O kadar birikmiş cümleler var ki insanın heybesinde, beyânına tâkat yetmiyor.
Okumam gereken listeler dolusu kitap, Düşünmem gereken yüzlerce şiir, Tanışmam gereken onlarca insan, Geçmeye çalıştığım dersler, Geçinmeye ve yetişmeye çalışan "BEN", Beynimi kemiren sistem, Ezberlemeye çalıştığım cümleler, Almam gereken madalyalar , ödüller Izlemem gereken filmler, Çizmem gereken resimler, Dinlemem gereken müzikler, Gezmem gereken yerler, Konuşmam gereken meseleler, Birikmiş torbalarda program, Çizelgeler, notlar, anekdotlar, Özlemem gereken insanlar, Sormam gereken şahsiyetler, Birikmiş tüm hesaplar, Uzanmasını beklediğim bir el..
Reklam
“eğer kalbinizde birikmiş cümleler, aklınızı işgal etmiş fikirler kâğıda dökülmezse, bir başkasına aktarılmazsa, paylaşılmayanlar, insan kalbini zamanla içten içe aşındırmaya başlar” der tarık tufan. insan anlatmalı; hâlden anlayana, akan suya, bazen de uçan kuşa.
Herkese merhaba, öncelikle tekrar aranıza ve bu güzel platforma dönüş yapabildiğim için çok mutluyum. Son birkaç aydır halihazırda birikmiş olan mental yorgunluklarımın, dönem dönem beni boğan bazı hüzünlerin üzerine, beklenmedik zamanlarda çok yakınlarımın vefat durumları ne yazık ki bana çok zor durumlar yaşattı, art arda gelen can sıkıcı haberler, kötü gelişmeler beni epey yordu, yıprattı. Sadece biraz da olsa içimi rahatlatacağını, bana keyif veren şeyleri yapmaya devam etmenin, mutlu hissettiğim yerlerde bulunmanın iyi geleceğini düşünerek bu cümleleri yazıyorum, inanıyorum ki iyi de gelecektir. Bazen böyle anlar olabiliyor içinde seni boğan hüzünler cümleler ile çıksın gitsin istiyorsun içinden, hiç kimse ile hiçbir şey konuşmamayı istemenin aksine. Bu da öyle zamanlardan biri sanırım. Niyetim gülen güzel yüzlerinize kesinlikle gölge düşürmek olmadığı için şöyle devam etmek istiyorum; zor zamanlar da tıpkı güzel zamanlar kadar bitmeye mahkum tıpkı en zor gecede dahi sabah güneşin doğuşu gibi. Ve unutmamak lazım ki zor zamanlar güçlü insanlar, güçlü insanlar ise iyi zamanları yaratırlar. Umudumuz hep yarına ve bir sonraki güzel sayfaya.. Herkese ayrı ayrı keyifli okumalar.
O kadar birikmiş cümleler var ki insanın heybesinde, beyâna takat yetmiyor..!
Hüzünlü gerçekler
Tam metroya bineceğim, bir tane yaşlı amca makinenin önünde panik yapmış dolduramıyor kartı, arkasında birkaç tane genç birikmiş bağırıyor amcaya "-hadi be napıyosun, flört mü ediyosun makinayla" tabi bunu duyunca delirdim, ne yapıyorsunuz ya dedim gittim amcaya yardım ediyorum. Canım amcam sen ne istiyorsun dedim, kartım yok dedi,
Reklam
80 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 24 hours
Kehanet, Yazgı ve Tanrı Dokunuşuyla Tamamlanan Bir Öykü: Philoktetes
Not: Bu incelemede yine Antik Yunanistan’a bir yolculuk gerçekleştiriyoruz. Homeros eserleri ve mitolojiye, Sophokles ve tragedyaları ekseninde bir bakış atmak isteyenler buyursunlar. Birçok farklı konu başlığına ayırdım, ilginizi çekene yönelmek de yine sizin tercihinizdir. Okuyacak olanlara teşekkürlerimle. “…çünkü soylu insanlar haksızlığa
Philoktetes
PhiloktetesSophokles · İş Bankası Kültür Yayınları · 2015470 okunma
Kederin, hüznün, acının olmadığı bir yer düşün. Öylesine ıssız ve renksiz topraklar gibi boylu boyunca uzanmış. Mutluluğun tadı da ordan geliyor bir bakıma, acıdan. Hayat kendisini ordör tabağında güzellemiş, müşterisine en fazla iki dakika çekici ve estetik görünebilir. Sonrası garsonun bıkkın bakışlarıyla toplanır sofrası insanın. Mutluluk yani, kısa olması, verdiği hazzın değerini düşürebilir mi? İnsan dediğin, hayatının sonuna kadar Magnumdan çıkan son model arabasına sevinemez sonuçta, gerisi garsonun bıkkın bakışları... Acıyı, hüznü, kederi sevmeli insan. İyi ki can sıkıntısı denilen şey var mesela. Ve ölüm tabi, geride bıraktıklarının damaklarında gri metal tadı. Ve sonunda ihtiyarlık... Tüm olup bitmişlik ardından küçük bir iç çekiş belki. Kopuk kopuk cümleler birikmiş de hepsini tek seferde ciğerlerinden havaya bırakır gibi. Sonrası yine ölüm tabi, ölünün iki dudağının kenarından sızan mutluluk. Kısacık... Çürüyene kadar etleri.
" O kadar birikmiş cümleler var ki insanın heybesinde, beyânına tâkât yetmiyor.”
Yazmak eylemdir , düşünmekse devrim !!!!
Eğer kalbinizde birikmiş cümleler, aklınızı işgal etmiş fikirler kağıda dökülmezse, bir başkasına aktarılmazsa , içten içe sizi çürütmeye başlar.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.