İmparatorluğu'nun birçok halkın birbirine kaynaşmış nüfusları ile dolu yeni ve büyük kentleri zararı telafi ede­ memiş; Yunanistan'ın daha geniş bir politik örgütlenme bulmak için çaba har­ cadığı ittifaklar kısa sürede iç yozlaşma ve dış şiddetin etkisi altında çökmüştü. Gücünü kendi sınırlamasından alan Yunanistan'ın eski ulusal
Federasyon veya konfederasyonlar, temel olarak birlik, ittifak ve ortaklık gibi kavramları içerirler. Aşiretlerin bir araya gelerek oluşturdukları birliklerin ittifak ve ortaklık temelinde konfederasyonlara dönüşmesi, bu nedenle gerçekleşir. Aşiretler arasındaki çatışmalar veya yaşadıkları bölgeleri doğrudan etkileyen savaşlar gibi dış tehditler karşısında birbirleriyle anlaşarak oluşturulmuş bir üst yapı örgütlenmesi, kendisini oluşturan aşiretlerin bulundukları bölgelerdeki egemenliklerini ve mevcut ortak menfaatlerini devam ettirmek maksadıyla inşa edilmiş savunma temelli güç birliktelikleridir. Emirlikler ise, aşiret veya aşiret birliklerinden meydana gelen güçlü bir aile ve bu aile içerisinden seçilmiş aile birey veya bireyler tarafından sevk ve idare edilen teşekküllerdir. Gerek Kürt aşiretleri, gerek konfederasyonlar ve gerekse de emirlikler, vurgulanan amaçlar doğrultusunda inşa edilmiş örgütlenme modelleridirler.
Reklam
Marx'ın kriz teorisindeki nesnel gerçeklik ve öznel algılama arasında ki bağın kökleri, krizin klasik anlamına dayanmaktadır. Klasik Yunan tarih yazıcılığında ve tiyatro oyunlarında, kriz, birey ya da toplumun kendini yeniden üretme kapasitesi tehlikeye girdiğinde, bir bireyin ya da toplumun yaşamında bir dönüm noktasını ya da karar anını göstermek üzere kullanılmıştır. Klasik kriz kavramı işin hem nesnel ve öznel boyunu içermektedir. Nesnel boyut, krizin, yaşamlarını etkilediği bireylerin davranışlarından bağımsız bir sürecin peşi sıra dışsal olarak belirlenen bir olgu olarak ortaya çıkması demektir. Öznel boyut ise bireylerin, kriz tarafından ortaya konan tehdide yönelik kavrayışı ve tepkiyi içermektedir. Bu nedenle, krizler önceki toplumsal ilişkiler kalıplarının sorgulandığı vahim anları temsil etmektedir. Bunun gibi, krizler bireylerin mümkün olan alternatif örgütlenme biçimlerini algılama fırsatını yaratır. Krize karşı bireyler tarafından yapılan öznel seçişler, krizierin çözülmesinde önemli bir unsur teşkil edebilir.
.... Neoliberalizmin son tuzağı: Mindfulness Mindfulness, Oprah Winfrey ve Goldie Hawn gibi ünlülerin de desteğini alarak anaakıma yerleşti. Meditasyon koçları, keşişler ve nörobilimciler Davos’a giderek Dünya Ekonomik Forumu’na katılan CEO’lara konunun inceliklerini anlattı. Mindfulness hareketinin kurucuları bir tür misyonere dönüştü. Bilim ve
.... Medyaya nasıl direnilir? Enformasyon, pazarlama, haber, reklamcılık, iletişim, kampanya, kamuoyu… Her şeyden önce bu sözcükleri bizzat medyanın günlük hayatımıza, ekonomik-siyasi ve toplumsal retoriğimize dahil etmiş olduğunu hatırlatmakta yarar var. Genel yönelim, bu sözcüklerin herbirine yüklenen “olumlu” anlamın mutlaklığına duyulan
316 syf.
·
Puan vermedi
Steinbeck yine döktürmüş. Bir Psiko-kitle romanı.
