Derviş
Șimdi gül deyince insanın aklına tuhaf şeyler geliyor. Ben mahallede iki tur dolanıp mezarlık duvarından aşınca gül mü kopardım Ayșe'ye vermek için? Değil. Ayşeler çoktur da onlara çiçekçiler de çoktur, benim işim olmaz. Hayatta bi kere çiçek taşımışlığım var, onu da poșete koydum da yürüdüm. Lisede hem de rezillik. Okulun müdürüne
Reklam
Kolektivizm Yüzyılımızın tanrısı bu değil mi?
***** Evet, hep onu öyledim. Açıkça ve net biçimde. Sen duyamamışsan suç bende değil. Duyabilirdin tabii ama duymayı istemedin. Benim açımdan,bu, sağırlıktan da güvenli. Yönetmek istiyorum dedim hep. Ruhani atalarım gibi ama ben onlardan şanslıyım. Onların çabalarının meyveleri bana miras kalmış durumda. Büyük rüyayı gerçekleşmiş görmek de bana
Sayfa 903 - 903-911Kitabı okudu
O biraz zor işte...
-Seni seviyorum dedi mi sana? -Demedi... Ama seviyor gibiydi. Bana öyle geliyordu yani... Tamam, benim gibi sevmiyordu belki ama sevecekti. Beni sevmesi için gereken her şeyi yapıyordum. Tek istediğim umudumu kırmaması ve bana biraz güvenmesiydi. -Öyle olur mu lan? Sevmek denilen şey, böyle bir şey değil. Süs bitkisi gibi işığı suyu sağlayınca
Sayfa 3 - İthaki
Darülfünun Islahatı ve "Yüksek Muallim Mektebi"
Darülfünun ıslahatından bahsolunurken ilk önce akla gelmesi icap eden meselelerden biri de Yüksek Muallim Mektebinin alacağı şekil olmalıdır. Beyazıt'ta, Zeynep Hanım Konağı'nın bir köşesine sığınmış olan ve birçok münevver vatandaşlar tarafından bile mevcudiyeti bilinmeyen bu mütevazı mektebin, maarif sahasında oynaması icap eden büyük
Ah Selilm’im. Bana anlatsan dinlerdim!
Seni tanımadan önce ağaçların çiçek açtığı ve yaprak döktüğü mevsimleri hep kaçırırdım derdi resim yapmayı sevdiğim halde denizin mavisini bilmezdim yaprağın yeşilinin her mevsimde değiştiğine dikkat etmemiştim seni tanıdıktan sonra o güne kadar tabiat resmi yapmayı sevmediğim halde bir ağaç bir yaprak küçük bir ot bile çizmiş olmadığım halde ve
İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Uyku mühim... İyi geceler
Belki de biraz ara vermeliydi. Uyku ihtiyacı artık inkâr edilemez boyuta ulaşmıştı. Kendini devam etmeye zorlasa da bunun verimli bir çalışma olamayacağının farkındaydı. Beynine ihtiyacı olduğu kadar dinlenebilme fırsatı verebilmek için alarmı kurmadan uzanmaya karar verdi.
Sayfa 374Kitabı okudu
X Arabasına bindiğimiz zaman Prens: -Bakın aklıma ne geldi, dedi, bir yere gidip bir şeyler yesek. Ne dersiniz? -Bilmem ki Prens. Geceleri yemek yeme alışkanlığım yoktur. Sabit, kurnaz bakışını gözlerime dikerek: - Hem yer, hem konuşuruz, diye ekledi. "Anlaşıldı, açık konuşmak istiyor!" diye düşündüm. Benim de istediğim buydu zaten.
Sebebi her ne olursa olsun hiçbir şeyin göründüğü gibi olmamasından yıldım. Kızılderililerde Yıl sözcüğü aynı zamanda Dünya anlamına da gelirmiş. Birinin bitişi diğerinin de dönüşünü simgelermiş. Yıl bitti demek yerine Dünya geçti derlermiş örneğin. Ben genel olarak dünya geçti diye düşünüyorum, buna tahmin edemeyeceğin kadar üzülüyorum.. Oysa
Eruh sembolik bir mekandı.Sabahlara kadar silah seslerinin susmadığı, kaygıların bölüşüldüğü, tedirginliğin yürek boyu yaşandığı bir yer.Benim içinse küçük,sevimli bir ilçe.Gönül yordamıyla fethedilecek nice gönüllerin bulunduğuna inandığım bir dünya.Ortak paydaları sevgi "inanç ,vatan ve birlikte yaşama arzusu olarak koyduğunuzda mesajınızın
Sayfa 43 - Eğitim bir sen yayınları 16.Baskı Eylül 2021 Ankara
Reklam
#omerhayyam
bir sır daha var, çözdüklerimizden başka! bir ışık daha var, bu ışıklardan başka. hiçbir yaptığınla yetinme, geç öteye: bir şey daha var bütün yaptıklarından başka niceleri geldi , neler istediler, sonunda dunyayi bırakip gittiler. sen hic gitmeyecek gibisin, degil mi? o gidenler de hep senin gibiydiler.. geçmis günü beyhude yere yâd etme, bir
"Aynen öyle," diye cevap verdi. "Süresi belirsiz bir suskunluk; üstelik en iyi ihtimalle ve inanç kuvvetliyken. Ama ihtimali kötüleştiren bir etken var elbette: Bizim İkinci Dünya Savaşı'mızda artık buna, zamanın sonu geldiğinde her bireyin tek tek yargılanacağına ya da kendini savunacağına veya hikâyesini anlatacağına
Sayfa 298 - II MızrakKitabı okudu
"Son yargı fikrinin ta kendisi, ortak beklentilere göre ölümden sonra en çok yapılacak olan şeyin bu olduğu anlamına geliyordu: herkesin hikâyesinin baştan sona anlatılması, sonra konuşulması, aktarılması, açıklanması, tartışılması, yalanlanması, yakarılması ve sonunda hükmün dinlenmesi. Hem de muazzam boyutlarda bir yargılama, yeryüzünden
Sayfa 297 - II MızrakKitabı okudu
Filozof Olamamın Binlerce Sebebinden Sadece Birkaçı
Çocukken eniştemin "büyünce ne olacaksın" sorusuna "filozof" diye karşılık verdiğimde, annem elindeki örgüden kafasını hiç kaldırmadan şu yorumu yapmıştı: " Ben hep diyorum size geri zekalı bu çocuk" Annem gibi elişiyle uğraşan teyzem devam etti sonra : " Benim oğlanlar da salak ama inan bunun kadar
Sayfa 43 - Ketebe Yayınları 1.baskı
36 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.