Eser, bir semboller şaheseridir. Bu nedenle evet, bir görünen tarafı ve anlatımı vardır ama bir de semboller üzerine kurulmuş bir iç anlatımı vardır. Bu yazım şekli Aytmatov’un dehasını ve ustalığını gösterir.
Nitekim diktatörlüklerde, baskıcı sistemlerde insanlar fikirlerini açıkça dile getiremedikleri için hep semboller kullanırlar. Bu bazen
"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
“Tûti-i mu’cize-gûyem ne desem lâf değil
Çerh ile söyleşemem âyinesi sâf değil”
Nef'î
Kendi içinde bir serüven yaşayıp fildişi kulelerde romanını tamamlamak yerine tebdil-i kıyafetle hayatın içine karışıp gözlemler yapan ve bunu romanlarına yansıtan bir yazar olan Kaan Murat Yanık'ın,
Bir Başkomser Nevzat romanını daha heyecanla okuyup bitirmenin mutluluğu ve aynı zamanda burukluğu içinde yazıyorum incelememi. (Uzun olacak ama konunun hassasiyeti nedeniyle bugün böyle olacak.) Bu kez diğer Ahmet Ümit romanlarından daha çok etkiledi beni Kırlangıç Çığlığı. Çünkü konu hepimizin, Türkiye'nin ve hatta dünyanın en çok konuştuğu
Dili çok güzel, sade ve akıcı. Altı çizilecek ve alıntı yapılabilecek yığınla satır dolu bir kitap. Şahsen ben okumaktan büyük keyif aldım, yaşamın her alanından izler buldum. Hiç bitmesin istediğim “Bir Delinin Senfonik Dokundurmaları” isimli şiirini aşağıya alıyorum.
-Sevgi,
Kilidi olmayan tek hazinedir.-
-Sevgisiz kalp ışık girmeyen mabet
Hikayemiz, bir reklam şirketinde çalışan Nermin'le, ona beş günlüğüne misafirliğe gelen beş yaşındaki Tuğde'nin bu beş günlük zaman dilimini anlatıyor. Kitap Nermin'in ağzından anlatılıyor. Bu beş günlük süre içinde Nermin sürekli geçmişiyle, şimdi arasında gelip gidiyor. Bu kısa beş güne aklınıza gelebilecek iyi ve kötü tüm kadın
Oğuz Atay’a ait ise şayet; en kallavisinden sitem dolu ve ironi soslu serzenişler, yer yer kafkaesk ögelerle ve doğu-batı sentezinden müteşekkil metinler; onun nevi kalemine
Bu hikâye suya yazılmıştır. Kuytu bir köşede nemden ve dahası it bağlasan durmaz denilen bir yerde dökülmüştür cümleler çatlayan dudaklardan. Takvimler Mart ayını gösterirken; kapı aralığından gazete parçasına sarılı öğün yemeğini uzattılar. Göz ucuyla baktı bırakılan gazeteye; karanlık, isli odaya vuran güneş ışıklarının tozları havada görünür
Psikanalist Dr. Dan Kiley 1983 yılında yazdığı bu kitapta ilk kez, hiç büyümeyen erkekler için Peter Pan Sendromu tanımını yapmış ve bu sendromun görüldüğü erkekleri ise PPS kurbanı olarak adlandırmıştır. Kitap teknik tanımlar ile okuyucuyu yormadığı gibi yazarın kendi vakalarından fazlaca örnek içerdiği için de oldukça kolay anlaşılır
Kadınlar birer büyük çocuktur, .. Masal duygularını yitirmemişlerdir.
.
Hem onlar için gerçek yaşamın çerçevesi öylesine dardır ki, hep sıyrılmak isterler bundan. Her gün bir evle, mutfakla, konuklarla, çocuklarla uğraşmak öylesine sıkıcıdır ki.
Toplumsal komplo kuramı... Tanrı'yı bırakıp sonra da, "Tanrı'nın yerinde kim var şimdi?" diye sormaktan kaynaklanır.
KARL POPPER (s.817)
______
Foucault Sarkacı, Umberto Eco’nun 1988 yılında yayınlanan romanıdır. Sekiz yıllık çalışmanın, derin bir araştırmanın ve iki bin ciltlik uzman bir kitaplığın ürünü olan bu dev eserde Eco,
Sabah atmıştım ya bir ileti hani. Acı baharatlı bir inceleme yazacağım şimdi. Öyle acı olacak ki, damarınıza kadar hissedeceksiniz.
Bazı yerlerinde kahkahalara boğulduğum, bazı yerlerde ise derin bir farkındalıkla, o acı iğneyi damarlarımda hissede hissede okuduğum bir kitaptı benim için. Diğer bir deyişle,
HA-Rİ-KA!
Yazarın da dediği gibi, bu