Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Serkan Öztürk

Serkan Öztürk
@biravekahve
Tükürsek cinayet sayılıyor artık.
Avukat
Kayseri
24 kütüphaneci puanı
163 okur puanı
Aralık 2017 tarihinde katıldı
240 syf.
·
Puan vermedi
Yıl 1965. Savaşın sona ermesi den 20 yıl sonra, savaş sırasında toplama kampındaki Yahudi esirler üzerinde korkunç tıbbi deneyler yaparak yüzlercesinin ölümüne yol açan Dr. Otto Reitmüller'in Karl Braun takma adıyla ve sahte yaşam öyküsüyle yaşadığı İngiltere'de geçiyor kitap. O güne dek ifşa olmamıştır Braun ve kimse ondan
Cam İnciler
Cam İncilerEmeric Pressburger · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023158 okunma
Reklam
320 syf.
·
Puan vermedi
Şu kadarını söyleyeyim, keşke Agatha Christie hep cinayet romanları yazsaydı da casusluk/ siyasi romanlara hiç heves etmesiydi. Frankfurt Yolcusu Kahverengi Elbiseli Adam Bilinmeyen Hedef. Agatha Christie okumak istiyorsanız bunlardan uzak durun.
Frankfurt Yolcusu
Frankfurt YolcusuAgatha Christie · Altın Kitaplar · 2020340 okunma
288 syf.
·
Puan vermedi
Trende işlenen bir cinayeti anlatsa da Doğu Ekspresinde Cinayet gibi bir tren (yol) hikayesi beklemiyor okuyucuyu. Yaşlı bir kadın, tren yolculuğu sırasında yanlarından geçen trende işlenen bir cinayete tanık olur ancak gördüklerini anlattığı kimse ona inanmak istemez, bir tek kişi dışında: Christie'nin iki baş karakterinden biri olan Jane Marple. Fahri dedektifimiz Marple akla gelmeyecek bir yol izleyerek izleyerek cinayetin adım adım izini sürer. Agatha Christie'nin romanlarında sıklıkla kullandığı izlekler, unsurlar var. Bir malikane (canına yandığımın İngilteresinde hiç mi varoşlarda cinayet işlenmez?), her biri potansiyel katil adayı aile fertleri, hizmetçiler... Bu romana da klasik bir Agatha Christie romanı diyebiliriz bu anlamda. Hele de yazarın külliyatına hakim olanlar için katilin kimliği (spoiler vermemek için adlı adınca belirtmiyorum), cinayetin işleniş şekli de hiç mi hiç şaşırtmıyor. Henüz tüm kitaplarının yarısınıa bile erişememiş bir okur olarak benzer kurguda en az üç Christie romanı sayabilirim bir çırpıda. Bir çok okur tarafından On Küçük Zenci ve Doğu Ekspresinde Cinayet'in hemen ardından en iyi Christie romanlarından biri olarak gösterilse de her bir örgüde özgün, ezber bozan bir anlatı bekleyen bir okur olarak ben aynı kanıda değilim. Akıcı mı? evet akıcı. Tempo, merak unsurları tatmin edici mi? Evet yeterince. Ama özgün değil. Bu yüzden çok daha zevk aldığım başka Christie romanları okuduğumu söyleyebilirim.
16.50 Treni
16.50 TreniAgatha Christie · Altın Kitaplar · 20184,539 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
96 syf.
·
Puan vermedi
"Bu salı Yeraltından Notlar varmış, kaçmaz." "Ben geçen hafta alamadım, Totem ve Tabu'nun ilk cildini nereden bulabilirim acaba?" "Haftaya Tolstoy verecekmiş, unutma sakın." Türk basın tarihinin edebiyat alanında yapılmış en ileri hamlesiydi Cumhuriyet'in her salı bir dünya klasiğini gazeteyle birlikte bedava
Ivan Ivanoviç ile Ivan Nikiforoviç'in Öyküsü
Ivan Ivanoviç ile Ivan Nikiforoviç'in ÖyküsüNikolay Gogol · Cumhuriyet Yayınları · 1999277 okunma
268 syf.