Kendisinin de küçükken işçi sınıfına ait bir birey olusundan kaynaklaniyor heralde bircok kitabinda işçi sınıfının zorluklarindan bahsetmesi. Bu kitabinda bu kez işçi sınıfının örgütlenme cabasi ve örgütlenirken kitlenin ne icin hareket etmesi gerektigini anlatmaya calisiyor. Eğer amaciniz icin mücadele ederken keyif aliyorsaniz doğru bir amaç sectiginizin göstergesi dediginde aslinda herseyi acikliyor. kitlenin her bireyden bağımsız oldugu ancak ayni oranda da her bireye bagimli oldugu gercegini de unutturmadan yasatiyor yazar. Özellikle farkli düsüncelere sahip örgüt bireyleri birbirlerini etkilemeye calistiklarinda doktorun 'duygu ve düşüncelerim benim sahip oldugum tek seydir' farkindaligin tavan yapmis halidir bana göre. Kitlenin kolay olusabilmesi icin öncelikle kisilerin amaçları öncelikle ortak olmalidir ve bu amac icin harekete gecebilmek amaciyla bireylerin dürtülerine müdahale edilmelidir diyip tarihte 1095 yilinda gerceklesen 1. Hacli seferinden DEUS VULT (tanri istiyor) örnegiyle bunu gayet iyi gösteriyor. Ve belki de en önemlisi amac ugruna beraber hareket eden bireyler zihinsel ve fiziksel olarak hicbir zaman boş birakilmamali ve sürekli amac ugruna calistirilmalidirlar cünkü boş kaldiklari zaman birbirlerine satasacaklarini söyler yazar. Ve son olarak da kitlesel olarak elde edilen hicbir zaferin unutulmayacak ladar kiymetli oldugunu söyleyerek kapanişi yapar. Kisacasi steinbeck yine bekleneni vermis, doyurmuştur
Bitmeyen Kavga
Bitmeyen KavgaJohn Steinbeck · Sel Yayınları · 20165,8bin okunma
Reklam
Bireylerin dininin olmasını engellemeye kalkmak beyhude olduğu kadar yanlıştır; fakat bir topluma dini düşünce tarzının ve otoritenin hakim olması o topluma kesinlikle zarar verecektir, milliyetçilik bunun karşısına dikilmek zorundadır-milletine ancak bu şekilde hizmet edebilir. İnsanların birey olarak dinlere bağlanmaları ve kendi gibi gördükleri diğer insanlarla cemaatler meydana getirmeleri de hürriyetleridir, ancak bu hürriyetlere de seküler hukukun koyduğu hudutlar olmalıdır. Türkiye'deki tarikatların, mesela, örgütlenme hakları yoktur, olamaz. Bu hükmü bu kadar ciddi verebilmek için, tarikat kavramını anlamamız gerekir. Evet, tarikat ve cemaatler asırlardır süregelen "geleneksel" kurumlardır ancak bir şeyin eski ve geleneksel olması, iyi olması için yeter şart değildir. Berdel, beşik kertmesi, kadınların ikinci sınıf görülmesi gibi gelenekler de epey köklü ve eskiydi, çok şükür ki "devrim kanunları" bu tür uygulamaları engelleyen tedbirler getirdi.
Sayfa 114 - Yenisey KitapKitabı okudu
“Öz Savunma”
Ben Gül teorisi diyorum.Güz üzerine düşündüm.Gül,kendini korumak için diken çıkarıyor.Bir Gül’ün bir bitkinin bile özsavunması vardır.Özsavunma için doğaya, tabiata bakmak bile yeterlidir.Bir Gül kadar bile kendimizi özsavunmaya hakkımız yok mudur? Özsavunma kutsaldır.Hatırlıyorum küçükken bizim köyde ihtiyar bir amca vardı, diyordu ki biz kuru
_Faşizm, tüm yetkilerin tek kişide toplandığı baskıcı ve gerici bir sistematiktir. _Her insan faşisttir. İnsanlar aldatılmadı. Sadistçe, faşist diktaları arzuladılar ama Neden? _Freud, “Ruh Çözümlemesi” adını verdiği özel bir yöntem keşfederek, ruhsal yaşama egemen olan etkenleri buldu. Freud’un buluşları, evrensel ve ölümsüz ahlak değerlerinin
Bürokratik bir örgütlenme bağlamındaki düzenli, duygulardan arınmış davranış ve kalabalığın öfke ya da paniğinin patlayıp başkaldırışı iki farklı kutupta yer alıyor görünmektedir; ne var ki, ahlâki dürtü ve yasaklar üzerindeki etkileri dikkat çekici bir biçimde benzerlik taşır. Benzer etkilerin benzer nedenleri vardır: Kişiliksizleştirme, "yüzlerin silinmesi”, bireysel özerkliğin yok edilmesi. Hem kişiler yerine rollerin kurduğu ve öteki insanları amaca erişme ya da sorun çözme yolunda rollere, çok sayıda kaynaklara ya da engellere indirgeyen bürokrasi hem de birey olarak insanlar yerine birbirinden farksız parçacıklardan oluşan, özelliğini üyelerinin bireysel niteliklerden değil sayılardan alan kalabalık, bir yüzden yoksundur ve anonimdir.
Sayfa 155 - Kendini koruma ve ahlaki görev
Reklam
400 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
75 günde okudu
Ezbere Yaşayanlar – ki isminin ne kadar güzel seçildiğine ayrı bir başlık açmak lazım – belki de hiç düşünmeden verdiğimiz günlük kararların arkasında hangi etkenlerin rol aldığını konu edinmiş bir kitap. Kitap birçok konuda giriş seviyesi sayılabilecek bilgiler vererek bir temel atmaya çalışıyor. Konu yelpazesinin çok geniş olması okuyucuyu biraz
Ezbere Yaşayanlar - Vazgeçemediğimiz Alışkanlıklarımızın Kökenleri
Ezbere Yaşayanlar - Vazgeçemediğimiz Alışkanlıklarımızın KökenleriEmrah Safa Gürkan · Kronik Kitap · 20221,668 okunma
78 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.