Karamazovlar’ı Dostoyevski’nin zirvesine hatta cahilliğimden cüret alarak edebiyat tarihinin zirvesine koyarak başlamak istiyorum. Bu noktada Suç ve Ceza’yı öne atarak itiraz edenler olacaktır ki bana kalırsa bu iddiada bulunanlar henüz Karamazovlar’ı okumayanlardır. Ecinniler de Raskolnikov karakterini şöyle böyle içinde barındırdığından Suç ve
" Kızımı bir erkeğin
kirli yüreğine,
eşinin baskısına,
kötü arkadaşların
samimiyetsizliğine,
toplumun dayattığı
eşitsizliğe ve elalemin
kirli diline bırakmayacağım.
Kızıma her daim özgür
olduğunu ve her daim
yanında olduğumu
hissetireceğim."🍁
13 yaşından beri kağıt topluyorum Ankara'da. Niğdeliyim. İlk okula başladığım yıl geldik Ankara'ya. Orta okulu bitirebildim yalnızca; hep taktir alarak geçtim sınıfları. Liseye yazdırmadı babam; sokağa saldı beni çalışıp da işe yaramam için. O gün bugündür sokaklardayım; çizgili, çizgisiz, kareli, beyaz ve rengarenk kağıtlar, kartonlar topluyorum.
Bugün sizlere gerçek bir hikaye daha anlatacağım. Ama bu hikayenin sonunda bütün erkekleri aynı kefeye koymanızı istemiyorum. Çoğunluğu kötü olsa da yüzde %30 iyi adamlardır. Her neyse anlatacağım hikaye sadece kadınları değil aynı zamanda erkekleri de ilgilendiriyor.
Bundan 3 hafta önce ıstangram kutuma şöyle bir mesaj düşmüştü. Mesajda "
Sizi asla yalnız bırakmayacağım. Her zaman kendiniz olabilirsiniz. Yalnız hissettiğiniz zaman…hayır, yalnız değilsiniz. Benim yanımda ağlayabilirsiniz. Her zaman yaslanabileceğiniz biri olacağım. Yalnız hissettiğinizde bile… Kimseye ihtiyacınız yok. Ben buradayım. Sizi her zaman dinleyeceğim. İyi olmanız için çabalayacağım. Kendinizi incitmeyin.
"Ben sana mecburum bilemezsin
Aԁını mıh gibi aklımԁa tutuуorum
Büуüԁükçe büуüуor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıуorum."
Böyle bir kitaba ancak bu dörtlük yakışırdı.
Erken gittin Zweig, çok erken. Kalemin susmamalıydı senin, Fırat gibi akmalıydı ve coşmalıydı...
Bir insanı kendinizden vazgeçecek kadar