·
Puan vermedi
Cinayeti gördüm. Ama kitapta cinayet işlenmiyor. Kitabın yayınladığı tarih 1940. Büyük Harp'in artçı sarsıntılarının üzerine 1929 büyük buhranının tuz biber olmasıyla dünyanın önemli bir kısmında otoriter, faşist yönetimler birer birer işbaşına geliyor. Almanya'da Hitler, İtalya'da Mussolini, Portekiz'de Salazar koşar adım dünyayı bir karabasana
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019170,9bin okunma
Reklam
68 syf.
·
Puan vermedi
"Ölümdür yaşanan tek başına, Aşk iki kişiliktir." - Ataol Behramoğlu "Aşk tek kişiliktir; İkinci bir kişiye bilet yoktur." - Yılmaz Odabaşı "Aşk bir dengesizlik işi, Sensiz olmaz." - Bülent Ortaçgil "Jötem ille de jötem." - Serdar Ortaç Genç bir kadının daha çocuk yaşta tutkuyla sevdiği, zaman geçtikçe kara sevdaya, saplantıya dönüştürdüğü adama yazdığı mektubun öyküsü. Saplantılı, açıklaması olmayan, delice platonik aşk öyküleri okumaktan hoşlanmıyorum esasen. Kabul ediyorum aşk bir dengesizlik işi ama neden sorusunun ama öyle ama böyle bir cevabı olmalı diye düşünüyorum kurguda da, reel hayatta da. Dengesizlikten çıkıp düpedüz manyaklık işine dönüştüğündeyse dahil olamıyorum mevzuya çoğu kez. (Saplantılı bir platonik aşk hikayesi olmasına rağmen rasyonellikle bağı hepten kopuk olmayan Werther biraderimizin öyküsünde bu hissi yaşamamıştım.) Bu kitapta da kahramanımız olan kadının sıradan gibi görünen bir ergenlik aşkının hayatı kendisine zindan eden bir takıntıya dönüşmesine ikna olamadım. Ama Zweig çok iyi bir gözlemci, harika bir anlatıcı. Okuyucuya en uzak gelen hikayeyi bile öyle güzel kurgulayarak anlatıyor ki, bir anda akıp gidiyor kitap. Kurgu olarak vurulmasam da Zweig'ın ustalığı, psikolojik analizleri sayesinde okumaktan pişman olmadığım bir kitaptı özetle.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022223,7bin okunma
320 syf.
·
Puan vermedi
Tarihin yüzyıllardır büyük liderler, ünlü komutanlar, zengin asillere odaklandığını ve bu anlatıda sıradan ve sahici bireylerin duygularının, düşüncelerinin, sosyoekonomik durumunun, politik süreçlere katılım iradesinin ıskalandığını savlıyor kitap. "Robespierre liderliğindeki Jakobenler iktidarı ele geçirdi." ya da "Bismarck
Modern Avrupa Halkları Tarihi
Modern Avrupa Halkları TarihiWilliam A. Pelz · Kolektif Kitap · 201744 okunma
180 syf.
