_Eğer birinin ruhunu görmek istiyorsanız, ona hayallerini sorun.
_İnsan doğasındaki en derin prensip, "takdir edilme" isteğidir.
_Alaycı tiplerin aslında acılarını gizlemeye çalıştığı gerçeği doğrudur.
_İnsanın dünyadaki durumu, kedinin kitaplıktaki durumu gibidir; görür ve duyar ama hiç bir şey anlayamaz.
_Yanlış anlayanlar tarafından
Efesliler 6:10-12 ayetlerini okuduğumuz zaman kilisenin işinin ve sorumluluğunun ruhsal savaş olduğunu anlarız.
"Son olarak Rab'de, O'nun üstün gücüyle güçlenin. İblis'in hilelerine karşı durabilmek için Tanrı'nın sağladığı bütün silahları kuşanın. Çünkü savaşımız insanlara karşı değil, yönetimlere, hükümranlıklara, bu
Hidayet (iman), kulun iradesini kullanmasından sonra, Allah'ın o kulun kalbine koyduğu bir nurdur.
Hayır ve şerrin Allah’tan olması cihetiyle, insanları hidayete erdiren ve dalalete düşüren ancak Odur. İnsanlar birbirinin hidayet ve dalaletine sadece sebep olurlar. Hidayet ve dalaleti Cenab-ı Hakk'ın yaratmasını yanlış anlayan bazı
"...İnsan aslında topraktır. Aslını yitireni yine aslı buldurur. İnsan iki parçadan oluşur. Beden ve ruh. Ve şunu aklından hiçbir zaman çıkarma. İki şey insanı bitirir: Biri kabir, diğeri kibir. Kabir bedeni , kibir ruhu bitirir. "
İnsanın ruhu ile bedeni arasındaki ayrılmanın ürünü olarak, ölüm ahlakı öğretmenleriniz de iki türlüdür. Bunlar bedenin mistikleri ile ruhun mistikleridir. Buna maneviyatçılar ile materyalistler denmektedir. Biri varoluşsuz bilinçliliğe, diğeri de bilinçlenmesiz varoluşa inanmaktadır. Her ikisi de aklınızı teslim etmenizi ister. Biri aklınızı onların kendi vahiylerine teslim olmaya çağırırken diğeri de reflekslere teslim olmaya davet eder. Birbirleriyle hasım olduklarını ne kadar haykırsalar, ne kadar düşmanmış gibi görünmeye çalışsalar da aslında ikisinin hem ahlaki kodu hem de nihai amacı birbirine benzemektedir. Materyalistler insanın vücudunun kökleştirilmesi peşindedir, maneviyatçılar da aklını mahvetmeye çalışmaktadır.
Papa deccalın ruhu ise, Türk onun bedeni, yani etidir. Beden ve ruh nasıl birbirinden ayrılmayan bir bütünü oluşturuyorsa, Luther’e göre gerçek inancın, yani Protestanlığın, en tehlikeli düşmanları da, birbirlerine bu kadar yakındırlar. Papa ve Türkler sadece, deccalın tecellisi, diğer bir ifadeyle ortaya çıkış biçimi değildir, aynı zamanda onun özünü teşkil etmektedirler. Türkler kılıçlarıyla Hristiyanlığa karşı savaşırken, Papa dinsel silahları, yani yanlış öğretileri kullanmaktadır. Biri bedenleri, diğeri ruhları öldürerek, istemeden ve farkına varmadan birbirleriyle iş birliği yapmaktadırlar.
Metin Altıok alkol bataklığına saplanmıştır dize dize. Ruh hekimi Behçet Aysan kalın sesli, sevdalıdır. İkisi de çocuk yürekli. İkisi de şair! "Bir Eflatun Ölümdür" biri, diğeri "Bir Acıya Kiracı." Yorgun bedeni ve ruhu emanet edilir bir şairin, diğerine. Öykü budur. Birlikte yanacak kadar sevmek ve asla terk etmemek.. Dostlukların zamanı vardır elbet, an gelir, kalp birlikte durur...
"Bak Bedri.
Bu dünya da iki şey çok satar.Biri din,biri seks.Çünkü biri ruhu boşaltır,diğeri de bedeni.Para kazanmak istiyorsan ,bu iki işten birini seçeceksin."
Gerçek aşkı bilmeyenler, onu nefsî ve şehevî veya ona yakın bir şey sanırlar.
Oysa aşk ile şehvet arasında, yerle gök
arası kadar mesafe vardır.
Biri bedenin bedeni arzu etmesidir, diğeri ruhun ruhu sevmesidir.
Rivayet olunur ki, zamanın sultanı Mecnun’u huzuruna
çağırır.
Önceden giydirip kuşattığı ve bir sıra halinde dizdiği
on güzel cariyeyi Mecnun’a gösterir:
“Bak, bunların her biri Leyla’dan kat kat daha güzel. Hangisini beğeniyorsan onu sana vereyim. Yeter ki,
'Leyla Leyla’ diye feryat etmekten, ağlayıp sızlamaktan vazgeç!” der.
Mecnun, onları göz ucuyla şöyle bir süzdükten sonra:
“Siz bana kadehleri gösteriyorsunuz.
Oysa ben kadehlerin içindekine âşığım.
Leylâ diye diye buldum Mevla’yı
Ben neyleyeyim şimdi Leyla’yı?” der.
“İnsanda güzel olan yüzdür,
Yüzde güzel olan gözdür,
Ama insanı insan yapan ağızdan çıkan sözdür.”
Mevlana
“Ağızdan çıkan söz silahtan çıkan kurşun gibidir!!! İkiside öldürür; biri bedeni, diğeri ruhu!!” 🌸🌺💕💐
Oblomov...
Kitabı çok beğenmemin ve beni içine çekmesinin en büyük nedeni; aslında günümüzde bir çok insanın İlya İlyiç Oblomov' a bir çok yönden benziyor olması.
Oblomov bir aile geleneği olarak taşır yazgısındaki Oblomovluğu. Bu onun lanetidir aslında. Her zaman hayal kuran bir lanetli o, hatta çocukken bile bu böyle. Oblamovka'da işleniyor