Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Serkan Öztürk

Serkan Öztürk
@biravekahve
Tükürsek cinayet sayılıyor artık.
Avukat
Kayseri
24 kütüphaneci puanı
163 okur puanı
Aralık 2017 tarihinde katıldı
An itibariyle karar verdim ki, edebi türler içerisinde okumayı en sevmediğim tür mektup. Hatta mektubu edebi bir tür olarak da görmüyorum sanırım.
Reklam
Üniversitede Türk Dili dersimize https://1000kitap.com/yazar/Iskender-Pala geliyordu. Sınavlarından birinde şöyle bir soru sormuştu: "Ezbere bildiğiniz bir şiiri yazınız." Sınıfın yarısını döken de bu soru olmuştu. Serdar Ortaç'tan şarkı sözü yazan mı arasınız, İstiklal Marşı'nı yazan mı; Allahım neler neler. Bense hem sınavdan çok erken çıkmıştım, hem de 100 almıştım. Bu 'başarımda' özellikle şiir sorusunda yaptığım hinliğin de payı büyüktü: Jüri Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu Birinciliği beyaza verdiler Özdemir Asaf
Ülkü Tamer hayatını kaybetmiş, onun dizeleriyle analım... "Bu toprakta kalır adın Tohumların arasında Yeşilinde tarlaların Başakların sarısında" youtube.com/watch?v=Ja5jvXV...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Tehlikenin Farkında Mısınız?
Uluslararası Bern Sözleşmesi ve 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun 27. maddesine göre bir eserin telif hakları eser sahibinin yaşamı boyunca ve ölüm tarihinden sonra 70 yıl boyunca korunabilir. Bununla ilgili en yakında yaşadığımız örnek Küçük Prens kitabıydı. Kitabın yazarı Antoine de Saint-Exupéry 1944'te ölmüştü ve 2014'ün sona ermesiyle birlikte (ölüm günü değil, ölüm yılı dikkate alınıyor) onlarca yayınevi tarafından telif hakkı ödenmeksizin basıldı. Hani neredeyse artık Küçük Prens basmayan yayınevine kız vermeyecekler. Ve maalesef bu baskıların birçoğu özensiz, tamamen ticari amaçla yapılan baskılardı. Peki Türkiye'de yıllardır en çok okunan kitapların ilk sırasında yer alan kitap hangisi? Kürk Mantolu Madonna! Peki yazarı Sabahattin Ali'nin ölüm tarihi? 2 Nisan 1948! Demem o ki, pek yakında sırf Kürk Mantolu Maddona, Kuyucaklı Yusuf, İçimizdeki Şeytan basmak için kurulmuş onlarca merdiven altı yayınevi görebiliriz Allah muhafaza.
Hmm O Zaman
"Bir gün olsun unutunca dışımda kalıyorsun, Oysa seni düşününce içime sığmıyorsun." - Fikret Kızılok youtube.com/watch?v=k_EJ5nj...
Reklam
terk eden
"Aslında giden değil kalandır terk eden, Giden de bu yüzden gitmiştir zaten." - Murathan Mungan youtube.com/watch?v=BqF9gs7...
Sus Söyleme
"Yeter yeter söyleme artık. Kelimeler kanatır yarayı. Gözlerin anlatıyor. Mutlu aşk yoktur." - Zülfü Livaneli youtube.com/watch?v=QH_2PFB...
"Gurbete kaçacağım, O lacivert ülkeye." - Yaşar Miraç youtube.com/watch?v=sL4sYAs...
Acının Rengi
"Yalnızlık büyütür, Ama yalnızlık sonra çürütür." - İlkay Akkaya youtube.com/watch?v=kL5IxJq...
Kadın
Boyner'in Kadınlar Günü reklam klibi çok güzel olmuş. Şahsen ben kadınlardan "bayan" diye bahsedildiği anlarda rahatsız oluyorum. Bayan bir hitap kelimesidir; yolda konuşmamız gerektiğinde tabii ki “kadın/karı/kız/ hatun bakar mısınız?” demeyeceğiz. Tıpkı “Erkek/adam/herif bakar mısınız?” demediğimiz gibi. Ama problemli olan hitap yerine geçen ‘bayan’ değil; cinsiyet yerine kullanılan ‘bayan.’ Ne kadın olmak ayıp, ne de kadın demek. Kadınlık ne bekaretle ilgili bir şey ne de evlenmekle. Nasıl ki oğlan çocuğu büyür erkek olur, kız çocuğu da reşit olmakla kadındır artık. Asıl ayıp olan "kadın" kelimesinin çağrışımlarını ayıp bulup bir cinsiyeti nazikleştirmeye, bayanlaştırmaya çalışmak. Erkek reyonu demekten, erkek çalışan demekten, erkekler tuvaleti demekten imtina etmiyorsak; kadın reyonu, kadın çalışan, kadınlar tuvaleti demekten çekinmek ayrımcılığa girmiyor mu? Kriterimiz bu olmalı bence "Bir erkekten ya da erkeklerden söz ediyor olsaydım bay / baylar der miydim? O zaman erkeğin karşılığı olan kadın dememek niye?" Bu vesileyle hepinizin kadınlar günü kutlu olsun efendim. youtube.com/watch?v=vtXa8_r... * Bu iletiyi yazarken Işıl Cinmen'in Posta'da çıkan yazısından faydalandım.
Reklam
Bir Öykümüz Var
Bir zamanlar bu ülkenin televizyonlarında da nitelikli programlar yayınlanıyor, özellikle de çocuklara edebiyatı sevdirmek için hem de şimdiki tabirle 'prime time'da yayınlar yapılıyordu. Yıl 1975. Tek kanallı TRT yılları. Televizyon yayıncılığı rating denen o canavara teslim olmamış henüz. TRT'de Bir Öykümüz Var diye bir program izleyiciyle
Hala okumamış olduğunuzu söylerken utanıp sıkıldığınız, kendinizi bu yüzden eksik ettiğiniz kitap ya da kitaplar var mı?
108 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.