Bir gün bir Hak dostu, dervişine sormuş: "Evladım senin hiç dostun var mı?" Derviş: "Var efendim, hem de pek çok!" demiş. Mürşid: "Evladım kimsenin o kadar çok dostu olmaz. lyi düşün..." deyince derviş biraz daha düşünüp cevap vermiş: "En az üç dostum var." Mürşidi tebessüm etmiş, ona şöyle demiş: "Evlâdım üç dostun da yoktur. Bir dostun bile varsa Allah'a şükret. O dostunu da sık sık ziyaret edip canını sıkma!"
Sayfa 301Kitabı okudu
“Sana şöhreti tattırdım, değil mi?” dedi Lockhart. “Virüs bulaştı. Benimle birlikte gazetenin birinci sayfasına çıktın ve bir kere daha olsun diye sabırsızlandın.” “Ah – hayır, Profesör, bakın...” “Harry, Harry, Harry,” dedi Lockhart, uzanıp onun omzunu tutarak. “Anlıyorum ben. İlk kez tattıktan sonra biraz daha istemen doğal – sana onu tattırdığım için de kendime kusur buluyorum, çünkü başına vuracağı belliydi. Ama anlıyorsun ya, delikanlı, seni fark etsinler diye arabaları uçuramazsın. Biraz sakinleş, tamam mı? Büyüdüğün zaman bunları yapmak için çok vaktin olacak. Evet, evet, ne düşündüğünü biliyorum. ‘Onun için söylemesi kolay, o zaten uluslararası şöhrete sahip bir büyücü!’ diyeceksin. Ama ben on iki yaşındayken bir hiçtim, senin şimdi olduğun gibi. Hatta senden bile daha az tanındığımı söyleyebilirim! Yani, senin adını duymuş birkaç kişi vardı, değil mi? Adı Anılmaması Gereken Kişi’yle olanlar falan!” Harry’nin alnındaki şimşek izine baktı. “Biliyorum, biliyorum, bunlar beş kere üst üste Cadı Gündemi’nin En Büyüleyici Tebessüm Ödülü’nü almak kadar iyi değil – yani benim gibi. Ama bir başlangıç, Harry, bir başlangıç.”
Reklam
Belki firavunlar piramitlerini kırbaç altında inleyen kölelerin emekleriyle yükselttiler. Günümüzde olay biraz farklı. Köleler belki ben de firavun olurum düşüncesiyle piramidin inşasına gönüllü olarak ve tebessüm ederek katılıyorlar. 
Sayfa 252Kitabı okudu
"iki şey" öğretisi
İki şey "Kalitesiz İnsan"ın özelliğidir: 1- Şikayetçilik. 2- Dedikodu. İki şey çözümsüz görünen problemleri bile çözer: 1- Bakış açısını değiştirmek. 2- Karşındakinin yerine kendini koyabilmek.
Bir GÜNAYDIN bıraktım sayfalarınıza,biraz TEBESSÜM Çokcada UMUT Buda Çayınız ihtiyacı olan herkes alsın :) Günaydın yaşamak 🍀#guenaydin #perşembe
-Diyorum ki acaba yıldızların parlamasının sebebi bir gün herkes kendi yıldınızını yeniden bulabilsin diye mi? Benim gezegenime bak. Bizim tam tepemizde... Ama gerçekten çok uzak! -Güzelmiş demiş yılan. Buraya neden geldin? -Bir çiçekle sorunlarım var, demiş küçük prens. -Haa! demiş yılan. Ve susmuşlar. -İnsanlar nerede? diye sormuş nihayet küçük prens. Çölde insan kendini biraz yalnız hissediyor... -İnsanların arasında da yalnız hissedilir, demiş yılan. Küçük prens uzun uzun baktıktan sonra: -Ne garip bir hayvansın sen, demiş, parmak gibi inceciksin... -Bir kralın parmağından daha güçlüyüm ama, demiş yılan. Küçük prens tebessüm etmiş: -Pek de güçlü değilsin... Patilerin bile yok... Seyahat bile edemezsin... -Seni bir geminin götürebileceğinden daha uzaklara götürebilirim, demiş yılan. Küçük prensin ayak bileğine altın bir bilezik gibi dolanmış: -Dokunduğumu, geldiği toprağa gönderirim ben, diye devam etmiş. Ama sen masumsun ve bir yıldızdan geliyorsun... Küçük prens cevap vermemiş. -Bu acımasız Dünya'da böyle güçsüz olman içimi sızlattı. Eğer gün birinde gezegenini çok özlersen sana yardım edebilirim. Seni... -Ahh! Gayet iyi anladım, demiş küçük prens, ama neden sürekli bilmecelerle konuşuyorsun? -Ben tüm bilmeceleri çözerim, demiş yılan. Ve susmuşlar.
Sayfa 58
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.