Otomatik bir fabrika, fırına bağlı bir un değirmeni gibiydi. Hala biraz malı mülkü, fabrikası, dükkanı veya banka hesabı olan bir Yahudi'yi sitemin bir ucuna koyuyordunuz; tezgah tezgah, daire daire dolaşıp öteki uçtan beş parasız, bütün haklarından yoksun bırakılmış ve eline sadece bir pasaport tutuşturulmuş biri olarak çıkıp geliyordu. Pasaportunda da şu yazıyordu; "İki hafta içinde ülkeyi terk etmezseniz toplama kampına gönderileceksiniz."
Sayfa 56