Serkan Öztürk

Serkan Öztürk
@biravekahve
Tükürsek cinayet sayılıyor artık.
Avukat
Kayseri
24 librarian point
163 reader point
Joined on December 2017
56 syf.
·
Not rated
Birinci Dünya Savaşı yıllarında Almanya'daki savaştan kaçıp İsviçre'ye yerleşen ressam Ferdinand'la karısı Paula'nın hikayesi. Her ikisi de savaş karşıtı fikirlere sahiptir ve yeni ülkelerinde huzurlu bir hayatları vardır. Ancak bir gün Ferdinand'a ülkesinden bir an önce birliğine katılmasını talep eden bir yazı gelir ve Ferdinand o güne kadar farkında bile olmadığı bir yanıyla tanışır. Ferdinand'ın şahsında bütün bir Avrupa'yı, Avrupa halklarını görüyoruz. Yine Zweig'dan okuduğumuz üzere (
Dünün Dünyası
Dünün Dünyası
) 1900'lerin başında Avrupa tarihin belki de en müreffeh, en özgürlükçü, en medeni dönemini yaşarken Dünya Savaşı'na giden süreçle birlikte milliyetçiliğin, militarizmin boyunduruğu altına girer. Girdikçe de refah, özgürlük, kardeşlik sloganları yerini savaş, ölüm seslerine bırakır. Tıpkı romanın kahramanı Ferdinand'da olduğu gibi. İç dünyasında savaşın ne büyük bir yıkım olduğunu bilmesine, hatta açıktan mücadele vermesine rağmen militarizmin o buyurgan çağrısı karşısında adeta bilincini kaybeder. Artık o da dişlinin bir parçası, ölüm makinesinin bir aparatıdır. Ferdinand'ın şahsında savaşın, milliyetçiliğin, militarizmin insanı aptallaştıran, bireyselliğini yok eden, insanı kendine yabancılaştıran halini resmediyor Zweig.
Mecburiyet
MecburiyetStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202162.4k okunma
Reklam
270 syf.
·
Not rated
Kitabın yazarı olarak Raşel Meseri ve Aylin Kuryel olarak gözükse de aslında bir derleme bu. Alfabetik olarak sözlük formatında hazırlanmış ve her bir maddenin yazarı, anlatıcısı farklı. Özellikle anlatıcıların isimleri tek tek belirtilmemiş. Derleyiciler bunun sebebini önsözde amaçlarının kişisel hikayelere odaklanmak değil, ortalama Türkiyeli Yahudilerin başlarından geçenlerin derlenmesi olduğu gerekçesiyle açıklıyorlar. Kitapta ortalama bir Yahudi'nin düğün töreninden cenaze merasimine, okul hayatından Yahudi olmayanlarla ilişkisine dair pek çok anekdot var. Ayrıca Yahudi olduğu için çocukken arkadaşları tarafından hakarete uğramış, öğretmeni tarafından dışlanmış, sokakta yürürken Yahudi olduğunu kimsenin öğrenmemesine koşullandırılmış, İsrail devletinin işlediği suçların hesabının çoğu kez kendilerinden sorulmasına (Tüm Yahudilerin İsrail'in politikalarını benimsediğini ya da siyonist olduklarını sananlar tarafından) içerlemiş insanların çektikleri sıkıntılar, girdikleri ruh halleri de var elbette. Okurken "Bundan 70 sene önce 100 bin olan nüfus bugün neden 20 bin bile yok?" sorusuna yanıt ararken ırkçı ayrımcı politikaların dünyada yol açtığı yıkımlara, insanları ötekileştiren, dışlayan ideolojilerin işlediği suçlara öfkelenmemek elde değil.
Türkiye'de Yahudi Olmak
Türkiye'de Yahudi OlmakRaşel Meseri · İletişim Yayınları · 201714 okunma
303 syf.
·
Not rated
Son yıllarda Dünya Mutluluk Raporu'ndan kişi başına düşen milli gelire, ortalama yaşam süresinden okul çağı çocukların bilimsel yeteneğini ölçen Pisa testi sonuçlarına kadar hemen hemen bütün listelerde Finlandiya en üstlerde kendisine yer buluyor. Fin Hükümeti de "Madem biz böyle süper bir ülkeyiz, niye bizi biz yapan şeyleri bir kitapta toplayıp dünya dillerine çevirtip hasetten çatlatmıyoruz?" diyerek harekete geçmiş ve bu 5.5 - 6 milyonluk ülkenin başarı öyküsünü 100 maddede toparlaması için eski milletvekili, sosyal psikiyatri uzmanı Ilkka Taipale'yi görevlendirmiş. Taipale de her bir maddeyi konunun uzmanına yazdırıp kitabı derlemiş. Örneğin Aland: Finlandiya'nın Özerk Bölgesi maddesini Aland meclis üyesine, Finlandiya'daki Kütüphaneler maddesini Kültür Bakanı'na, Finlandiya'nın Milli Sporu Pesapallo maddesini Pesapallo Birliği İcra Direktörü'ne yazdırmış Taipale. 100 maddeden bazıları önemsiz ya da iyi kötü her ülkede var olan özellikler gibi düşünülse de alt alta konduğunda iyi eğitimli, sağlık, eğitim, barınma gibi temel problemlerini çözmüş, müreffeh, mutlu bir ülke tablosu çıkıyor karşınıza. Ne diyelim, darısı başımıza!
Finlandiya'dan 100 Sosyal Yenilik
Finlandiya'dan 100 Sosyal YenilikKolektif · Dost Kitabevi · 20173 okunma

