bizim için çoktan yabancı olmuş o kişinin herhangi bir yazı kahramanından ne farkı kalmıştır, hayatına ait bazı ayrıntıları ve izleri çok daha iyi bilmemizden başka? Bir zamanlar olduğumuz o kişide kendimizi görmekte zorlandığımız anlara karşın, gene de neden her şey dün gibi canlı ve yakıcıdır?
Sayfa 86 - Metis Yayınları, 10. Basım, 2012. (1. Baskı 1996, Kitabın yazılış tarihi 1995)Kitabı okudu
Bir zamanlar küçük bir tomurcuk olan bir gül düşünün. Bütün çiçeklerini açtığı zamandan, son yaprağı düşene kadar, her zaman güzeldir, her zaman mükemmeldir, her zaman değişir. Yani bizim gibi. Her zaman mükemmeliz, her zaman güzeliz ve sürekli değişiyoruz. Sahip olduğumuz anlayış, farkındalık ve bilgi birikimi ile elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz. Daha fazla anlayış, farkındalık ve bilgi kazandıkça, işleri farklı yapacağız.
Bu kısa konuşmayı Müslüman halka seslenerek bitireceğim. Bir zamanlar küçük bir ulus, kendisini aynı dramatik seçimle yüzyü­ze bulmuştu, tıpkı bizim bugün olduğumuz gibi: başını eğmek ya da onu gururla dik tutmak; köle olmak ya da özgür bir halk ola­rak kalmak. O ulusun bir şairi, benim de konuşmamı kendisiyle bitireceğim şu meşhur sözlerle karşılık vermişti: "Herşeye kadir olan Allah'a yemin ederim ki, köle olmayacağız ! "
_Tanrı, ilk ateisttir. E. Hubbard _Din, gönüllü köleliktir. Herzen _Burada bir ateist yatıyor. Giyinip kuşanmış hazır, ama gidecek bir yeri yok; ne cennet ne de cehennem. Mezar taşı _Çürümüş bedenimden çiçekler çıkacak ve ben de onların içinde olacağım. E. Mumch _Bir zamanlar ateist olmak istemiştim. Artık vazgeçiyorum. Adamların tatili yok! H.
Reklam
Bir daha birbirimizi dünya gözüyle görelim! Ah!.. O beraber olduğumuz zamanlar!.. Ah o zamanlar! Nasıl da su gibi geçti o günler. Şimdi bizim için bir dakika bin yıldır.
Sanırım öyle (bu yazı her olumsuz düşüncenin sabahı gibi)
Her zaman ellerimden tutan birisi var. O birisi, her zaman somut anlamıyla insanlar değil. Hatta çoğu zaman insanlar değil. En çok kendim, kendimin ellerinden tutan. Sonra bir hayal, değişim isteği, arzu, hedef ve birçok ihtimalin gerçekleşme olasılığının bulunduğu yeni bir güne bunların verdiği heyecanla uyanabilmek. Bazen öyle zamanlar oluyor ki
Sayfa 24 - Aysu Altaş/Yeryüzünde bu yüzdenKitabı okudu
207 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.