·
Puan vermedi
Epey bir zamandır pek çok yerde karşıma çıkıyordu Haruki Murakami ismi. Çevremde kitaplarını okuyan ve ondan övgüyle söz eden pek çok insan vardı, gazetelerin kitap eklerinde hakkında olumlu yazılar okudum, bakındığım kitapçı raflarında hep iyi yerlerde konuşlanmış gördüm kitaplarını. Ama ben nedense bana hitap etmeyeceğini düşüğündüğüm bir bestseller yazarı olarak kodlamışım kafamda, yüz vermedim Murakami'nin bana habire göz kırpan kitaplarına. İlk kez bir kitap fuarında yine nedendir bilinmez yendim bu direncimi ve iki kitabını birden aldım: Karanlıktan Sonra ve Sahilde Kafka. Ve sanırım, sarmazsa kalın olanı elimde uzun süre kalmasın diye, daha kısa olmasının da etkisiyle Karanlıktan Sonra'yla başlamaya karar verdim. Çok akıcı, duru bir dili var yazarın. Elinize aldığınız andan itibaren su gibi akıp gidiyor (bakmayın benim dört günde bitirdiğime. hayatımdaki yoğunlukla ilgili, yoksa bir günde bitirilecek bir kitap bu). Öykünün şimdiki zaman kipinde anlatılıyor olmasının da bu akıcılıkta payı olduğunu düşünüyorum sebebini açıklayamayacağım bir biçimde. Bir gecede olup bitenleri anlatıyor yazar. Dakikalar ilerledikçe Tokyo'nun farklı semtlerine, semtlerde yaşayan karakterlerin başından geçenlere götürüyor bizi. Sorduğu soruların hiçbirine yanıt vermiyor, aslında soru da sormuyor. Yalnızca anlatıyor, anlattıkça açılıyor, sürüklüyor. Tek bir kitapla yorum yapmak doğru değil belki ama bu kitabından yola çıkarak söylüyorum; özgün bir anlatımı olan, farklı bir yazar Murakami, hakkını teslim etmek lazım. Diğer kitaplarını okumaya da şimdiden karar verdim.
Karanlıktan Sonra
Karanlıktan SonraHaruki Murakami · Doğan Kitap · 20174,148 okunma
250 syf.
·
Puan vermedi
Celal Şengör tartışmalı bir figür. Dünyanın sayılı yerbilimcilerinden biri olmanın yanısıra belirli dönemler kamuoyunun gündemine geliş şekli asıl tartışma konusu. Kenan Evren'e olan aşkıyla mesela, militarizm güzellemeleriyle mesela. Ya da "12 Eylül'de insanlara işkencelerde dışkı yedirildi, nasıl hala 12 Eylül'ü savunabiliyorsunuz?"
Cehennemdeki Üniversiteliler
Cehennemdeki ÜniversitelilerCelal Şengör · KA Kitap · 2016208 okunma
192 syf.
·
Puan vermedi
Agatha Christie'nin iki önemli kahramanından biri olan yaşlı ve meraklı Miss Marple'ın başından geçen öyküler var kitapta asıl olarak. Ama kitapta 9 farklı öykü olmasına rağmen bunların ikisinde (Terzinin Bebeği ve Karanlık Sularda) Marple yer almıyor. Tapınak, Kahya Kadın, Karanlık Sularda, Greenshaw's Folly gibi öyküler Christie'nin romanlarında da kullandığı temalarla ufak oynamalar yapılarak yaratılmış öyküler. Terzinin Bebeği ise Christie'nin tarzının epey dışında. Spoiler vermek gibi olmasın ama cinayet romanları yazan yazarımız bu öyküde hareket eden oyuncak bebek üzerinden korku türüne yönelmiş, öykünün sonu ise oradan alıp bambaşka bir yere bırakıyor sizi. Kahya Kadın öyküsünde de bu defa olay örgüsüyle oynayıp seneler önce işlenen ve çoktan çözümlenmiş bir cinayeti doktorun Christie'ye sorduğu bir bilmece gibi çözdürüyor Marple'a. Kitaptaki bir diğer sıradışılık da Agatha Christie romanlarının aksine öykülerin bir kısmında hiç cinayet işlenmiyor oluşu. Polisiye ve Agatha Christie seven okurların keyifle okuyacakları, sürükleyici bir öykü kitabı olmuş.
Miss Marple'ın Son Maceraları
Miss Marple'ın Son MaceralarıAgatha Christie · Altın Kitaplar · 2020532 okunma
Reklam
304 syf.
