Eksildim ben, azaldı içimdeki su
Yeşermiyor cümlem.
Oysa Ben senin bir kimsenim, sensin esin.
Buna inandım uyudum,
Uyandım bununla durdum.
Narın içinde canım niye kanıyor?
Birbirine dolanan hayaller yumağıdır hayatımız
kim karar verebilir birbirine dokunan taş ve su
hakkında, kimin kimi ayakta tuttuğuna, ve günün
aslında kumdan, tuzdan ve ışıktan oluşmadığına?
Boşlukları doldurduğumuzda belirecek hayatın
anlamı, taşı ve suyu doğru yorumladığımızda, bir
yarı öbür yarıyı anlayacak: olgunluk bize yaban
meyvesi gibidir; gevşek ağızlarımıza dokunan zehir!
Kim sana verdiklerimi, senden aldıklarımı çözebilir?
Birbirine dolanan hayaller yumağıdır hayatımız,
hayalleri dik tutmak gerekir.
Birhan Keskin bu eserinde derinlerde yatan imgeleri kazıyarak çıkarmak istediğini düşünüyorum. Kazının pek de kolay yapılmadığı şiirlerdeki tınıdan kendisini gösteriyor. Şiirleri okurken karşısındaki kişiye sesleniyor. Bu içten gelen sessiz çığlıkları anlamasını ve duymasını istiyor.
"Biriken ne varsa sözler arkada kalmış,
O çok sevdiğin
"Doğrudur taşımın çatladığı,
Rüyamın yapıldığı, uyuyana su kaçtığı doğrudur.
Ta ki durandı yalnızca.
Ve taşın çatlaması doğrudur.
İyi adamda taş çatlar.
Kesitinde kristal bir ışık ağlasın,bırak
Yer yer Kuzey'e benzemesi yüzünün
İnsanın doğrudur."
"Uzak bir limandan alınmış
Şu siyah yelpazenin katları gibi
Üst üste kapandı yıllar:
Kıpırtısı gibi ipeğin
O gemi,o yolculuklar
Geceye yel,uykuya geçmiş sokuldukça
Titreşiyorlar."
“Birbirine dolanan hayaller yumağıdır hayatımız kim karar verebilir birbirine dokunan taş ve su hakkında, kimin kimi ayakta tuttuğuna, ve günün aslında kumdan, tuzdan ve ışıktan oluşmadığına? Boşluklan doldurduğumuzda belirecek hayatın anlamı, taşı ve suyu doğru yorumladığımızda, bir yarı öbür yarıyı anlayacak: olgunluk bize yaban meyvesi gibidir; gevşek ağızlarımıza dokunan zehir! Kim sana verdiklerimi, senden aldıklarımı çözebilir? Birbirine dolanan hayaller yumağıdır hayatımız, hayalleri dik tutmak gerekir.”
Kapı
Geç benden, ben dururum,
ben beklerim, geç benden,
ama nereye geçersin benden ben bilemem.
Dediler ki, olgun bir meyve var
sabır perdesinin ardında,
Ova
İki yanım dağ,üşüdüm heybetinden
Bir adım daha güneşe, bir adım daha
bir adım derken... genişledim
uzağım artık kendimden.
Kurumuş bir bataklık göğsümde,
ayaklarımdan uzak duruyor su.
Ve sessizliğin yankısıyla kuruyorum
kendimi yeniden
Mutlak ıssızlıkla buluştum,
mutlak kopmuştum hatıradan.
Bir şey değilim ben,
geç benden.
Ağaç tutunacaksa bende, köklerine güvensin
yol gidecekse, varsın gideceği yere.
Sabahın sisi ayaklarımı yalıyor
gece de geçecek benden.
Sustum. Yeryüzü olacağı gibi olsun.
Açtım kendimi, dümdüz,ovayım ben.
Rüzgar vurdukça bana çınlasın çimen.
Eksildim ben, azaldı içimdeki su
Yeşermiyor cümlem.
Oysa
Ben senin bir kimsenim, sensin esin.
Buna inandım uyudum,
Uyandım bununla durdum.
Narın içinde canım niye kanıyor?
Eksildim ben, azaldı içimdeki su
Yeşermiyor cümlem.
Oysa
Ben senin bir kimsenim, sensin esin.
Buna inandım uyudum,
Uyandım bununla durdum.
Narın içinde canım niye kanıyor?