İstanbul Sözleşmesi'ne yönelik eleştiriler; geleneksel aile sistemine, geleneksel aile kavramına ve bileşenlerine yönelik köklü değişiklikler getiren düzenlemeler içermesidir.
Geleneksel aile sistemi savunucuları, bir yandan İstanbul Sözleşmesi’ne karşı çıkarken, diğer yandan geleneksel aile kavramının eşitlik fîkri üzerine kurulu olmadığım, her bir aile bileşeninin bir diğerine eşitlenemeyecek kendine mahsus nitelikleri içerdiğini göz ardı etmektedir. Geleneksel aile sistemi, ”eşitlik esaslı haklar" üzerine değil, her bir bileşenin "evlilik hukuku" (ya da geleneksel ifadesiyle "nikâh fıkhı”) gereklerine göre gözetilmesi ve icrası üzerine kuruludur. Geleneksel aile sisteminde, aile bileşenlerinin birbirinden net bir şeklide farklılaşan statüleri söz konusudur. Aile bileşenlerinin her birinin özel ve farklı statüsü, birinin diğerine ve denkliğini koruyarak yeni bir kimlik ve kişilik olarak aile inşasını içermektedir. Geleneksel aile sisteminde, aile bileşenleri için ”var olmak iddiasını ortaya koymak” değil ”varoluş mükemmeliyetine erişmek”, ”bireyselliğin kutsanmış üstünlüğü” değil "biricikliğin kutsallığının farkındalığı”, ”eşitlik fikri” değil ”hakkaniyet fîkri”, ”partner lerin bir aradalığı" değil ”huzurlu yuva” üzerine kurulu sosyal ilişkiı kurumsal örgütlenme ve hukuki düzen önerilmektedir.
Modern zamanlara ait çağdaş değerler kurgusunun toplum ve birey tahayyülünün yapısal ürünü olan ”eşitlik” fikri, doğal olarak, geleneksel değerlerle çatışmalı sosyal kurumlar, ilişkiler biçimi ve kavramlar üretmekte ve yasal kurallarını da buna göre tanzim etmektedir.
Kitabı incelemeye girişmeden önce okuyacak arkadaşlardan bugüne değin gerek okullardaki Sünni din eğitimi, gerek aile ve çevreden duydukları belli belirsiz söylemlerden kendilerine kalan ne varsa hepsini bir kenara koymalarını rica edeceğim; sağlıklı bir okuma için. Çünkü okuduklarınız hiç şüphesiz sizi dehşete düşürerek "peygamberim yapmaz,
Kadının Görünmeyen Emeği;
Bu kitabın içinde 1970'li yıllarda feminist düşünce hareketini besleyen dört makalenin çevirisi yer almaktadır. "Kadının Görünmeyen Emeği" ifadesi Türkçe literatüründe bu çeviriden sonra yer almaya başlamıştır. Bu yüzden bu kitap ve bu kitabı hazırlayan iki kadın yazar önemlidir. Bunlar:
• Gülnur Acar
İnsanlardaki kafa karışıklığının sebeplerinin başında kavramların düzgün kategorize edilmemesi, değerlendirme ölçütleri oluşturamaması dolayısıyla sap ile samanın sıklıkla birbirine karıştırılması gelir. Bilim ve felsefe bize bu konuda oldukça sağlam elekler sunar. Eğer bunları tanır ve etkili bir biçimde kullanmayı öğrenirsek, sap ile saman
Freud'un Eril Söylemli Teorilerinin Eleştirisi
Toplumsal olanın bölün(e)mez bütünlüğünü savunmak; bugün tüm ününe karşın pozitivizmi içermekle birlikte onu aşan sosyal teorinin görece açıklayıcı kabiliyetinin; kabulü manasına gelir. Türk eğitim sistemi ve özellikle gelişim psikolojisinde temel alınan Freud’un gelişim teorisini incelerken
Birey, Hegel’deki anlamıyla soyutça gerçekleşen bir şey olarak kaldığında kendini de iptal eder: kendi kaba ve sinsi çıkarlarından başka bir şey tanımayan insanlar, örgütlenme ve terör onlara yetişip önlerine geçtiği anda teslim bayrağını çekenlerdir. İnsanlığın süregiden izlerine bugün sadece çöküş halindeki bireyde rastlayabiliyorsak eğer, insanları yalıtılmışlıkları içinde büsbütün ezmek üzere bireyselleştiren yazgısallığa son verilmesi gerektiğini de anlamamız gerekir. Kurtarıcı ilke şimdi sadece kendi antitezinde yaşıyordur.
İslâm, yaşama yön veren ve adım adım hayatı bir hesap defteri gibi değerli ve kayıt altında hissi ile ele almamızı emreden bir dindir.
Namaz da bu düşünce ve yaşam şeklinin bir sembolü ve özet ifade şeklidir.
Bu kitap ta bu konuyu gerçekten çok güzel ele alıyor ve anlatıyor. Namazı, bir tapınma ve ibadet şekli olmaktan çıkarıp; İman, şükür,
Bütün uzmanlar devlete ve medyaya hizmet ederler ve uzmanlıkları ancak bu şekilde tanınır. Her uzman kendi efendisine hizmet eder, zira her türlü eski bağımsızlık olasılığı mevcut toplumun örgütlenme koşulları tarafından yok denilecek kadar aza indirilmiştir. En iyi hizmet veren uzman tabiî ki yalan söyleyen uzmandır. Uzmana ihtiyaç duyanlar,