Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Muhyiddin Arabî Kalbe İşleyen Zikir Muhyiddin Arabî Hazretleri, şöyle anlatır: “Bir gün Tunus Limanı’nda idim. Vakit geceydi. Kıyıya yanaşmış gemilerden birisinin güvertesine çıktım. Etrafı seyretmeye başladım. Denizin üzerinde ay doğmuş, fevkalade güzel bir manzara teşkil ediyordu. Bu manzarayı, Cenab-ı Hakk'ın her şeyi ne kadar güzel ve
İçerinin havası başımı döndürmeye başlamıştı. Buna bilimsel olarak ne denirdi bilmiyordum ama nefes almamın pek de kolay olduğunu hissedemiyordum. Zar zor yutkundum ve Uraz'ın kolunu tuttum. "İyi misin?" diye sordu sessizce. Başımı salladım. "Biraz gözlerim kapalı yürümek istiyorum..." "Nasıl istersen." dedi sessizce. Uraz'ın kolunu tuttuğum andan itibaren gözlerim yol boyunca hep kapalıydı. Kapıya gittiğimizde neyle karşılaşacağımızı bilmiyorduk, orada ne kadar efor sarf edeceğimizi, bilincimizin ne kadar yerinde olması gerekeceğini bilmiyorduk. Kendimi iyi hissetmediğimin farkındaydım, bu yüzden kapıya gidene kadar biraz olsun kendime gelmeliydim. "Mola vermemizi ister misin?" diye sordu Uraz sessizce. "Hayır, hayır, sakın!" dedim gözlerimi açarak. "Bir an önce kapıya ulaşacağız diye kendini kaybetmek zorunda değilsin Kumru." dedi Uraz endişeli bir sesle, "Yarım saat dinlenmenin kimseye zararı olmaz."
Reklam
Bir sen yoksun içlerinde ve bunun farkında bile olmuyorlar. Seni bu hale koyan bile onların arasında dolaşıyor, yaşıyor, ediyor ama sen evde oturmuş, dünya durdu sanıyorsun. "Ben çok yoruldum, biraz ara verelim mi?" dediğinde onlar da mola verdi sanıyorsun. Öyle olmuyor ama. Geç kalırlarsa, hayatta yer kalmayacakmış gibi can havliyle sokaklara koşuyorlar, yaşıyorlar.
Fiziksel hareket kaslardaki elektrik sinyalleri halinde önce sinirlerle omiriliğe oradan yukarı beyin sapına oradan biraz daha yukarıdaki talamusa ve en nihayetinde şuurlu algılama işlerinin yürütüldüğü en tepedeki beyin kabuğuna kadar iletilir. .. Mola vererek yeni sinir hücrelerine aktarılan sinyaller yeni sinir hücrelerine aktarılır.Bu molalar aslında önemli bir amaç içindir.Beyinden bedene giden hareket emirleri ve bedenden gelen hareket geri bildirim bilgileri ağsı oluşumda bulunan ve beyin kabuğunu uyararak onu yani bizi uyanık tutan özel sinir hücrelerinin faaliyetlerini arttırır.Yani bedenimizde gerçekleşen her hareket bilincimizin biraz daha uyanık hale gelmesini sağlar
Dağın Öte Yüzü
Otobüs yolda mola verdi.Hep mapushanedeki arkadaşlarımı düşünüyordum.Lokantada yediğim yemeğin parasını ödedim.Sanki doymamış gibiydim.Biraz daha yersem beş parasız kalacağım. Oğlanın biri peşimde dolanıp duruyor. Yüzü ergenlik dolu.Elinde sigara gece vakti tek başına dolanan kızdan bir şeyler umuyor,belli.Umursamıyorum. Karşıma geçip sırıtıyor.Sanki saklan baç oynuyor benimle.Sanki arayan var gibi karşıma dikiliyor.Canımı sıkıyor.Bize böyle yaklaşmaları hep faydana olacak yaratıklar olarak görmeleri eziyor beni.Tam otobüs kalkarken tıpkı çocuk gibi dilimi çıkarıp”Bön” yapıyorum.Yanımdaki kadına da “Bön demek geçiyor içimden.Birden gülmeye başlıyorum. Şoför de dönüp dönüp bakıp gülüyor. “Sana da bön dünya”diyorum içimden. Yanındaki süslü kadın “suluğun alemi yok”diyor kendince. İnsanların gülmeyi kendilerine yasak ettiği dünyada yaşamak ne kötü.