Reader Follow Recommendations

See All
136 syf.
·
Not rated
Ece Temelkuran kendi hayal ürünü olan 35 kuş türünü anlatıyor. Bu uydurma kuş türlerinden bazılarının isimleri: Antenli Cennet Kanaryası, Harikulade Bohçalı Sumru, Dertli Akbaba, Turuncu Kuşaklı Penguen vs. Ece Temelkuran bu 'olmayan kuşların' her biri hakkında "Gagası büyüktür, burnunda tüy vardır, bacakları çok kalındır" filan gibi tanımlamalar yapmış, M. K. Perker de bunları çizgiye aktarmış. Olmayan 35 kuş türünü resimlendirip betimlemek zaten başlı başına bir uğraşken bir de "Dişisi çok hırçındır, bunlar hep grup halinde gezerler, baharda göçüp bir daha dönmezler" filan gibi genel özelliklerine de girmiş Temelkuran. Bir de bu uydurma kuşların yer aldığı uydurma türküler, uydurma şiirler var refere ettiği. Boş vakit geçirmek dışında okura - en azından bana - bir şey katmadığı bir gerçek ama kitap kapağında da belirtildiği üzere 'hayal etme hakkına' yaptığı vurgu ve memlekette böylesi tematik deneme kitaplarının azlığı göz önüne alındığında nevi şahsına münhasır bir yer ediniyor.
Olmayan Kuşlar Ansiklopedisi
Olmayan Kuşlar AnsiklopedisiEce Temelkuran · Karakarga · 2017526 okunma
222 syf.
·
Not rated
İlk kez 1945 gibi çok erken bir dönemde George Orwell kullanmış 'Soğuk Savaş' tabirini. Kavram kabaca İkinci Dünya Savaşı'ndan zaferle çıkan iki süper gücün, Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin büyük savaş sonrası iki ideolojik kampın başını çekip birbirleriyle doğrudan savaşmaksızın - ama savaş ihtimalini her zaman canlı tutarak - birbirlerine üstünlük kurma mücadelesi verdikleri dönemi tarif ediyor. Kitapta Soğuk Savaş'ın bütün evreleri (Almanya'nın bölünmesinden Küba Füze Krizi'ne; Sovyetlerin Çekoslavakya müdahalesinden NATO'nun kurulmasına), dünyanın bu dönemde defalarca nükleer bir savaşın eşiğine gelişi özet halinde anlatılıyor. Bu noktada kitabın Şili'de Allende'yi devirmekten Türkiye'deki 12 Eylül askeri darbesine dahline kadar uzanan Amerikan müdahaleciliğinin kitapta yeterince anılmadığını tespit etmek gerekiyor (Amerikan müdahalelerinden kısmen bahsedilirken Şili'nin adı bile geçmiyor, Türkiye yalnızca Marshal yardımı ekseninde geçiyor). Yine de Soğuk Savaş dönemi olaylarını öğrenmek isteyenler için iyi bir başlangıç olacağını söyleyebiliriz. Konuyla ilgili daha ayrıntılı bilgi edinmek için bizde YKY'nin bastığı John Lewis Gaddis'in aynı adı kitabını önerebilirim.
Soğuk Savaş
Soğuk SavaşRobert J. McMahon · Dost Kitabevi · 201324 okunma
Reklam
Reklam
47 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.