Sık sık başı ağrıyordu. Çok ders çalışmasına rağmen "anne çok çalışıyorum fakat unutuyorum" derdi. Bakkala birşeyler almaya gönderdiğimde ne alacağını unutuyordu. Not tutmaya başladı, not tutmasa unutuyorum diyordu. Keşke o zaman farkına varsaydım diye kendimi suçluyorum. Biz çok ders çalıştığı için belki zihni yoruluyor diye
Serin bir rüyanın hatırınadır çektiğim dünya ağrısı.
Birhan Keskin
Sabah yaşayıp tükettiğimiz, gece tekrar inşa ettiğimiz rüyalar vardır hani... Bir daha görsek dediğimiz; insanlar, mekanlar, konuşsak dediğimiz cümleler, sussak dediğimiz şarkılar... Böyledir insanoğlu, bir tek kabuslarının tekrarı yormaz onu! Sahici bakmaz kötü rüyalara,
Bugün yıkığım biliyor musun
Ezginim, çaresizim, umutsuzum
Sancılıyım bırakma beni, insanlar kötü
Bırakma beni korkuyorum
Bir deli otlar büyüyor içimde
Sancılıyım,yorgunum,kederliyim
Bu halini sevdim,gitme kal
Çamurlar,çirkefler içindeyim
Bir dayak yemiş adamım şimdi
Bezginim kararsızım,yılgınım
Al götür beni o kayıp gecelere
Yeter ikimize yalnızlığım
Reha Çamuroğlu'nun 'İsmail'de anlattığı bir mesele vardır. Şeyh Cüneyd, halifeleri ile divan toplar. Halifeler, divan saati gelirler, diz kırıp otururlar. Diz üzerinde sekiz saat aralıksız susulur. Tek bir cümle, tek bir kelime çıkmaz ağızlardan. Sekiz saatin sonunda Şeyh Cüneyd 'başka bir şey yoksa divan bitmiştir' der. Elbette başka bir şey
Seni seviyorum ama nasıl biliyor musun soğukla sıcak gibi. Soğuğa sıcağı vur sıcak söner ya sıcağa soğuk vur yine söner ya o derece seviyorum. Seni temiz seviyorum, berrak seviyorum, hiç kimSenin sevgisine aşkına benzemeyecek kadar seviyorum. Benim aşkım hiç bir insanın aşkına benzemez, insanlar birbirinden farklıdır ama hiç bir insan bana