İnsan beyni sizi mutlu etmek için çalışır her şart ve koşulda, size yarar sağlar, olaylar karşısında yalnızca sizi odak noktası yapar, 3. Kişilerin düşüncelerinin hislerinin sizin menfaatiniz karşısında uğrayacağı durumların önemi yoktur. Peki vicdanınız kim leh ve aleyhine çalışır, beyin gibi mantıklı bir organın algılayamadığı, uğraşmadığı; tüm canlılar karşısında onların haklarını da size savunma kavgası nedir bunun.
Bir akarsu gibi tüm berraklığıya, devinimiyle, durmaksızın beyninizde akar durur.
Bazen yaptığınız bir eylemin neticesiyle ilgili vicdanınızla karşılıklı masaya oturursunuz, blöf yok,kartlar açık, çarpar yüzünüze niyetinizi, sonra ağlayıp günah yıkamaya geçersiniz yada özür dileyerek dilden bit ayıklamaya, vicdanım ben miyim? Vicdanımın dediği ve benim iyi olanı yapışım benim iyi insan oluşumdan mıdır? Yoksa ben kötüyümde arada vicdanımın dediğini yaparak nötr biri olmaya mı çalışıyorum.
Sırf vicdanım sussun diye yaptıklarım; onun için mi, onu rahatlatmak için... yoksa ben tüm bedenimin toplamıyla sadece bir vicdan mıyım?
Kitabı okurken baş karakterin kendini sorgulayışı, neticesinde aldığı kararlar, aklıma kendi bazı muhakemelerimi getirdi ve ilgili bu tür soruları sordum kendime.