"Erkekler daha çok sever o yüzden de kadın şair yok denecek kadar azdır." gibi basit, cinsiyetçi, hiç bir dayanağı olmayan alelade bütün cümleleri reddediyorum. Sevgisini bir şekilde meşrulaştırma çabasının cümlesidir çünkü. Sevgiyi böyle bir cümleyle ölçmeye kalkmak acizliktir. Bunlardan biri de "Günümüzde iyi şair yetişmiyor" Laf! (Hatta laugh)... Günümüz şiirinde, neredeyse bir kaç kelimeyle şair olmaya özenen her ne kadar primci tacirler cirit atıyor da olsa, diğer yandan; hatrı sayılır, kallavi, nitelikli, donanımlı, duyarlı ve hassas şairler de yetişiyor. Bu tür derme çatma cümleleri kuranların, Gülten Akın'dan, Nilgün Marmara'dan, Günseli İnal'dan ve Birhan Keskin'den (isimler çoğaltılabilir) haberdar olduklarını düşünmüyorum. (Niye bu kadar sinirlendim bilmiyorum. Sanırım beni bu popüler kültür mahvetti.)
Sizi temin ederim, bundan yıllar sonra bahsettiğim tacirlerin (Kimlerden bahsettiğimi anladınız siz) esamesi okunmazken, Birhan Keskin gibi zamanının ötesinde şairlerin kırılgan şiirlerini bütün hassasiyetimizle okumaya devam edeceğiz. Sorarım size; şu Birhan Keskin dizeleri eskiyebilir mi?
"Yenildim ben, unutuldum ve üzgün değilim inan.
Büyüktü çünkü onların dünya arzusu
Benim otların sesiyle kaplı kalbimden
Söktüm atımı söğüdün gölgesinden
Şimdi yol benim yeniden.
...
Bir cümledir insan
arşla ferş arasında ve hep haklı
Vardım işte demek için
ömür denen cisimde saklı." (s.71)
Y'olBirhan Keskin · Metis Yayınları · 20145,4bin okunma
"Ben zaten o ilk acıyla ölmediğimde çok gücenmiştim hayata." (s. 21)
Acılarmış insanı güçlü kılan?
Öyle mi sahiden?
Yoksa her bir acı bir puzzle parçaları gibi eksiltiyor ve böyle böyle mi yol alıyoruz bir hiçliğe doğru?
Yaşarken anlaşılmaya mecburum, diyor ##$##yazarSeolar:i127.$$#$$ Biliyorum ölsek bile kimse anlamayacak bizi. Tıpkı yaşarken kıymeti
Bu başıma gelenleri hiç anlamış değilim... Sen de başıma gelsene... Beraberce bakarsak belki anlamama yardımcı olursun. Yani senden istediğim, bencilce. Bunu bilerek gel. Ayrıca şu bencil sözcüğünü kafamıza kakanlara küfürler ederek de gel.
" Ben zaten o ilk acıyla ölmediğimde çok gücenmiştim hayata.İnsan olmuştum ilk o zaman.Ya da bozmuşlardı beni yenidoğandan.Kendimi acıya teslim ettiğimde hatırladım, ölünmüyordu,hatırladım."(21)
Güvenmiş bir kadının Keskin dizeleri, şiir tavsiyelerimi aldığım arkadaşım şairin bu kitabını daha çok seveceksin dediğinde bu kadarını düşünmemiştim, her dizenin altını çizmek istedim, bazı dizelerinin altını 10 renk kalemle tekrar tekrar çizmek...
İşte kadın şairin haslarından bir tanesi, her kitabı okunması gereken beyaz gömleklerimize rağmen içimizdeki narı dürtmeye çekinmeyen biri o.
Kimi zaman acısını kimi zaman umutlarını paylaşan...
"Şuraya bir cümle koydum. Bırak, acımızı birileri duysun. Hem zaten şiir niye var? Dünyanın acısını başkaları da duysun." (1000kitap.com/kitap/fakir-kene) duysun diyorsun, diyorsun da acaba duyan var mı...?
"Gördüğüm her "cümle" bana bıçak gibi battı, anlayamadım. "(10) okuduğum her cümlen bıçak gibi hatta bir hançer gibi batti içime, sen duygularıma tercüman olan mükemmel bir kadınsın...
Yakıyorsun, yıkıyorsun ama en çok da iyileştiriyorsun...
" Halimi anlatacak sözler yazamam artık" (68) 80 sayfalık şu kitapta dolup dolup taşıyorsunuz dizelerden, eriyorsunuz bitiyorsunuz en çok da
"Ben seninle sevgilim
Mutsuz ama bahtiyardım" deyip basıyorsunuz bu kırılmış şairi bağrınıza...
Ve yazımı kitabın son dizeleri ile bitirmek istiyorum.
" Balkonunuz çok yüksek sizin baş döndürüyor.
Dünya pek alçak bir yer olacak yakında öyle görünüyor"
Kitaplarla kalın kitap dostlarım...
Y'olBirhan Keskin · Metis Yayınları · 20145,4bin okunma
Şairin okuduğum ikinci kitabı.
Şiirleri tedavi olarak gördüğüm şu günlerde ilaç gibi geldi.
Kelime seçimleri, kendine has üslubuyla okunması gereken şairlerin başını çekiyor.
"Oyuncaklarım sevgisizlikten öldü." (s. 163)
Aklıma
Yusuf Hayaloğlu'nu getirdi. Hani diyor ya: "Bir muhabbet kuşum vardı, o da yalnızlıktan öldü." Ne çok
Sevgilim sabahın erkenini seviyor.
Ben geceyi ve esmerliğini onun.
O dorukları seviyor, korkuyor bundan.
Ben rüzgarla buluşan tepeyi, tuhaflığı.
Ona bir yeşil gülümsüyor,
ben, hayatı delice sevdiysem nasıl,
diyorum, seni de öyle.
O kendi boşluğunda oyalanan günlerde
canı sıkılan bir çocuk gibi uyuyor,
ben göğe bakıyorum geceden.
Kendi çukurunu