Ve, kitap bitti.
Aslına bakarsak gün içinde bitti. Ama incelemeye nereden başlasam, nasıl başlasam bilemedim.
Tam bir ayımı aldı okumak. Bunda bir kitap yazım projesinde olmamın ve aktif bir iş hayatımın olmasının etkileri oldukça fazla. Yoksa kitap elde sürünecek bir kitap değil kesinlikle. Sayfa sayısının yüksek olması sizi korkutmasın.
Thomas Bernhard’ın okuduğum üçüncü kitabı oldu. Gerçekten de çok ilginç bir adam bu Thomas Bernhard. Okunacak binlerce kitap olmasa düşeceğim peşine ve bütün kitaplarını tek tek okuyup o karmakarışık beyninin içerisine gireceğim; ama ne yazık ki buna şimdilik vaktim yok. Bir gün kafayı kırarsam, ilk peşine düşeceğim yazarlardan birisisin
İnsanın kendine söylediği her söz kolaydır da ebeveynine söyleyebildiği zordur. Değil mi ki söylemek; düşünmek de keza böyledir. İnsanın kendi hakkında düşündüğü her şey acımasızdır da ebeveyni hakkında düşündüğü her şey 'yok canım bana öyle geliyor'dan ibarettir. Neden? Çünkü öyle gördük öyle yetiştik. Başta vicdanımız olmak üzere toplum, kültür
Arkadaşlar selam. Öncelikle size bu kitabı okuma sebebimi anlatayım. Benim 11 yaşında bir kardeşim var. Burada hesabı da var. Kitap okumasını ve inceleme yazmasını teşvik etmeye çalışıyorum. Onda eksik bulduğum bir yön var. Bu durumun sadece onun suçu olduğunu da sanmıyorum. Yaşıtları gibi o da neyi ne için yaptığını pek bilmiyor. Dersleri
Birçok insanın ilk mangasıdır. Pdf dosyasını açıyorsunuz, başlık bölümünü geçtikten sonra karşınıza şöyle bir diyalog çıkıyor :
Shinigami 1 :Kahretsin
Shinigami 2: 2 kafatası gene ben kazandım
Shinigami 3: Nereye gidersen git, bu Shinigami dünyası çorak
Şiir insanlık tarihi boyunca insan ve toplumların yaşamını derinden etkileyen en önemli söz sanatlarının başında geliyor. Öyle ki şiir duygu ve düşünceleri etkileyerek insanları harekete geçirebiliyor; acı ve ıstıraplara derman olabiliyor; çekilen hasretleri ve yaşanan ayrılıkları dindirebiliyor; sevgi ve aşkı kalpten kalbe taşıyabiliyor; yaşanan
İnsan... İn-san. İki hece. Sadece beş harf. İyeliksiz, zarfsız.. zamansız.. Ama.. Aması vardı işte. Yalnız gibi görünen, aslında o kadar kalabalık bir varlık ki insan.
Umutları var, mutlulukları, hüzünleri, sevinçleri... Kederleri var, sonra başından aşkın dertleri.. Güldükleri, ağladıkları, sustukları, bağırıp çağırdıkları. Sevdikleri
Birçoğumuz belki hatırlarız o sahneyi!!?
Titanik batarken birileri çığlık atarken filikadakiler onların sesini bastırmak için şarkı söyleyip alkış tutuyorlardı.
Bu bir yerlerden tanıdık gelmedi mi🤔
Birileri bir yerlerde yardım beklerken diğerleri de onların yardım çığlıklarını bastırmak için gürültü yapıyorlar. Daha kötü Facialar da var tabi??!
Birileri sessiz çığlıklarla feryat ederken diğerlerinin bunu farkettiği halde ses çıkartmaması gibi.. Ölüm bile Esas duruşa geçerdi bunun yanında. Bunun bir adı olsaydı ‘Sessiz Şiddet’ olabilirdi belki..!
Anton Çehov, Rus edebiyatının yapıtaşlarından olmakla beraber modern öykünün de ustaları arasında sayılmaktadır. Puşkin ödülünü de kazanmış olan yazar Altıncı Koğuş, Alacakaranlıkta gibi güzel öyküler yazmış, aynı zamanda da bir çok tiyatro oyununun sahnelenmesine vesile olmuştur.
Altıncı Koğuşta ise kendisini kasaba da oldukça yalnız
Önemsiz Bir Kadın gibi eserleri de severek okuduğumuz eserleri.
Kitapta yazarın eserlerinden geçen sözler derlenmiş. Aforizma türünde bir kitap. Yazarın hayatını biraz araştırdıysanız eğer kimliğine, fikirlerine aşınalığınız vardır.
Eserde de özellikle cinsiyetlere ve evliliğe dair
İnsanlar en çok hangi yaşlarda intihara meyilli olurlar?
En çok hangi yaşlarda küserler hayata?
Nasıl bir yaşam sürükler insanı buna?
Var mıdır ömründe bir kez intiharı düşünmemiş olan?
Eminim birçok ortak noktanız var yazarla...
Okumayı, yazmayı sevmek,
Yazarken defterde küçük karalamalar yapmak,
Geceleri farklı bir ruh haline bürünmek,
Kendisi
Şunu peşin peşin söylemekte fayda görüyorum ki, bu yazımın içerisinde kurduğum ve kuracağım her cümle, iki gündür Thomas Bernhard ile ilgili yaptığım araştırmalar ve aşağıda bahsettiğim videoyu derinlemesine incelemem sonucu vardığım kanılarımdan oluşmaktadır.
Thomas Bernhard'ın okuduğum ilk kitabı
Bismillahirrahmanirrahim.
Selamün aleyküm arkadaşlar. Esere ulaşmakta zorlanmak sanırım bendeki değerini daha da artırdı. Sevilenin uzaklığı nasıl gönüldeki hârı alevlendiriyorsa bu kitap için aynı şeyi söylemek belki abartı gelebilir. Ama yaşamayan bilemez gönül maceramızı:)
Bir gün youtube de serseri serseri ya da aylak aylak diyeyim
ŞeffaflıkToplumu ile yeniden karşınızdayım uzun zaman oldu herhalde ilgimi çeken konular üzerinde bir şeyler karalamayalı. :) Kısmet bu kitabaymış. Kitaba kabataslak baktığımızda 84 sayfa gözükmesine rağmen yayınevi reklamı, kitap reklamı ve notları falan çıkarınca okunacak 61 sayfa kalıyor. Yazar 61 sayfada kendi öngördüğü toplum çeşitlerine göre