Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Peki bulut, bulut olduğunun farkında mı acaba? Kendilerinin dahi ne olduğunu görmezden gelen ağaç ve taş da tanıyamazlar onu; nitekim hepsi öyle yalnızlar ki.
Ah, keşke aynı bir taş ya da bir bitki gibi var olduğumuzun bilincinde olmadan yaşasak! Kendi adımızı bile hatırlamasak! Şurada çimenlerin üzerine uzanıp ellerimizi ensemizde birleştirsek ve bembeyaz bulutların güneş doldurdukları yelkenleriyle masmavi gökyüzünde süzülüşlerini izlesek; tepelerde esen rüzgârın, ormandaki kestane ağaçlarının arasından geçerken çıkardığı gür uğultuları duysak.
Reklam
Söylediklerinizin benim içimde neye dönüştüğünü, onları nasıl içselleştirdiğimi ne siz bileceksiniz sevgili dostum ne de ben size anlatabileceğim.
Kısacası, arada bir de olsa başkalarının gözünde düşündüğünüz kişi olmadığınızı az da olsa hissederseniz ne yaparsınız? (Dürüst olun.) Ya hiçbir şey yapmaz ya da pek az şey yaparsınız. Kendinize duyduğunuz şu hoş ve tam güven nedeniyle, olsa olsa başkaları sizi yanlış anladı, yanlış değerlendirdi diye düşünür geçersiniz, o kadar. Sizi gerçekten ilgilendirmesi halinde belki bazı açıklamalarda bulunarak o kötü yargıyı düzeltmeye çalışır, ilgilendirmiyorsa olduğu gibi bırakır ve omuzlarınızı silkerek, "Neyse yani, sonuçta benim vicdanım bana yeter,” dersiniz.
Uğruna en fazla çaba göstereceğim hedef şu olmalı: Kendimi, kendi içimde görmek yerine, kendimin ben tarafından görülmesini sağlamak; bunu aslında kendi gözlerimle fakat sanki başkasının -o herkesin gördüğü ve benim göremediğim başkasının- gözünden görülmüşüm gibi yapabilmek.
Gözlerimi kapalı tuttuğum sürece iki kişiyiz: Burada ben ve aynada o. Gözlerimi açnğımdaysa benim ona, onun da bana dönüşmesini engellemeliyim.
Reklam
İşte bu ağacım ben. Bugün ağaç, bulut; yarın kitap ya da rüzgar: Okuduğum kitap, içtiğim rüzgar. Her şey dışarıda bir yerlerde, birer serseri gibi...
Sayfa 228Kitabı okudu
"Bir pencereye yanaşırsınız; dünyaya bakarsınız ve dünyanın size göründüğü gibi olduğuna inanırsınız...''
Sayfa 213Kitabı okudu
Gördüğünüz gibi, tamamen bilinçli bir şekilde deliliğe giden ana yol üzerinde yürümeye devam ediyordum.
Reklam
top elastiktir ama zıplayabilmesi için önce yere çakılması gerekir, değil mi? hadi biz de önce bir yere çarpalım, sonra ele geliriz.
Sayfa 100Kitabı okudu
kendi halimde, bana özel tarzımla yaşamayı hiç isteyemedim. başkalarının gözünde aynı kalmamı, tek bir biçimde algılanmamı sağlayacak davranış sergilemeyi arzulamama ve buna hiçbir engel olmamasına rağmen ruhum hep anlık değişikliklere boyun eğdi. bu nedenle, kendi kendiyle kavga eden, ötekinin düşündüğüne aykırı davranan, düşüncesi parçalanmış, zihnen ve duygusal anlamda çatışan iki kişilik oldu hep içimde. böylece kendime saygı duymak yerine başkalarının fikirlerine boyun eğen, zaafları olan, bulunduğu halden memnun olmayan ama kılını da kıpırdatmayan birisi oldum çıktım.
..daha ilk adımda ayağıma takılan bir çakıl taşının etrafında dolanıp duruyor, başkaları, beni alıkoyan çakıl taşını ellerini kollarını sallayarak geçip giderken ben, bana aşılmaz bir dağ gibi görünen çakıl taşıyla baş başa kalıyordum.
oysa ben o anda, ne kendi kendimle ne de herhangi biriyle artık düzlüğe çıkamayacağımı hissediyordum.
Diyalektik
Yaşam sona ermez. Adlar hakkında hiçbir şey bilmez yaşam. Bu ağaç, yeni açan yaprakların ürperen nabzı. ben bu ağacım. ağaç, bulut; yarınsa kitap ya da rüzgar olacağım: okuduğum kitap, içime çektiğim rüzgar. tümü de dışarıda bunların, dolaşıyor.
Sayfa 222Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.