''Yazdıkların şiir değilse kalsın”
…
“Aklınla yapayalnız baş başa
Nice alevli geceler geçtin”
…
“Sen sevgileri göğüsle ve ne olur anla”
Cahit Zarifoğlu
Şair Cahit Zarifoğlu ile yaşamları boyunca yolları uzun kesişenlerin kendilerini bahtlı saymaları için çok
esaslı nedenler var. Eğer bu kişiler, şiirin bir Müslüman için yirminci
Şöyle düşünün: Masada 3 bardak var. Biri ağzına kadar dolu, biri tamamen boş, diğeri de yarısına kadar dolu. Hepsine eşit derecede su döksek biri dolar, biri taşar, biride eksik kalır.
Oyuncu, yönetmen ve yazar Ercan Kesal’ın otobiyografik özellik taşıyan kitabı Peri Gazozu bazen hüzünlendiren, bazen de gülümseten ve düşündüren bir eser niteliğinde.
Kitap adını Ercan Kesal’ın babası Mevlüt Kesal’ın mesleğinden almıştır. Ercan Kesal kitabı babasına ithaf etmiş. Kitabı okurken baba karakterini ve değerini çok iyi
Gerçekten de başlıktaki gibi bir devir sonunda kapanıyor.
Herkes hayatının kıyısından köşesinden duymuştur Yabancı'yı adı yıllarca pek çok olayla anıldı çok eleştirildi hatta olayı bilenlerler de vardır neler neler oldu.
Klişe laflar etmeyi sevmem ama lisede serinin ilk kitabını arkadaşımın sırasında görüp okuyabilir miyim diye sorduğumda o
Şimdiki Zamanın filmlerini izlerken geçen zamandan çok mekanın içinde varolmaya çalışan insanların dramlarını izleyebileceğiniz iki süper yapım Filmler hakında 👇
#colombus Amerika'nın İndiana şehrinde küçük bir kasaba olan Colombus kentine babasının aniden geçirdiği bir kriz sonucu komaya girdiğini öğrenen Jin, Kore'den gelmeyi pek
Akşam oldu. Evin çeşitli yerlerine tüneyen tavuklar şahsi kümeslerine döndü. Çekirdek aile olarak kaldınız, artık sizinki kaç çekirdekliyse. 1 kişinin eksik olduğunu işte tam olarak o zaman fark edersiniz. Yokluğun varlıktan daha çok yer kapladığı zamanlar var, bildiniz mi? Bir gün illa bilirsiniz.
Yani biri eksildiğinde, evinizde yer açılmaz da tam ortasında kocaman bir delik açılır. Artık o deliğin üstüne basmadan devam etmeniz gerekir. Basarsanız düşersiniz. Kıyıdan kıyıdan yaşamak diye bir şey var, zamanı gelince mutlaka öğrenirsiniz.
Benim birinci gelişimle yarım kalan aşklarını yaşasın. Yarım kalan yaşantılarını, eskisinden daha çok beğensin. Benim gibi biri, bir daha girmesin küçük yaşantılarına: kapıları daha iyi kapansın. Herkes ne istediğini daha iyi bilsin: ne istediğini bilmemek yüzünden bir daha bana kimse başvurmasın. Evde yokum. Kendilerinden ümidi kestikleri için, hiç olmazsa beni yaşatmaya çalışmak gibi, “Dur canım üzülme, ben seni hayal edemeyeceğin derinliklere ve yüksekliklere taşırım,” gibi bir incelik göstermesinler bir daha. Beni bu kadar düşündükleri için eksik olmasınlar. Fakat boş yere zahmet etmesinler. Boş yere değerli hayatlarını benim gibi bir solucan için harcamasınlar. Boş yere, psikobilmemne yönlerimi araştırmak için deneme tahtası yapmasınlar beni.
Bayram tatilinden önce okudum ama paylaşma fırsatı bulamamıştım.
Piyasada bulunan bütün kitaplarını okumuş biri olarak, yazarın adını görmek kitabı almak için yeterli oluyor. En son kitabını dört yıl önce okumuştum. Yazar, tam zamanlı bir yazar olmadan önce psikiyatri terapisti ve klinik araştırmacı olarak çalışmanın tecrübesini genel olarak
Dokunma duyusu içinde renk eksik olsa da, buna karşılık gözün tek başına aktaramayacağı ve hatırı sayılır bir estetik değere sahip olan bir mefhumu bize verir: yumuşaklık, ipeksilik, düzlük... Kadifenin güzelliğinde yumuşaklığının payı, pırıltısının payından daha az değildir. Düşlemlerimizdeki güzel kadını güzel yapan en önemli özelliklerden biri de teninin ipeksiliğidir. Her birimiz biraz dikkatle gerçek birer estetik haz kaynağı olan lezzet hazlarını muhtemelen hatırlarız.