Sayfa 80 - UyKitabı okudu
İnsanın kafasından saniyede o kadar fazla düşünce treni geçer ki, bazen "Neden istasyon kurmadın?" diye üzerine gelirler. "Nasıl kuracağım ki kafamdaki düşüncelere istasyon?" diye sorarsın. (İllaki herkes bir ara bu soruyu sorar.) Cevabına meditasyon derler, farkındalık derler, derin nefes al ver kuruluyor derler. Doğrudur da.
Sayfa 232 - Doğan NovusKitabı okudu
Reklam
Küçük camilerin, gizli hamamların, yorulup yatmış köpeklerin, karnı kararmış çınarların, yazısı silinmiş tabelaların, bir daha açılacağı kuşkulu dövme demir kepenkleri kapalı dar dükkânların arasından geçti. Bir küçük açıklığa çıkacakken karşıdan gelen alışılmadık adamları gördü. Birinin omuzunda film çekme aleti vardı, öbürü bir çanta ve kimi
Sayfa 97 - Koyu KırmızıKitabı okudu
Ben mola vermek nedir, biraz değişiklik nedir bilmem. Ben her zaman tek bir şeyim; sürekli bir özleyiş, bir kavrayış, bir coşkunluk, bir alkış...
Hayatın her alanını ciddiye almak mümkün ve bunu da hep yapmak zorundayız yaşadığımız ülkede ama biraz mola vermek işe yarıyor.
Çoğu zaman Tek istediğimiz aslında Biraz mola!
Reklam
Yahya Kemal yemek yemekten oldukça hoşlanırdı. Bir dönem kilosu oldukça artan ünlü şair her zaman çıktığı yokuşların birinde artık mola vererek ilerlemek zorunda kalıyordu. Yine böyle bir günde nefes nefese dinlenirken yokuşta bulunan dükkânlardan birinin tezgâhtarı onu bir şeyler alması için sıkıştırmaya başlar: “Buyrun beyim, ne alırsınız?” Üst üste gelen sorulardan bunalan Yahya Kemal, derin bir nefes alarak yerinden doğrulup yola koyulmaya hazır­lanırken tezgâhtara “Evladım müsaade etseydin biraz ne­fes alacaktım” diye cevap verir.
"Kardeşim, çekilmek mi istiyorsun yalnızlığa? Kendi benliğine giden yolu, kendin mi aramak istiyorsun? Biraz mola ver; dinle beni. 'Arayan kişi, kendisini çok kolay kaybeder. Bütün yalnızlıklar suçtur.' böyle konuşur sürü. Sen çoktan o sürüye aitsin. Sürünün sesi, senin içinde çınlamaya devam edecek. Sen, 'Benim vicdanım artık sizinkiyle ortak değil.' dediğinde, o zaman bu şikâyet ve acı olacak."
Sefere çıkış
3 Ağustos 1492, kastilya için vaadlerle dolu bir gün oldu güneşin doğmasından yarım saat önce, filotillanın üç teknesi, suların yükselmesinden faydalanarak nehir ağzında birikmiş kumları aşabilmek için palos'tan denize akan nehir üzerinde sessizce kayıyordu. ufukta Güneş göründüğü zaman, burnun tepesindeki rabida manastırı'nın gölgesi hayırlı bir işaret gibi belirdi. biraz sonra karadan esen rüzgar yelkenleri kamçıladı ve filotilla kanarya adalarına doğru Atlantike açıldı. Adalarda verilen mola epey uzun sürdü, çünkü pintanın dümeninin onarılması ve fıçılara tatlı su doldurulması gerekiyordu. sonunda 6 Eylül 1492 günü mürettebat kanarya adalarındaki bir kilisede ayini dinledikten sonra demir aldı. 9 eylül'e kadar Kanarya Adaları göründü, karanlığın basmasıyla uzaklarda yavaş yavaş gözden kayboldu. bilinen son kara parçası da geride bırakılmıştı, artık gökten ve denizden başka şey görünmüyordu. karanlık ortalığı kaplamaya başladığı sıra karavelalar yavaş yavaş bilinmeyene daldılar.
Basit bir yorgunluğun tükenmişliği için bir mola, bir miktar dinlenme yeterlidir, kendiyle barışık olmak için biraz çaba göstermek gerekir, böylece kendine daha fazla dikkat etmek ve daha iyi davranmak mümkün olur. Kronik­leşen tam tükenmişliğin tedavisi bunla kıyaslanmayacak ka­ dar zahmetli olabilir; daha önce yaşanmış olduğu gibi bir ha­ yata dönmek için başkalarının devamlı desteği gerekir.
391 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.