·
Puan vermedi
Kitabın tanıtım bülteni ve arka kapağı "şimdiye dek bir arada okumadığımız ayrıntılarla" olayların perde arkasını okuyacağımızı vadediyor ve "sonsuz bir merak ve bitmek bilmez zihin oyunlarıyla baş başa kalacağımız bir casusluk romanı tadında" okuyacağımızı iddia ediyor. Kitabın belirli kısımlarında bu beklentimin karşılandığı ama bazı kısımlarında da konunun dağıtıldığını hissettim. Örneğin Sovyet istihbaratı KGB'ye çalışan İngiliz istihbaratının kilit isimleri ya da Kıbrıs görüşmeleri esnasında Glafkos Klerides'in dinlenen telefonları hikayelerinin hakikaten ilgi çekici ve sürekleyici olduğunu teslim etmek lazım. Ancak Ermeni katlinde Cemal Paşa'nın Talat ve Enver'e göre daha az sorumlu olduğu ya da Bush - Blair ikilisinin Saddam Hüseyin'in kitlesel imha silahları olduğu yalanı ile ilgili kısımlar konuya asgari düzeyde ilgi duyan okur için yeni değil, casusluk romanı tadında ise hiç değil. Benim için Murat Yetkin'in kitabı iyi düşünülmüş ancak kullanılan malzeme azlığı yüzünden altı tam olarak doldurulamamış bu nedenle ana konudan uzaklaşılmış, vaadini kısmen gerçekleştiren bir kitap olmuş. Kitabın en sevdiğim kısmı ise tuhaf gelecek belki ama Önsöz'ü. Kendisi de polisiye roman hastası olduğu anlaşılan Yetkin, kitabın önsözünü polisiye (özellikle de casusluk) romanlarına ayırmış. Önsözde türün kültleri arasına girmiş hemen hemen bütün kitaplar sıralanmış, adeta küçük bir antoloji sunulmuş okura. Rahatlıkla diyebilirim kl; casusluk romanlarıyla ilgiliyseniz ama nereden başlayacağınızı bilemiyorsanız alın bu kitabın önsözündeki kitapları sırayla yazın, mevzuyu halledersiniz.
Meraklısı için Entrikalar Kitabı
Meraklısı için Entrikalar KitabıMurat Yetkin · Doğan Kitap · 2017252 okunma
90 syf.
8/10 puan verdi
Aylar önce internetten indirimli olarak aldığım ve o günden beri sessizce bir köşede okunmayı bekleyen kitaplardan biri de Kağıt Ev'di. Ancak gördüğüm birkaç yorumdan sonra bu bekleyişi uzatmamaya karar verdim. 1000Kitap'ın en güzel tarafı da bu zaten. İnsana bazen hiç bilmediği, bazen de bilip ihmal ettiği kitapları bir şekilde okutarak okura yön tayin etmesi. 'Aylardır sırasını bekleyen kitaplarımdan biri' demiştim, evet ben de okunmayı bekleyen onlarca kitabı olmasına rağmen kitap almaktan vazgeçemeyen, kitaplığındaki kitapların kapladığı hacmin artık ufaktan bir problem haline geldiği okurlardan biriyim. Her ne kadar kitabın kahramanının ulaştığı 20.000 sayısına henüz uzak olsam da biraz da kendimin ilerlemiş halini gördüm Bauer'de. Çok kısa bir roman olmakla birlikte içinde onlarca yazara, kitaba referans veriyor. Bu da okurda kitabı ara ara bırakıp kitapta geçen kitapları araştırma ihtiyacı doğuruyor, tıpkı 1000Kitap gibi. :) Kitaplar üstüne, kitap sevgisi (hatta biraz manyaklığı) üstüne yazılmış, kısa sürede biten, her kitapsevere tavsiye edilecek bir roman.
Kâğıt Ev
Kâğıt EvCarlos María Domínguez · Jaguar Kitap · 202012,1bin okunma
88 syf.
