Ben bekliyorken kimse gelmiyordu, birileri geldiğinde ben yoktum. kaldırımlar tüm gün , sadece birbirleriyle kolkola yürüdüler. üzerlerinde ne ben ...ne kimse yoktu, öyle ıssızlıkla geçti gün aralarım, sonunda gece oldu gözlerimi yumdum ,kirpiklerimin ucuna kızıl kandiller astım, gözlerimi açtığım da geceye nar gibi saçıldılar, benim için; gece
Ama bence ne yap, bilir misin Hızlı yaşama artık, genç ölme Bırak cesedin de yakışıklı filan olmasın Bir kapının önünde, utangaç bir hüzünle Dur ve bekle, inan ki o kapı açılacak Uğul uğul bir kanat sesi dolacak eşiğine Geriye doğru belki koşabilirsin Ama akan su dağlara hiç tırmanmayacak
Sayfa 563Kitabı okudu
Reklam
"İstiyorum," dedi Fionna soluk soluğa. "İhtiyacım var... lanet olsun, bana işkence ediyorsun." Aidan, bir parmağını kadınlığının içine soktu, geri çekip tekrar ileri itti. Parmağını sıkıca saran yumuşak eti fark etti, daha önce keşfedilmemiş olduğundan dar ve küçüktü. "Bekle, Fionna. Bekle. Seni incitmek istemiyorum." Genç adamın alnında terler belirdi. Parmakları içinde yavaş yavaş ilerledi. Daha yukarı, daha derine Fionna mn kadınlığı, genç adamın nazik ama kaçınılmaz girişine izin veriyordu. Fionna inledi. "Yeterli değil. Lanet olsun, yeterli değil!" Aidan zafer kazanmış gibi kahkaha attı. "Sabır, aşkım. Sabur." Fionna başını Aidan'ın omzuna gömdü. Aidan parmağını kadınlığının içine gömdü, yapabildiği kadar ileriye itti. Başparmağıyla kadifemsi dokusunda yavaşça gezindi, bastırdı, ardından yeniden daire çizdi, gitgide hızlandı. Onu çıl dırtacağını bildiği bir tempo kazandı. Fionna ellerini Aidan'ın göğsünde gezdirdi. Aidan, genç kadının vücudundaki kasılmayı hissediyor ve buna neyin sebep olduğunu çok iyi biliyordu. Bunu nasıl rahatlatacağını çok iyi biliyordu. "Savaşma," dedi kısık, ipeksi bir fısıltıyla ama yine de sesi kendisini güçlükle kontrol ettiği için neredeyse hırıltılıydı. "Bırak gelsin, sevgilim. Sadece bırak gelsin." Fionna kendini durduramadı. Aidan onun içinde alevlenen heyecanı hissedebiliyordu. Fionna parmağının etrafında kıvrandı. kalçaları sertti ve şehvetle kımıldıyordu.
Sayfa 198
aslında farkındayım hayatımdaki sahte varlıkların, istesem bir anda temizlemesini de bilirim. ama bunca sahteliğin, benim samimiyetime ihtiyacı var. şikayetçi,
Kalbine sahip ol; halk, nefis ve şeytandan gelen şeylere iltifat etme. Sabrı terketme. Başına bir iş geldiği zaman, feryada başlama; bekle, sabırla bekle. Sopa ile sağa, sola yuvarlanan top gibi iradeyi biraz bırak. Süt emen bebek gibi yumuşak başlı ol. Meyitin, yıkayıcıya teslim olduğu gibi teslim ol Hakka...
Sayfa 141 - Beyda Yayıncılık
32/Secde Suresi
28. "Eğer doğru kimselerseniz, Bu fetih ne zaman?" diyorlar. 29. De ki: "Kafirlerin fetih günü inanmaları kendilerine bir yarar sağlamaz. Ve onlara süre de tanınmaz." 30. Artık onları kendi hallerine bırak ve olacakları bekle. Doğrusu onlar da bekleyenlerdir.
Reklam
Sevgili Karım bunu söylemenin kolay bir yönü yoktu biliyorum ama bende yazıp oraya bir yere göresin bulasın diye bırakmak istemedim. eğer bu mektup eline geçmiş okuyorsan bil ki.. Ben artık yapamıyorum. Burama kadar geldi bu acıyla başa çıkamıyorum. Bu çocuk bakmak gibi bir şey. Sürekli senin neyin olduğunu düşünmek olabilecekleri sayıp
Akış Sevinci
Her arayış hakikat sevgili Cümle kavuşmalar yalan Var olmak zamana karşı yarış ya da bitimsiz bir koşu Sürekli uzaklarla anılan o ezeli yolcunun ardından Bildim, sevinç çiğnediğim yolda bir yakınlık duygusu yalnızca Veya bir yakın temas umudu ve belki de hepsi bu Tuz dökmekmiş yaraya, buymuş diyorlar serencam, ne gam Sana yürüyorum işte, durmak
Özlediğinde ara, seni anlaması ve daha anlaşılır olmak için bazı şeyleri açıkla, kafana takılan bir şey olursa sor, bir şeyi beğenmediysen açık ol, hoşlandıysan bunu belli et, seviyorsan söyle ! İhtiyaçlarını en doğru, en kestirme yoldan karşılığında mutlu olacaksın. “Dur bekle..” , “Hemen yumuşama...” , “Kendini ağırdan sat...” , “Konuşma kendisi çözsün, anlasın...” gibi cümleler sana yaşadığın toplum tarafından empoze edildi adeta zihnine kazandı. Artık onları bir kenara bırak ve içinden gelen insan ol.
Release : What will be, will be...
Bekle, dur, bırak olduğu gibi kalsın. Bu deneyimi yaşayarak ondan ders alabilirsin ve içinde onu tutacak, hissedecek, birlikte olacak kadar yerin var. Wait, wait, let it be. By having this experience, you can learn from it and you have enough room inside to hold it, feel it, be with it.
Sayfa 186Kitabı okudu
Reklam
Bir yanım yaz, konuş onunla derken. Bir yanım da belkide konuşsan bir şey değişmeyecek bırak ve bekle diyor..
HIÇ KIMSEYI HAYATINDA ZORLA TUTAMAZSIN YA DA HIÇ KIMSENIN HAYATINDA ZORLA KALAMAZSIN. BU BÖYLE… BIRI SENINLE MUTSUZSA, GÖRÜŞMEK ISTEMIYORSA IZIN VERMELISIN ONA. BIR ŞEYLERI DÜZELTMEYE ÇALIŞMA. ÇÜNKÜ YOLUNA KOYMAYA ÇALIŞTIKÇA RAYDAN ÇIKAR HER ŞEY. DÜZELSIN ISTERKEN DAHA DA UZAKLAŞTIRIRSIN KENDINDEN. KENDINI DINLEMESINI VE BIR KARAR VERMESINI BEKLE… SEN ISTIYORSUN DIYE DEĞIL, KENDISI ISTEDIĞI IÇIN GELMELI SANA BIRI. SENI ISTEMEYEN BIRINI HAYATINDA NE KADAR TUTABILIRSIN KI? KENDINI ÜZMEDEN, YIPRATMADAN, YORULMADAN OLURUNA BIRAK HER ŞEYI. SU AKAR, YATAĞINI BULUR…
~Özdemir Asaf
Bekle dedi ve gitti, ben beklemedim, o da gelmedi. Ölüm gibi bir şey oldu. Ama kimse ölmedi.
782 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.