·
Puan vermedi
Kitap, yazarın 14 yaşındaki torunuyla yaptığı söyleşinin kitap haline getirilmesiyle oluşmuş. Adından da anlaşılacağı üzere Vovelle, Fransız İhtilali'nin temel kişi ve olaylarlarını lise çağındaki bir çocuğun anlayabileceği dille kısaca anlatıyor. Gerek sayfa sayısına (78) gerek kullanılan dile baktığımızda bir nevi Fransız İhtilali'ne Giriş'e Giriş kitabı diyebiliriz. Yıllar önce
Server Tanilli
Server Tanilli
'nin
Dünyayı Değiştiren 10 Yıl
Dünyayı Değiştiren 10 Yıl
kitabıyla Fransız İhtilali'ni öğrenmiş, ayrıntılarıyla kavramıştım, konuyla ilgilinenler için yine bu kitabı tavsiye edebilirim. Michel Vovelle'in kitabı ise ya konuya yeni başlayan gençler ya da daha önceden okuyup şöyle bir hatırlama yapmak isteyen yetişkinler için.
Gençler için En Güzel Fransız Devrimi
Gençler için En Güzel Fransız DevrimiMichel Vovelle · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201783 okunma
86 syf.
·
Puan vermedi
Komünist bir tarihçi Ernie Trory. Dünya marksist hareketinin Sovyetler - Çin yarılmasını yaşadığı yıllarda da Sovyetik çizgiyi tercih etmiş. Bu siyasal çizgiye paralel olarak Türkiye'de kitaplarını Komünist Parti çizgisinde yayın hayatını sürdüren Yazılama Yayınları basıyor. Trory, daha çok İkinci Dünya Savaşı ve Soğuk Savaş dönemleriyle ilgiler eserler vermiş. Bu kitap dışında Doğu Almanya'da ve Çekoslavakya'da sosyalist rejimlerin inşa süreçlerini anlattığı kitapları var. Bu kitabında da Macaristan'da sosyalist devletin inşa süreçlerini, biri 1919'da, diğeri 1956'da olmak üzere iki kez gerçekleşen ve kendisinin karşıdevrim olarak adlandırdığı isyanları kendi penceresinden ya da genele vurmak gerekirse Sovyetik bir marksistin gözünden / Sovyetler gözünden anlatıyor. Yazarın bakış açısıyla belirli noktalarda ayrılıyorum. Özellikle Macaristan'da ve Çekoslavakya'da gerçekleştirilmeye çalışılan nispeten özgün ve yerel marksizm deneyimleri Sovyet tanklarıyla bastırılma, Doğu Bloku ülkelerinin tamamına tek tip bir elbise giydirmek yerine farklı yorumlara yaşama hakkı verilse hem o ülke halkları için, hem de dünyanın bütünü için çok daha olumlu sonuçlar elde edilebilirdi diye düşünüyorum. Bu nedenle yazarın Sovyet müdahalesini kaçınılmaz bir mutlak son gibi algılayan yaklaşımına katılmıyorum. Ancak Macaristan'ın Birinci Dünya Savaşı'yla 1956 arasındaki tarihsel sürecini özet olarak okumak isteyen ve bilhassa olayların Sovyetik yorumunu öğrenmek isteyenler için öneririm yine de.
Macaristan 1919 ve 1956
Macaristan 1919 ve 1956Ernie Trory · Yazılama · 20159 okunma
224 syf.
·
Puan vermedi
Agatha Christie'nin bir denenmemişi denediği, özgün kitapları var; bir de kendini tekrar etme pahasına benzer vakaları, olguları farklı hikayelerin içine serpiştirdiği kitapları var. Ölüm Adası ikinci gruba giriyor diyebiliriz. Christie'nin sadık okuyucuları hikaye ilerledikçe
Üçüncü Kız
Üçüncü Kız
'dan,
Ve Ayna Kırıldı
Ve Ayna Kırıldı
'dan izleri sürebilir Ölüm Adası'nda. Christie'nin en kötü kitaplarından biri olmasa da en iyileri arasına girmekten de uzak, ortalama bir Agatha Christie öyküsü.
Ölüm Adası
Ölüm AdasıAgatha Christie · Altın Kitaplar · 2010960 okunma
47 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.